Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
yolsuzluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yolsuzluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ebru Gündeş kocasını 7 ye katladı.

| 27 Mayıs 2014 Salı |

Ebru Gündeş'e, 2013 yılında verdiği konserler ve jüri üyesi olduğu O Ses Türkiye gibi yarışmalardan elde ettiği gelirler için 898 bin 324 lira vergi tahakkuk etti.

RIZA'DAN 133 BİN LİRA

Rıza Sarraf ile Ebru Gündeş 2010 yılında evlenmişti. Ebru Gündeş'in ne kadar vergi ödeyeceği İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 2013 yılına ilişkin en çok vergi ödeyen sanatçı listesinde ortaya çıktı. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, İstanbul genelinde önce gelir ve kira gelirlerinin içinde yer aldığı listeyi yayınlıyor.

 İstanbul ilindeki sanatçı, doktor, yeminli mali müşavir ve avukatlara ilişkin ilk 25'e girenlerin rekortmen listesi ise daha sonra internet sitesinde yer alıyor. Bu listeye göre Ebru Gündeş Sarraf ismiyle yer alan sanatçı, 898 bin 324 lira ile listede 13. oldu. Ebru Gündeş'in faaliyet alanı ise, "Bağımsız müzisyen, ses sanatçısı, konuşmacı, sunucu vb.'lerin faaliyetleri" oldu.


Zafer Çağlayan 10 bin dolarlık ayakkabı giyiyormuş!

| 8 Mayıs 2014 Perşembe |

Ne ayakmış breh breh!

700 bin liralık saatiyle konuşulan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ayakkabısının da 10 bin dolar (21 bin TL) olduğu iddia edildi.

700 bin TL'lik saatiyle ilgili verdiği ifade ve saat şirketinin bu ifadeyi yalanlamasıyla gündemde olan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan şimdi de ayakkabılarıyla gündemde.

Aydınlık gazetesinin haberine göre İtalya’nın Milano şehrinde özel olarak üretilen ve fiyatları 10 bin dolar civarı olan el yapımı ayakkabılardan bir çift de Zafer Çağlayan da mevcut.


Eski bakan Muammer Güler şimdi sigara tüttürüyor.

| |

Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre bir süre önce stent takılan Güler, buna rağmen 10 yıl aradan sonra sigaraya başladı. Güler'in TBMM bahçesinde sigara içerken görenler de şaşkınlıklarını dile getirdiler.

Güler, TBMM'deki sohbetinde, soruşturma görüşmeleri sırasında iddialara yeterince yanıt vermediği ve geçiştirdiği eleştirilerini şöyle yanıtladı:

RÜŞVET BULAMAYACAKLAR

"Vakit darlığı nedeniyle belgelerin çoğunu açıklayamadım. Aslında geceki yaptığım konuşmayı ilk bölümde yapmalıydım. Orada izah etmeye çalıştım, ama yeterince yer bulamadı basında. Ben evdeki paralarla ilgili belgeleri de getirdim. Ev satışına ilişkin protokoller elimde. Her iddiaya verecek belgeli yanıtımız var. Ama niye öyle algıladılar bilmiyorum?

 Komisyonda da bütün bunları belgeleriyle ortaya koyacağım. Henüz oğlumla ilgili iddianame hazırlanmadı. Hazırlandığında göreceksiniz tek kuruş rüşvet bulamayacaklar. Biz, o zaman , oğlum tutuklandığında, evinden çıkan paralarla ilgili belgelere senet ve ev alma protokollerini savcıya gönderdik. Zaten bunlar ellerinde."


700 binlik saatin üreticisinden Çağlayan'a yalanlama geldi.

| 7 Mayıs 2014 Çarşamba |

Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan'ın TBMM'de yaptığı savunmasında 700 bin TL'lik saatle ilgili dile getirdiği iddiaları, saatin satın alındığı Patek Philippe firması yalanladı.

 "Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor" diyen Çağlayan'ın açıklamalarını yalanlayan firma yetkilileri "Garanti belgesi, kişiye özel değil saate özeldir. Garanti belgesinde sadece saatte kaç taş var, kaç karatlık altın, seri numarası, üretim tarihi ve garanti süresi yazılır" dedi. 'GAZETE İLANI VERMEYİZ' Saati gazete ilanından görüp beğendiğini söyleyen Çağlayan'ın bu iddiası da yine firma tarafından yalanlandı.

 Gazete ilanı vermediklerini belirten firma yetkilileri "Özel bir saat ürettiğimiz zaman bunu müşterilerimize elektronik postayla bildiririz" diye konuştu. Firmanın Cenevre'deki merkez mağaza sorumlusu ile görüşen Aydınlık gazetesinden Derya Derviş'in aldığı yanıtlar şöyle: "Cenevre Paris ve Londra'nın yanısıra bir çok ülkede de saatlerimizi satan aracı firmalar var. Hiçbir ülkede gazete ilanları vermeyiz. Biz marka bir firmayız ve müşterilerimiz çok özeldir. Firmamız 1996 senesinden beri dergi çıkarır. Müşterilerimiz, ürettiğimiz saatleri bu dergiden takip ederler. Özel bir saat ürettiğimiz zaman da bunu müşterilerimize elektronik postayla bildiririz." 'GARANTİ BELGESİNE İSİM YAZMAYIZ' "Faturalarda müşterilerimizin adı, ünvanı ve kanunen yazılması gereken her şey kesinlikle yazılır. Ama garanti belgesine isim yazmayız. Garanti belgesi kişiye özel değil saate özeldir.

