Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
chp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
chp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tayyip Erdoğan Irak konusunda Kılıçdaroğluna çatmakla yetindi

| 17 Haziran 2014 Salı |

Erdoğan IŞİD elinde rehine olarak tutulan vatandaşlarımızın nasıl sağ salim kurtulacağına pek fazla değinmezken her zamanki gibi yine CHP'ye yüklenmeyi tercih etti. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu için bataklık benzetmesi yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ırkçılıkla suçladı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözleri için, "Bu apaçık cehalettir. Ortadoğu'ya, milyonlarca insanın yaşadığı, vatanlarının olduğu bir bölgeye bataklık demek ırkçılıktır, ayrımcılıktır, faşizmin ortaya çıkmasıdır. Zannedersiniz ki CHP'nin genel müdürü Paris'te, Londra'da doğdu. Tunceli'de doğacak, orada büyüyecek, sonra Ortadoğu'ya bataklık diyeceksin. Bu hem ırkçılıktır hem de aslını, özünü inkardır." dedi.

Başbakan Erdoğan, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda Irak'ta yaşananlar ve Ortadoğu'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, konuşmasının başında, dün vefat eden senarist yazar Ayşe Şasa'yı andı, kendisi için Allah'tan rahmet diledi. Erdoğan, ardından Musul'da yaşanan olaylar etrafında Ortadoğu'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, başka bir konuya değinmeden de konuşmasını bitirdi.

Muhalefetin, cumhurbaşkanlığı için aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu'na hiç değinmeyen Erdoğan'ın, bu haftaki konuşması daha önceki haftalara nazaran kısa sürdü. Aynı şekilde grup salonunu dolduran partililerin Erdoğan'a daha önceki haftalara nazaran daha az tezahürat yaptıkları görüldü.


Irak'ta yaşananlarla ilgili, "Bölgemizde bir kez daha çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye, doğrudan-dolaylı olarak bu gelişmelerden etkileniyor." diyen Erdoğan, Musul'a, IŞİD adı verilen örgüt tarafından saldırı düzenlendiğini ve kentin örgüt elemanlarının kontrolüne geçtiğini dile getirdi. Türk konsolosluğunda yaşananlara değinen Erdoğan, "Konsolosluktakilere kapıları açma çağrısı yapıldı. Irak Kuvvetleri şehri terk ettiği için can güvenliği bakımından çatışmaya girmemekten başka seçeneği bulunmuyordu. Başkonsolos, ailesi ve personelden oluşan 49 vatandaşımız başka bir yere götürüldüler." diye konuştu.

Dün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk TIR şoförlerinin başka bir örgüt tarafından alıkonulduğunu söylemişti. Ancak Erdoğan, "Ayrıca o bölgede çalışmakta olan 31 TIR şoförümüz de IŞİD tarafından alıkonuluyor. Çok yoğun bir gayret içerisindeyiz. Dışişleri'nde bir kriz masası oluşturuldu. Gelişmeler an be an kontrol ediliyor." diye ifade etti. 



Vatandaş çatı adayı Abdüllatif Şener olsun istiyor.

| 4 Haziran 2014 Çarşamba |

CHP ve MHP'nin çatı aday arayışları devam ederken ORC Araştırma Şirketi'nin yaptığı gündem araştırmasına göre katılımcılar 9 sürpriz ismi muhalefete Köşk adayı olarak belirledi.

ORC Araştırma şirketi 21-31 Mayıs tarihlerinde 34 ilde toplam 3628 kişi ile yaptığı gündem araştırmasında, "Cumhurbaşkanlığı için AK Parti adayının karşısında çatı aday olarak kimi görmek istersiniz?" diye 9 isim sıraladı. Anketten çarpıcı sonuçlar çıktı.

İLK SIRADA ABDÜLLATİF ŞENER VAR

Yüzde 39,4 oy oranı ile ilk sırada Abdüllatif Şener yer aldı. İkinci sırada ise yüzde 32 oy oranı ile Deniz Baykal var. Adı Köşk seçimleri için geçen eski Genelkurmay Başkanı emekli org. İlker Başbuğ ise son sırada yer aldı.