 Garanti belgesinde sadece saatte kaç taş var, kaç karatlık altın, seri numarası, üretim tarihi ve garanti süresi yazılır. Saati alan kişi hediye edebilir veya satabilir düşüncesiyle isim yazılmaz, garanti belgesini elinde bulunduran kişi saati alan kişi demek değildir." Öte yandan Patek Philippe'le sözleşmesi olan İstanbul'daki firmanın da garanti belgesinde isim yazılmadığını teyit ettiği haberde ifade edildi.  'SAATİN PARASINI ÖDEDİM' Zafer Çağlayan, konuyla ilgili, "Ben saati bir gazetenin ilanında gördüm, çok beğendim, ilgili firmayla temasa geçtim, 'kişiye özel üretiyoruz' dediler. Daha sonra firma yetkilisi beni aradı ve 'satın alacak mısınız?' dedi. Bu konuşma yapılırken Rıza Zarrab o ortamda bulunuyordu.

 'Bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler' dedi. Sonra bir araçla saati bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim ve mal beyanımda da gösterdim" dediği medyaya yansımıştı.  Çağlayan, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde Başbakan Erdoğan'ın Mersin mitingi öncesinde hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili açıklamada bulunmuş, "Zafer Çağlayan'a saat hediye eden varsa, eğer bir saat almışsam, saat aldığımı ve saat verildiğini kim söylüyorsa edepsizdir, vicdansızdır, ahlaksızdır. Hırsız görmek istiyorsan dön partine bak. Hırsız görmek istiyorsan İstanbul'a aday gösterdiğin başkan adayına bak" ifadelerini kullanmıştı.

  Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın avukatı Muhammed Hardalaç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerel seçim öncesi miting meydanlarında yaptığı konuşmalarda sarf ettiği "Zafer Çağlayan hediye saat almış. O saati paralel devlet mi taktı? Bakanın koluna 700 milyar liralık saati paralel devlet mi taktı?" şeklindeki sözler üzerine yasal yollara başvuracaklarını söylemişti.

 Kesin mahkeme kararı olmadan bu tip asılsız ithamlarda bulunulmasının müvekkilini rahatsız ettiğini vurgulayan Hardalaç, şunları kaydetmişti: "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bahse konu saat ile alakalı müvekkilim Mersin milletvekili Zafer Çağlayan'ın, saatin bedelinin ödendiğine ve söz konusu saati mal beyanında sunduğuna ilişkin yapmış olduğu açıklamaları hiçe sayarak kamuoyunu kasten yanlış yönlendirmek istemektedir." Cihan


700 bin liralık saati gazeteden almış!

| |

Yolsuzlukla suçlanan Çağlayan’ın konuşmasından satır başları:

"İFTİRAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

17 Aralık’tan itibaren sistematik bir itibarsızlaştırma çalışmasıyla karşı karşıya kaldık. Bunları kamuoyu ibretle izledi. Hala savcılık tarafından yürütülen soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen hakkımdaki iddialara delilleriyle cevap vereceğim. Bunları konuşarak aslında suç işliyoruz. Büyük bir iftira büyük bir yalanla karşı karşıyayız.

700 BİN LİRALIK HEDİYE SAAT İDDİASI

Bahse konu saatin bedelinin tarafımca ödendiğini belirtmiştim. Diyorum ki bu saat tarafımca alınmıştır bedeli ratafımca ödenmiş ve mal beyanıma girmiştir.

"REZA ZARRAB DA ORTAMDAYDI"

Bu sabah, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve partinin yönetiminin başkanlığında yapılan kahvaltılı toplantıda, söz alan Zafer Çağlayan 700 bin dolarlık saat iddiasıyla ilgili bilgi verirken, saatin fiyatından söz etmedi. Çağlayan, “Ben saati bir gazetenin ilanında gördüm, çok beğendim, ilgili firmayla temasa geçtim, ‘kişiye özel üretiyoruz’ dediler. Daha sonra firma yetkilisi beni aradı ve ‘satın alacak mısınız?’ dedi. Bu konuşma yapılırken Reza Zarrab o ortamda bulunuyordu. ‘Bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler’ dedi. Sonra bir araçla saati bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim ve mal beyanımda da gösterdim” dedi.

REZA ZARRAB’IN UÇAĞIYLA UMRE ZİYARETİ İDDİASI

Defalarca umre ziyareti yaptım. Söz konusu ziyareti ben bir acenta üzerinden yaptım ve tüm masrafları tarafımca ödendi. Bu bir itibarsızlaştırma operasyonudur.
Umre konusunun gündeme gelmesi Türk milletinin dini duygularının istismar edilmesi çabasıdır.

1,5 TON ALTIN İDDİASI

Gana’dan geldiği iddia edilen uçaktaki 1,5 ton altınla ilgili şahsımla ilgili adli operasyonu engellediğim iddia edildi. Gana’dan gelen uçak gerekli belgeleri sunamadığı içi işlem yapılmıştır. Daha sonra belgeler tamamlanmış ve uçak Dubai’ye gitmiştir.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir.

1 LİRA VERGİ KAYBI YOKTUR

Altın ithali gümrük vergisi ve KDV’ye tabi değildir. Ortada 1 lira vergi kaybı yoktur. Reza Sarraf’ın İran’a yapılan ihracatlarda komisyon oranının düşürüldüğünü sağladığım iddia edildi.

Halkbank bir yandan kamu bankası bir yandan da 1980’den itibaren İran’da temsilciliği olduğu için devredeydi.

Piyasa koşullarına göre komisyon oranlarının normal olduğu çok net bir şekilde ortaya konmuştur. Tamamen ulusal ve uluslararası şartlara uygundur.

BAYRAKTAR'LA EL SIKIŞTI

Konuşma süresi bittiği için Çağlayan’ın mikrofonun sesi kesildi. 1 dakikalık ek sürenin ardından Çağlayan kürsüden indi ve ilk olarak milletvekili sıralarında oturan Erdoğan Bayraktar’la el sıkıştı.


Reza Zarrab polo pantolonuyla kahvaltı yaptı!

| 4 Mayıs 2014 Pazar |

Ünlü ses sanatçısı Ebru Gündeş eşi Reza Sarraf ile birlikte uzun zamandan beri ilk kez görüntülendi. Baş başa kahvaltı yapan Reza Sarraf Ebru Gündeş çifti daha sonra mekandan konuşmadan ayrıldı.

 Ünlü ses sanatçısı Ebru Gündeş eşi Reza Sarraf ile birlikte uzun zamandan beri ilk kez görüntülendi. Baş başa kahvaltı yapan Reza Sarraf Ebru Gündeş çifti daha sonra mekandan konuşmadan ayrıldı. Reza Sarraf Ebru Gündeş haberleri

Yolsuzluk operasyonu kapsamında hapse giren iş adamı Reza Sarraf ilk kez eşi ile birlikte görüntülendi. Ebru Gündeş ile birlikte kahvaltı yapan Reza Sarraf, at binmek için mekandan ayrıldı. Reza Sarraf Ebru Gündeş çifti korumaları ile birlikte uzaklaştılar
Ünlü sanatçı Ebru Gündeş'in eşi Reza Sarraf tutukluluk hayatının sonrasında ilk kez görüntülendi. Eşi Ebru Gündeş ile brilikte kahvaltı yapan Reza Sarraf daha sonra at binmek için binicilik kulübene doğru yol aldı.

17 Aralık operasyonu kapsamında yolsuzluk suçlamasıyla hapse giren ünlü iş adamı Reza Sarraf, ilk kez görüntülendi. Kemer Country'de eşi Ebru Gündeş ile birlikte kahvaltı yapan Reza Sarraf'ın keyifli halleri dikkat çekti. Ebru Gündeş Reza Sarraf çifti daha sonra korumalarıyla birlikte at binmek için binicilik kulübüne doğru yürüdüler.

Reza Sarraf At Binerek Sitres Attı

Bebekleri Alara'yı evde bakıcılarına bırakan Ebru Gündeş ve Reza Sarraf çifti gün boyu eşofman ile gezerek ayrı kaldıkları günlerin acısını çıkarttılar. Reza Sarraf'ın uzun binici çizmeleri dikkat çekerken, Enru Gündeş'in ise zayıflamış halleri dikkat çekti


Ebru Gündeş Reza Zarrab vur patlasın çal oynasın lüks hayat.

| |

Ebru Gündeş'in eşi Reza Zarrab 17 Aralık sürecinde zor zamanlar geçirdi. Zarrab serbest kalması ile birlikte boğazdan 2 köşk satın aldı.Çiftin tadilat sonrası taşınacağı söyleniyor.

 Reza Zarrab '17 Aralık Operasyonu'nda sabaha karşı gözaltına alındığı Kanlıca'daki yalısında yaşamak istemedi ve 25 milyon dolara Kandilli sırtlarında Boğaz manzaralı 2 köşk aldı. Posta'dan Ali Keser'in haberine göre, Reza Zarrab ‘17 Aralık Operasyonu’nda Kanlıca’daki yalısından sabaha karşı gözaltına alınıp tutuklanmış ve 28 Şubat’a kadar hapis yatmıştı. Reza Zarrab bu olaydan sonra o yalıda yaşamak istemedi.

BOĞAZDA 2 YENİ YALI DAHA ALDI!
Yalıyı satmadı ama 25 milyon dolara Kandilli sırtlarında Boğaz manzaralı 2 köşk aldı. 4 dönümlük arazi içindeki köşkler toplam 1000 metrekare. Kale gibi duvarlarla çevrili köşklerde şu sıralarda tadilat sürüyor. Reza Zarrab’ın adamları köşklerin çevresinde kuş uçurtmuyor. Ebru Gündeş ile Reza Zarrab yaz sonu köşklere taşınacak.


Reza Zarrap İstanbul Boğaz manzaralı iki köşk satın aldı.

| 3 Mayıs 2014 Cumartesi |

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun kilit isimlerinden Rıza Sarraf, İstanbul Boğazı'ndan iki yeni köşk satın aldı.

Rıza Sarraf 17 Aralık operasyonunda Kanlıca'daki yalısında sabaha karşı gözaltına alınıp tutuklanmış ve 28 Şubat'a kadar hapis yatmıştı.