ERDOĞAN ADAY OLSA...

ORC, anketinde  "AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan olsa oy verir misiniz, AK Parti Erdoğan yerine başka bir aday gösterse oy verir misiniz? Erdoğan Başbakan olarak mı kalmalı; yoksa Cumhurbaşkanı mı olmalı?" sorularına da yanıt aradı.



Daha fazlasını oku: Seçmenden muhalefete Köşk için sürpriz 9 isim - Cafesiyaset http://www.Cafesiyaset.com/secmenden-muhalefete-kosk-icin-surpriz-9-isim-_411122.html#ixzz33fdW1NNY
Follow us: @Rotahaber on Twitter | rotahaberr on Facebook


Mahmudiyede 2 oy farkı 1253 oldu.

| 1 Haziran 2014 Pazar |

Eskişehir Mahmudiye'de büyük sürpriz

Eskişehir'in Mahmudiye ilçesinde sandıkların yüzde yüzü açıldı.  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bin 253 farkla seçimin galibi oldu.

7 farkla seçimlerin iptal olduğu, yeniden sayımda oy farkının 2'ye düştüğü ilçede bu kez CHP bin 253 farkla seçimi kazandı. İlçede 30 Mart'a göre DP ve MHP oylarının eridiği görüldü.

6 bin 156 seçmenin bulunduğu ilçe ve mahallelerinde seçmenler 30 sandıkta oylarını kullandı. CHP adayı İshak Gündoğan 3 bin 38 oyla Belediye Başkanı seçildi.


AK Parti adayı Ayşe Güney bin 785, Demokrat Parti (DP) 269, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 46, Saadet Partisi (SP) 25, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) 13, Millet Partisi (MP) 6 oy aldı. Bu sonuçlara göre CHP adayı İshak Gündoğan Mahmudiye Belediye Başkanı oldu.


Yalovalılar yağmura aldırmadan CHP'nin seçim zaferini kutladı.

| |

Yalova’da, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kesin seçim sonuçları açıklamasının ardından CHP’liler sokağa döküldü. Yağmur altında kutlama yapan CHP’liler, davul zurna eşliğinde eğlendi.

CHP’nin Yalova’da seçimleri kazanmasının ardından kutlamalar sürüyor. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce parti otobüsü ile şehri turlarken, partililer de araçlarıyla ona eşlik etti. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan bir diğer grupta gönüllerince eğlendi. Yağan yağmura aldırış etmeyen partililer, davul ve zurna eşliğinde oynadı.

Öte yandan, Ak Parti Yalova İl Başkanlığı’nın bulunduğu yol trafiğe kapatıldı. Yolun iki ucunda duran polis ekiplerinin geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü.


Yalovada yine CHP kazandı.

| |

Yalova'da 228 oyla CHP kazandı
Yalova'da 30 Mart'ta yapılan ancak itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen ve bugün yenilenen Yalova Belediye Başkanlığı seçimini gayri resmi sonuçlara göre, CHP adayı Vefa Salman 228 oy farkla kazandı.

Yalova'da 30 Mart'ta yapılan ancak itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen ve bugün yenilenen Yalova Belediye Başkanlığı seçimini gayri resmi sonuçlara göre, CHP adayı Vefa Salman kazandı. Salman 29227 oy alırken AKP'nin adayı 28999 oyda kaldı.

MUHARREM İNCE'DEN ZAFER KONUŞMASI

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, kendisine ait irtibat bürosunun önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, seçimin sonuçlandığını ifade etti.

Seçimi, adayları Vefa Salman'ın kazandığını dile getiren İnce, "İşlem bitmiştir. Seçimi aldık. Zaten biz 30 Mart'ta seçimi almıştık. Bir hakkın, bir mağduriyetin giderilmesi oldu bu. Bir sıkıntı çıkmayacak ama şimdi adliyeyi yeniden basıp eski filmi yeniden oynatmaya çalışacaklar. Buna izin vermeyeceğiz" dedi.