Posta Gazetesi'nin haberine göre Rıza Sarraf bu olaydan sonra o yalıda yaşamak istemedi. Yalıyı satmadı ama 25 milyon dolara Kandilli sırtlarında Boğaz manzaralı 2 köşk aldı. 4 dönümlük arazi içindeki köşklerde toplam bin metrekare.

 Kale gibi duvarlarla çevrili köşklerde şu sıralarda tadilat sürüyor. Rıza Sarraf'ın adamları köşlerin çevresinde kuş uçurtmuyor. Ebru Gündeş ile Rıza Sarraf yaz sonu köşklerine taşınacak.


Rüşvetin yeni adı cari açık kapama!

| 22 Nisan 2014 Salı |

REZA ZARRABIN HEYKELİNİ DİKMEK GEREK
Daha sonra kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:

''17 Aralık’tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük. 17 Aralık’ta darbe yapıldı diyor. Ne darbesi kardeşim. Hangi darbe…17 Aralık’ta eğer oğluna telefon edip paraları sıfırla diyorsa bu ülkedeki herkesin düşünmesi lazım. Şunu kimse söylemesin: Efendim Erdoğan’ın bundan haberi yoktu. Bunu diyenin önüne 3 sayfalık 18 nisan 2013 tarihli MİT raporunu koyarız. Bu hafta soruşturmalar başlayacak.

 Neyin yalan neyin gerçek olduğu ortaya çıkacak. Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş.. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım... Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığın'nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada. Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Elinde bir çikolata kutusu Başbakan’a giderken.

Son balkon konuşmasından bütün üçkağıtçılar vardı aile de vardı orada. Reza Zarrab yoktu. Onu da alsınlar oraya. Bence Bakanların cari açığını kapatmıştır. Rüşvetin yeni adı cari açığı kapatma. Ben merak ediyorum bu adam sanayiciydi de haberimiz mi yoktu. Rüşvetin adı cari açık oldu şimdi. Çıkarıyorsunuz Reza Zarrab’ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı koyularak onu meşru gösterme asla mümkün olmamalıdır. Bunu hesabını havuz medyasından soracağız.''


Reza Zarrab Başbakanla selfie çekmişmidir?

MHP lideri Bahçeli, Zarrab'ın bazı gazetelerdeki demeçlerini ve bir televizyon kanalında yayınlanan söyleşisinde arkasında Türk Bayrağı olmasını ağır sözlerle eleştirdi.

Bahçeli'nin Reza Zarrab hakkında söyledikleri şöyleydi:

''Malumunuz 17 ve 25 Aralık 2013’de yakın zamanın en büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu yapılmıştır. Bu çerçevede İranlı avantacının ve rüşvet simsarının pislikleri de bir bir dökülmüştür. Bakanları rüşvet kümesine alan bu kişidir. Başbakan ve hükümetini kafesleyen ve şu ibretlik duruma bakınız ki kendisini hayırsever olarak kabullendiren bu sözde işadamıdır. Hanedan mensuplarını menfaat karşılığında haram Dolar ve Euroya boğan, bakan çocuklarını kara para esiri yapan bu kaçakçıdır. Şu günlerde yandaş medya mezkur hortumcuyu şişirme ve parlatma görevini üzerine almıştır. İsmi Sabah olan gece gibi karanlık bir medya organı sabıkalı rüşvetçiyle mülakat yapmış, görüşlerini kamuoyuna hiç utanmadan, hiç mahcubiyet duymadan aktarmıştır. Kimlerin namına çalıştığı belli olan ve yandaş sirkine dönen bir televizyon kanalı da Türk bayraklı bir ortamda ekranlarını söz konusu kara paracıya açmıştır. Meğer bu İranlı anaforcu iyi bir yere dükkan açmış ve tam bir gayretle Türkiye’ye ne hizmetler yapmıştır da biz kadrini kıymetini bilememişiz" dedi.

BAŞBAKANLA SELFİE POZU VERMİŞLER MİDİR?
Cari açığın yüzde 15’ni tek başına kapattığını, ülkemize döviz kazandırdığını, hiçbir yanlış ve alengirli işinin olmadığını söyleyen bu kişi aynı zamanda 17 Aralığı darbe olarak yaftalamıştır. Merak ediyoruz, İranlı şarlatan gazete ve ekrana çıkmadan önce Kısıklı’da Başbakan nezaretinde bir prova yapmış, sonra da birlikte selfie pozu vermişler midir?  Ya da önüne koyulan metni mahdumlardan kurulu kankaları yardımıyla sabah akşam ezberlemiş midir? Bize göre cari açığın yüzde 15’ni tek başına kapatan birisini Başbakan ya dışarından Ekonomi Bakanı olarak atamalı, ya da Hazine Müsteşarlığı’na, değilse bile Merkez Bankası’nın başına getirmelidir. Bunlar kesmiyorsa doğrudan doğruya maliyeyi bu rüşvet ustasına bağlamalı, hatta AKP’ye eşbaşkan olmasına yüreklice karar vermelidir. Veya AKP’nin önüne anıtını dikmeli, paralara resmini koymalı, pullara ismini yazdırmalıdır. Nasılsa Başbakan çuvallamış, yolsuzluğun turnikesine ve yolgeçen hanına dönmüştür. Nasılsa her şeyin ayarı bozulmuş, hukukun tadı tuzu kaçmıştır.

''YUNMUŞ YUSUF OLMUŞTUR''
Twitter’in buzlanmasından sonra yolsuzluğun ve rüşvetin küllenmesi adına her şeyi mubah görenler için İranlı madrabazın cilalanıp gün yüzüne çıkarılması son derece doğaldır. Ekonomik parametrelere göre konuşacak olursak baştan ayağa yanlış ve yalan bilgi veren bu İranlı’nın milletimizin huzuruna çıkarılması tam anlamıyla felakettir. 74 günde cezaevinden çıkartılan, Başbakan ve hükümetini ’yakarım sizi’ diyerek tehdit ettiği anlaşılan bu fırıldak, neredeyse yunmuş Yusuf olmuştur.


Havuz Medyası Reza Zarrabı aklama operasyonunda!

| 19 Nisan 2014 Cumartesi |

Havuz Medyası, 'Hayırsever' Reza Zarrab ile röportaj yapıp; aklama operasyonunu başlattı.

Ve sonunda beklenen oldu!

Havuz Medyası'nın 'amiral gemisi' Sabah ile güzide temsilcisi Takvim, Zarrab'ı manşetlerine taşıdı.

Üstelik afili pozlar verdirerek!

Reza Zerrab'la röportacı, kurgu habercilikte uzman muhabir Şaban Arslan yaptı.

Arslan, Zarrab'a sorulması gereken hiçbir soruyu soramadı.

Misal, TÜRGEV'e para gönderdiğine dair internete düşen ses kaydı iddiaları doğru mu?

Bir başka sorulmayan soru, Muammer Güler neden kendisinin önüne yatıyor?

Egemen Bağış'a çikolata kutusu içinde giden milyonlar...

Dubaili siyasilere sunulanlar...

Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'la diyalogları ve ayakkabı kutusundaki milyonlar...

Bu sorular uzayıp gider...

Röportajın en önemli bölümü Babek Zencani ile tanışıp tanışmadığına yönelikti.

Zarrab, Zencani'yi tanıdığını kabul etti.



İfadeleri şöyle: "Babek Zencani'yle arkadaş da değilim ortak da. Toplam görüşmem, 4 dakikayı geçmez. İran'da hakkımda tutuklama kararı yok. Dilediğim zaman
gidip gelebilirim. Orada şirketlerim var ve babam da şu an orada."

Röportajdan anlıyoruz ki, Zarrab hakikaten 'hayırsever'miş!

Türkiye'nin cari açığının yüzde 15'ini kapattığını söylüyor:

"Benim yaptığım tüm ticaret, bankalar üzerinden yapılmıştır. Devletin tüm kurumlarının denetimine açık yapılmıştır. 200 ton altın ihraç edip Türkiye'ye 25 milyar TL
gelir sağladım. Cari açığın yüzde 15'ini ben kapattım."

Ses kayıtlarından hatırlanacağı gibi, Reza Zarrab bahşişe çok önem veriyor.

Annesinin babası tarafından şu öğüt verilmiş:  "Memurun ve o....nun bahşişini peşin vereceksin"




Metroda kullanılan ithal malzemeleri 4 kat pahalı satıp devleti milyonlarca zarara sokmuşlar!

| 17 Nisan 2014 Perşembe |

Sayıştay, Kadıköy-Kartal metrosunu yapan şirketlerin, ithal edilecek mallar için yurtdışında firma kurup, maliyeti milyonlarca dolar yükselttiğini saptadı.

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı ile Türk siyasi hayatına giren, Sayıştay’ın “duman oluruz” tespitleri, 30 Mart yerel seçimlerinin ardından gün yüzüne çıkmaya başladı. Sayıştay’ın hükümeti zor durumda bırakacağı öne sürülen tespitlerin başında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) metro inşaatı geliyor. Sayıştay denetçilerinin inşaatla ilgili yaptığı incelemelerde, batık banka patronları tarafından sıkça kullanılan “back to back kredi yönteminin” bir benzeri “İstanbul Metro İnşaatı”nda uygulandı. Bu yöntemle, metro ihalesinde kullanılan malzemeler, 3-4 kat daha pahalıya satılarak devlet milyonlarca dolarlık zarara uğratıldı.

Taraf gazetesinin iddialarına göre; metro inşaatında yaşanan, “back to back” yöntemi ile yapılan usulsüzlüğün ayrıntıları şöyle:

HALEDEN 2 GÜN ÖNCE KURULDU

Kadıköy-Kartal Metrosu’nda, usulsüzlük iddialarına konu olan ihale süreci 2008’de başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Raylı Sistemler Müdürlüğü, “Kadıköy-Kartal Metro ikmal inşaatı ve elektronik sistemler temin montaj işletmeye alma işlerini” 751 milyon 256 bin 42 euro artı KDV olmak üzere Avrasya Metro ortak Girişim Grubu’na verdi. Ticaret Sicil Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre, yaklaşık 751 milyon euroluk işi üstlenen konsorsiyum 4 Mart 2008 tarihinde yani  ihaleden iki gün önce kuruldu. Konsorsiyumun ortakları ise Astaldi S.P.A, Makyol İnşaat Sanayi Şirketi ve Gülermak Ağır Sanayi şirketinden oluştu.