Yerel seçimlerin yapıldığı 30 Mart'ta, il merkezinde oyların sayımından sonra Ak Parti adayı Yakup Koçal'ın bir oy farkla seçimi kazandığı açıklanmıştı. CHP'nin Merkez İlçe Seçim Kuruluna yaptığı itiraz nedeniyle oylar yeniden sayılmış ve bu kez CHP adayı Vefa Salman'ın 6 oy farkla önde olduğu duyurulmuştu. AK Parti 'nin, oy verme ehliyeti bulunmayan bazı kişilerin de oy kullandığı yönündeki itirazı üzerine YSK, belediye başkanlığı seçimini iptal etmişti. Belediye Meclisi üyelikleriyle ilgili seçim sonuçları ise onaylanmıştı.



Omuzlarda taşındı 

İnce'nin sonuçları açıklamsının ardından CHP adayı Vefa Salman omuzlarda taşındı. İnce vatandaşlara oylara sahip çıkması çağrısında bulunarak halkı adliye önüne davet etti. CHP'nin adayı Salman ise sonuçları 'Seçim kazanmaktan yoruldum' sözleriyle değerlendirdi.


Yalova yağmur altında müzik ziyafeti.

| 31 Mayıs 2014 Cumartesi |

Kılıçdaroğlu, yağmur altında konser izledi

Yarın yenilenecek Yalova yerel seçimi öncesi Kılıçdaroğlu sağanak yağmura rağmen Yalova'daydı.

Konser öncesi konuşma yapan Kılıçdaroğlu, "Hepimiz ıslanacağız. Ama hiç önemli değil" dedi

Yalova’ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen Volkan Konak konserini yağmur altında, elinde şemsiye ile izledi.
Yalova CHP Milletvekili Muharrem İnce ise genel başkanını yalnız bırakmadı.

Bu arada Yalovalı vatandaşlar 12 yıldır Akp lideri Erdoğan'ın bir kez bile semtlerine uğramadığını.Yerel seçimler YSK tarafından iptal edildikten sonra yasak savar gibi bir Yalova mitingi yaptığını belirttiler.


Yalova'da iki parti CHP lehine seçim'den çekildi.

| 29 Mayıs 2014 Perşembe |

Yalova'da dengeleri değiştiren hamle!
Doğu Perinçek ve Osman Pamukoğlu, Yalova'daki Belediye Başkan adaylarını yarıştan çekti. CHP'li Vefa Salman'ın seçimi kazanma şansı yükseldi.

Ağrı ve Yalova 1 Haziran'da yapılacak seçimlerde büyük çekişmelerin merkezi olacak. Ağrı'da BDP ile AK Parti arasında geçecek olan yarış Yalova'da CHP ile AK Parti arasında olacak.

Seçimlere 2 gün kala CHP kritik önemdeki Yalova için bir adım öne geçti.

İşçi Partisi ve HEPAR'ın Belediye Başkan adayları yarıştan çekildi. CHP'li aday Vefa Salman'ın seçimi kazanma şansı da yükseldi.

CHP LEHİNE ÇEKİLDİ

İşçi Partisi Belediye Başkan adayı Hüseyin Irızak, CHP'li Vefa Salman lehine adaylıktan çekildiğini duyurdu. Irızak, Yalova'daki cephenin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de örnek olacağını vurguladı.

OSMAN PAMUKOĞLU ÇEKİL DEDİ

HEPAR adayı Tölehan Yıldırır da adaylıktan çekildiğini açıkladı. Çekilme talimatının bizzat HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu'ndan geldiği ve teşkilatın da serbest bırakıldığı bildirildi.

YALOVA SEÇİMLERİ

Seçim sonuçlarına en çok itiraz edilen yerlerden biri Yalova oldu. AKP’nin belediye başkanlığını bir oy farkla kazandığı açıklandıktan sonra CHP’nin itirazı sonucu oylar yeniden sayıldı ve bu kez CHP 6 oy farkla kazandı. AKP’nin, oy verme ehliyeti olmayanların oy kullandığı yönündeki itirazı üzerine YSK seçimleri iptal etti.