İBB “İTHALAT” YETKİSİ ALDI

Kadıköy-Kartal Metrosu’na ilişkin ihalenin gerçekleşmesinin ardından Sayıştay denetçilerini kızdıran olaylar silsilesi başlıyor. Öncelikle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihale kapsamındaki elektronik parçaları ithal etme izni alıyor. Bunun için ayrıca Hazine Müsteşarlığı teşvik belgesi de düzenliyor. Hazine Müsteşarlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına elektronik eşyaları ithal etmesi için 5 Aralık 2008 tarihli ve 92450 sayılı yatarım teşvik belgesi düzenliyor. Yani devlet, elektronik parçaları ithal etme yetkisini ve teşvik belgesini belediyeye veriyor.

Belediye, ikinci aşamada ise, belediye elektronik eşyaları ithal etme yetkisini ihaleyi kazanan Avrasya Metro şirketine devrediyor.  Devir işlemi ise 27 Ekim 2009 tarihli vekâletname ile gerçekleştiriliyor. Vekâletnamede özetle şu ifadeler yer alıyor:

“...İstanbul Büyükşehir Belediyesi namına bütün Türkiye Gümrüklerine gelmiş ve gelecek bilumum malların gümrük muamelelerini ifa ve ikmale, gümrük ambarlarından veya gümrükle ilgili Devlet Demiryolları, Denizcilik Bankası veya diğer teşekküllere ait sundurma, ambar ve antrepolardan çekmeye... belirtilen tüm yetkileri dilediği özel ve tüzel kişilere vekalet verme kanalı ile aktarmak üzere... Astaldi S.P.A - Mak-Yol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş.- Gülermak Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt A.Ş. İş Ortaklığını vekil tayin ettik.”

PARÇALAR “KARDEŞ” FİRMADAN

Üçüncü aşamada ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden vekaletname ile yetkiyi alan konsorsiyum şirketi olan Avrasya Metro Grubu, ABD ve İtalya’dan malzemeleri ithal etmeye başlıyor. Ancak, Sayıştay denetçilerinin tespitlerine göre, parçaların ithal edildiği şirketler, Avrasya Konsorsiyumu’nun yan şirketlerinden oluşuyor. Yani, parçaları ithal edenin de, ihraç edenin de aynı grubun firmaları olduğu belirleniyor. Örneğin, metro vagonlarının uzaktan kontrol ve kumandasını sağlayan elektronik parçalar, İtalya’da kurulu olan Avrasya Metro Grubu S.R.L, şirketinden alınıyor. Daha doğrusu,  parçaları satan şirket kayıtlarda ihaleyi kazanan konsorsiyumun alt şirketlerinden birisi olarak yer alıyor.

4 KAT PAHALIYA FATURA EDİLDİ

Söz konusu şirketler, temin ettikleri parçaları belediyeye 3-4 kat daha pahalıya satıyor. Örneğin, Amerika’daki PentairPumpGroup firmasından 1 Aralık 2010 tarihli 2367427 sayılı fatura kapsamında 677 bin 408 dolara satın alınan 16 set / 44.811 KG yangın pompası, İstanbul BŞB ne 22.02.2011 tarihli 644420 sayılı faturayla 1 milyon 783 bin 191 euro (2.447.090 dolar) bedelle satılıyor. Yani, belediyenin vekaletnamesi ile 677 bin dolara ithal edilen yangın pompası seti, belediyeye 3.6 kat daha pahalıya satılıyor.

Yine, Avrasya Grup, metronun kontrol kumandalarını İtalya’daki firması olan Avrasya Metro Grubu S.R.L. firmasından 518 bin 19 euroya satın aldı. Aynı eşya ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne 1 milyon 935 bin 509 euro bedel üzerinden fatura edildi.

Sayıştay denetçileri, İstanbul metrosunun elektronik sistem parçalarının temininde yapılan usulsüzlüğü, batık bankalarda kullanılan “back to back” yani cepten cebe kredi aktarma sistemini benzettiler. Batık bankalarda, patronların, grup şirketlerini kredileri back to back sistemi ile aktardıkları ortaya çıkmıştı. Söz konusu sistem ile A ve B bankalarının patronları aralarında gizli bir şekilde anlaşıyor. A bankasından B bankasının grup şirketlerine, A bankasından da B bankasının grup şirketlerine aynı tutarda kredi kullandırılıyor. Aslında, kâğıt üzerinde yapılan bu işlem ile, batık banka patronu kendi bankasından kendi şirketlerine kaynak aktarmış oluyordu. Metro inşaatında uygulanan sistem ile de, ihaleyi kazanan Avrasya Grubu, yurtdışında kurduğu şirketler aracılığı ile malzemeleri daha yüksek bedelden satın almış gösterdi. Aynı malzemeler belediyeye daha yüksek bedel üzerinden satıldı. Yani belediye, kendi yetkisi ile ithal edilen malzemelerden milyonlarca dolarlık zarara uğratılmış oldu.


Akp'li eski başkan seçimi kaybetti belediye de ne varsa götürdü.

| 2 Nisan 2014 Çarşamba |

AKP- AK Parti’li belediye kaybettiği Bitlis’de belediye hizmet binasını ve sosyal tesisleri boşalttı.

Dicle Haber Ajansı’nın haberine göre; Bugün belediye binasına giden BDP’liler belediye hizmetlerinde kullanılan bilgisayarların tamamına yakının hardisklerinin sökülerek götürüldüğü ve belediye binası ile Tekel Sosyal Hizmet Binası’na ilişkin kalolifer kazanlarında ise fazlasıyla yakılmış evraka ilişkin kağıt koli buldu.

Güvenlik kameralarının da kablosunun kesildiği anlaşıldı. Ayrıca, AKP- AK Parti Bitlis eski Belediye Başkanı Fehmi Alaydın’ın danışmanı olan Ferhat Gök’e ilişkin faaliyet odasında belediyeye zimmetli olan bilgisayarlar ve televizyonun yanında elektronik malzemenin ve klasörlerin de bilinmeyen bir yere götürüldüğü öğrenildi.
BDP’liler olayla alakalı suç duyurusunda bulundu. Bitlis polisi de incele ve delil toplama faaliyetine start verdi.


Tape selfiesi

| 28 Mart 2014 Cuma |


Tape selfiesi


İzmir’i karıştıran sahte Gülen afişleri

| |

İzmir’de bazı semtlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadaroğlu’nun bir eliyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Aziz Kocaoğlu‘nun diğer eliyle de Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in ellerini havaya kaldırdığı sahte afişler İzmir’i karıştırdı

İzmir’de bazı semtlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadaroğlu’nun bir eliyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Aziz Kocaoğlu‘nun diğer eliyle de Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in ellerini havaya kaldırdığı montaj fotoğrafın üzerinde “Fethullah Gülen ile Gülen CHP” yazılı afiş asıldı. CHP, AKP’yi suçladı ve dava açtı.

Seçime iki gün kala İzmir’de bazı semtlere asılan afiş ortamı gerdi. CHP’nin kurumsal seçim afişi gibi tasarlanan, photoshop tekniği kullanılarak hazırlanan afişte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadarğlu’nun bir eliyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Aziz Kocaoğlu‘nun diğer eliyle de montajla yerleştirilen Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in ellerini tutup havaya kaldırdığı fotoğrafın üzerinde “Fethullah Gülen ile Gülen CHP” yazıldı. Afişler özellikle Mavişehir, Alsancak, Kordon gibi merkezi yerlerde elektrik direklerine yapıştırıldı.

CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, tutanakla tespit yapıp, suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, “Bize gelen bilgiler, bu afşilerin AKP’nin afişlerinin basıldığı matbaadan çıktığı yönünde. Parti logosunu, sloganını kullanarak montajla seçmeni yanılttıkları için bu iftiraya karşı dava açıyoruz” dedi.

“SON ÇIRPINIŞLARI”
CHP’nin seçim işledinden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Altan İnanç, Kılıçdaroğlu ve Kocaoğlu’nun Tire Süt Kooperatifi için biraraya geldikleri fotoğrafta Kılıçdaroğlu’nun elini tuttuğu kişinin yüzüne Fethullah Gülen’in montajlandığını belirterek, “Afişler bu sabah asıldı. Bu bir seçim suçu. Fotoğraf montaj. Kötü bir yöntem. AKP’nin son çırpınışı. Bu kaybediyor olmanını verdiği korkaklık. Afişlerin altındaki dijital baskıdan yola çıkarak AKP’nin yaptığını bulduk. Seçim Kurulu’na, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne şikayette bulunduk. MOBESE kameralarının incelenmesini talep ettik. Afişlerin toplatılmasını istedik, çoğu toplandı” dedi.
AKPli yöneticiler ise konu hakkında bilgi sahibi olmadıklarını söyledi.


Twitter o hesaba Türkiye'den erişimi engelledi

| |

Twitter, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) mahkeme kararıyla askıya alınmasını istediği hesapları durdurmaya devam ediyor.

Twitter, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) mahkeme kararıyla askıya alınmasını istediği hesapları durdurmaya devam ediyor.

Bu kapsamda "oyyokhirsiza" hesabının Türkiye erişimi engellendi.

Edinilen bilgiye göre, Twitter'e erişime tedbir kararı alınmasına neden olan hesaplarla ilgili ikinci adım atıldı.

Buna göre, "oyyokhirsiza" hesabına Türkiye'den erişim engellendi. Hesaba girildiğinde "oyyokhirsiza's account has been withheld in Turkey (oyyokhirsiza'nın hesabı Türkiye'de durduruldu)" uyarısıyla karşılaşılıyor ve kullanıcının tüm twetlerinin yerine söz konusu yazı yer alıyor.

Bu hesabın kullanıcı adında ise "withheld account (durdurulmuş hesap)" yazısı bulunuyor.

Ayrıca "ACEMUSAKLARI" hesabında yer alan ve şikayet konusu olan içerikler de kaldırıldı.

Twitter, 22 Mart Cumartesi günü Samsun'da C.K. adlı kadının ismi kullanılarak müstehcen içerikli yazı ve resimlere yer veren sahte hesabı da askıya almıştı.