Yalova'da 75 bin 803 seçmen bulunuyor. 30 Mart seçimlerinde bu seçmenlerden 64 bin 902'si sandık başına gitmişti. İptal öncesi son sayımdan CHP'li aday Vefa Salman'a 22 bin 229, AKP'li aday Yakup Koçal'a ise 22 bin 223 oy çıkmıştı.


Kemal Kılıçdaroğlu: "Bi git be adam"

| 28 Mayıs 2014 Çarşamba |

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Senin defolup gitmen lazım” dedi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A "SENİN DEFOLUP GİTMEN LAZIM"

Partisinin grup toplantısında konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu Erdoğan için “3 gün sussa Türkiye’de huzur olur. Her gün konuşuyor her gün kavga. Sürekli bir gerginlik ortamı yaratılıyor ve belli siyasi partiler bunlardan beslenmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.

 CHP lideri Kılıçdaroğlu “Toplumu bölüyor, renklere tahammül edemiyor. Senin defolup gitmen lazım” ifadelerini kullandı. Okmeydanı’nda yaşananlara da değinen Kemal Kılıçdaroğlu “Yüzü maskeli elinde silah olayları çıkaranlar kimse bunları çıkarsınlar. Gezi olaylarında TOMA’ya Molotof atan polisleri gördük. Hükümetin bir an önce bunu çıkarması lazım” dedi.

​Huzur istiyoruz ama huzurlum bir Türkiye yok. Bu kötü günler arasında bize bir armağan hediye edildi. Nuri Bilge Ceylan Cannes’da Altın Palmiye aldı. Onunla gurur duyuyoruz. Onun filmlerinin her karesi bir sanat eseri gibidir. İzlerken duygulanırsınız. Fazla konuşma yoktur ama kendinizi filmin içinde hissedersiniz. O bir sinema bilgesidir. Tekrar yürekten kutluyorum bize armağan ettiği ödül için.

Taşeron işçiliğin kaldırılmasını isteyen tek parti CHP’dir. Taşeron işçilik döneminin bitmesi lazım. Defalarca bütün mitinglerde bunu dile getirdim. TBMM binası dahil bütün kamu kurumlarında taşeron işçi çalıştırılıyor. Sendikalara sesleniyorum. Taşeronluğa karşıysanız adresiniz CHP’dir. Taşeronluğu Türkiye’ye bela eden bu düzeni savunacak mısınız savunmayacak mısınız? Soma eylem yapan bütün işçi kardeşlerimizi yürekten kutluyorum. Sizin emeğinizi satan sendikacılara sakın güvenmeyin. Her zaman sizin yanınızda olacağız.

İKİ MİLYON TAŞERON İŞÇİYE SESLENİYORUM

Ama hala gidip de sizin emeğinizi sömüren, örgütlenmenize engel olan bir siyasal partiye destek verirseniz başınıza daha çok şey gelecek. Hep beraber ağlayacağız ama ağlamak çözüm değil. Çözümü beraber üreteceğiz. AB’de, ABD’de, Japonya’da hangi haklar varsa Türkiye’de de o haklar olsun diyoruz biz. 2 milyon taşeron işçiye tekrar sesleniyorum. Kimse kusura bakmasın. Sizin yeriniz, sizin ocağınız CHP’dir. Siz halktan birisiniz. Sizin haklarınızı arıyoruz. Ne arıyorsunuz sağda solda. Umut mu bekliyorsunuz. Onlardan size umut yok. onların kendisi köşeyi dönmeyi istiyor.

Ölen kardeşlerinizin mücadelesini yapmak zorundasınız. Onlar da işçiydi siz de işçisiniz. Onlar da çalışıyorsunuz siz de çalışıyorsunuz ama emeğinizi sömürtmeden. Yeriniz artık bellidir. Geleceksizin. eliniz mahkum. Ya sömürülmeye katlanacaksınız ya da ben de emeğimin hakkını almak istiyorum diyeceksiniz.
Türkiye riskli bir sürecin içine girdi. Gerginlik yaşanıyor ülkede. Kullanılan dil gerginliği besliyor. Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur ama biz tekerlek kırılmadan önce yol gösteriyoruz. Siyasetçinin sorumluluğu aydınlardan biraz daha fazladır. Çünkü temsil yetkimiz var. Halktan oy almışız. Kendisi sorun olan iktidara karşı çözüm üretmeliyiz.