Beşir Atalay:"Ne kıytırık bir il bu"

| 27 Mart 2014 Perşembe |

'Kıytırık bir yer'
Başçalan adlı hesabın paylaştığı yeni ses kaydında yer alan iddiaya göre, aday gösterildiği Kırıkkale'yi beğenmeyen Beşir Atalay "kıytırık il" yorumunu yapıyor.

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu süreci ile başlayan telefon dinlemelerini internete yüklemelere bir ses kaydı daha eklendi.

Başçalan adıyla Twitter'a yüklenen yeni ses kaydında yer alan iddiaya göre, aday gösterildiği Kırıkkale'yi beğenmeyen Beşir Atalay "kıytırık il" yorumunu yapıyor.

Sızıntıda yer alan ve ortam dinlemesi olduğu anlaşılan konuşmalarda Beşir Atalay'a ait olduğu iddia edilen ses, Van da Diyarbakır da olsa her yere giderim ama Kırıkkale'ye o kıytırık yere gitmem diyor. Halen 24. Dönem Kırıkkale Milletvekili olan Atalay bu konudaki hoşnutsuzluğunu o kadar ileriye götüyor ki; hiç umurumda değil yine Kırıkkale'ye veremezler beni dediği iddia ediliyor.


Bedaş bu neyin parası?

| |

BEDAŞ'a soruşturma!

EPDK, faturaya yansıtılan bedel için "bu neyin parası" diye sordu

Abone sayısı 4.3 milyona ulaşan ve 25 milyar kilovatsaatlik elektrik satışıyla Türkiye’nin en büyük dağıtım şirketi olarak öne çıkan BEDAŞ, özelleştirme sonrasında şikâyet rekorları kırıyor.

Habertürk'ün haberine göre aboneler, başta fatura okuma, arızalara müdahale ve açma-kapama olmak üzere çok değişik konuda Ankara’ya şikâyet yağdırıyor. Abonelerden gelen bu şikâyetler, çoğu zaman bilgi ve belgeye bağlanmadığı için inceleme ya da denetim aşamasına geçilemiyor.

BEDAŞ’la ilgili bir şikâyet, kısa bir süre önce soruşturma konusu oldu. BEDAŞ’ın bazı abonelerden elektrik sayaçlarına ‘bakım yapıldığı’ gerekçesiyle ‘sayaç bakım bedeli’ adı altında haksız yere belli tutarda tahsilat yaptığı iddiası ve bu iddiayı destekleyecek nitelikte soruşturma için yeterli kanıt ya da bilginin olduğunun saptanması üzerine EPDK harekete geçti. Soruşturmada, BEDAŞ’ın bu konuda yürüttüğü tahsilatın gerekçeleri ve abone bazlı işlemler tek tek incelenecek. Haksız yere tahsilat yapıldığının belirlenmesi durumunda BEDAŞ, öncelikle ilgili abonelere paraları iade edecek. BEDAŞ’a, mevzuata aykırı işlemi nedeniyle aynı zamanda para cezası verilmesi de gündemde.

DAĞITIM ŞİRKETLERİ SEÇİM İÇİN TEYAKKUZDA

Enerji Bakanı Taner Yıldız, 21 özel dağıtım şirketine, seçim günü bütün mühendis ve teknik elemanlarının işin başında ve muhtemel arızaya karşı teyakkuzda olmalarını söylediklerini belirtti.


"Ahlaksızlığın bu boyutu dünyanın hiç bir ülkesinde görülmemiştir"

| 26 Mart 2014 Çarşamba |

CHP Lideri, Başbakan Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili "Ahlaksızlığın bu boyutu dünyanın hiç bir ülkesinde görülmemiştir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim çalışması için geldiği Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın görüntülerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla servis yapıldığı iddiasına yönelik ses kaydını değerlendirirken, "Bu ABD'de yaşanan Watergate skandalının bir başka versiyonudur" dedi.

OTOBÜSE BİNMEDEN GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçim çalışmaları için Manisa'nın Akhisar İlçesi'ne geldi. Özel uçakla Akhisar'daki askeri havaalanına inen Kemal Kılıçdaroğlu, burada partililer tarafından karşılandı.Kılıçdaroğlu, parti otobüsüne binmeden önce, CHP eski Genel BaşkanıDeniz Baykal'ın görüntülerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla servis yapıldığı iddiasına yönelik ses kaydını değerlendirdi.

"BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNDA OTURAMAZ"

Parti olarak derhal açıklama beklediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğunda oturan zatın süratle açıklama yapmasını bekliyorum. Ahlaksızlığın bu boyutu dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir. Zaten bu olayın faillerinin bugüne kadar ortaya çıkmamasının nedeni de budur. Asıl fail odur. Ahlaksızlığı bu boyuta getiren bir kişi başbakanlık koltuğunda oturamaz. Bu ABD'de yaşanan Watergate skandalının bir başka versiyonudur. Süratle bir açıklama yapmalıdır. Kişilerin özel yaşamı ne zamandır başbakanların ilgi alanlarına girmeye başladı. Bu ülkede başbakanın yapacağı başka iş yok mu? Bu kadar işsizlik varken, bu kadar yolsuzluk varken! Bunları anlatırken bile utanıyorum, ama acaba o utanıyor mu? Onda ahlak var mı? Ahlak kırıntısı var mı merak ediyorum" dedi.


Search

Labels