“ÜÇ GÜN SUSSA ÜLKEDE HUZUR OLUR”

Emin olun 3 gün sussa Türkiye’de huzur olur. Her gün konuşuyor her gün kavga. Sürekli bir gerginlik ortamı yaratılıyor ve belli siyasi partiler bunlardan beslenmeye çalışıyor. Biz muhalefete görevimizi yapıyoruz. Hükümet ülkeyi akılla yönetmeli öfkeyle değil. Kendisiyle kavga eden bir siyasal anlayış olabilir mi?

“GERGİNLİK OLMASIN DİYE BAZI HATALARI GÖRMÜYORUZ”

Toplumda kutuplaşma gerginlik omasın diye çok hassas davranıyoruz. Bazı hataları toplumda fazla kutuplaşma olmasın diye görmüyoruz. Soma olaylarında Gezi olaylarında toplumda kutuplaşma olmasın diye çok hassas davrandık.
Biber gazını copları bizim milletvekillerimiz yedi. Neden? Vatandaşın çocuğu dövülmesin biber gazı yemesin diye. Yanlış mı yapıyoruz biz acaba.

Yüzü maskeli elinde silah olayları çıkaranlar kimse bunlar bunları çıkarsınlar. Biz bunlara karşıyız. Her zaman söyledim yine söylüyorum. O kişiler acaba kim? Gezi olaylarında TOMA’ya Molotof atan polisleri gördük. Şimdi toplumda bu kutuplaşmayı yaratanlar kimler. Hükümetin bir an önce bunu çıkarması lazım.
Ben 68 kuşağındanım. Hep ülkemin bağımsızlığını savundum, huzuru savundum. 1960 ihtilali sonrası üç siyasetçiyi darağacına gönderdik. o dönem belki birileri alkışladı ama bugün siyasetçilerin idam edilmesinin ne kadar yanlış olduğunu hepimiz görüyoruz.

Daha sonra üç gencimizi idame gönderdik. Neden? İntikam hırsıyla.
Biz yaşananlardan ders çıkarmak zorundayız. Uygar dünya yaşadığı acıları bir toplumsal kazanıma dönüştürdü.
Biz tarihten ders almadık. O acıları toplumsal kazanıma dönüştüremedik. birileri geldi bizi geçti biz toplumu ayrıştırarak yeni fay hatları yaratarak toplumu bölüyoruz.
Bugün cumhuriyet tarihinin en büyük kırılmasıyla karşı karşıyayız. Toplum ayrışmış durumda. Ayrıştıran bölen halkı kullanan halkı kendisine köle haline getiren siyasetçiler.

Eğer siz karşınızdaki insanı insan yerine koyup onun derdini acısını bilirseniz, acısını paylaşabilirseniz toplumsal kazanım yakalarsanız. Ama onu ötekileştirirseniz yakalayamazsanız. Siz düşünebiliyor musunuz empati kuramayan bir siyasetçi? Onu oy makinesi olarak gören bir siyasetçi. Onun sorunlarına çözüm üreten değil. Türkiye onları aşmak zorundadır.. Yeni bir Türkiye’yi yaratacağız. Farklılıklarımız var mı elbette var. Ama onları zenginlik olarak göreceğiz. Eğer siz birisini ötekileştirirseniz, yaptığınız tüm haksızlıkları meşrulaştırmış olursunuz.
İnanç açısından, mezhep açısından ötekileştirir ve ondan sonra söyleyeceklerine meşruluk kazandırmaya çalışır. Bakın tarihe. Biz bunlardan ders çıkardık mı? Hayır ders çıkarmadık. Her seferinde başa dönüyoruz. Biz kalkınamıyoruz, büyüyemiyoruz.

Kendi iç sorunlarıyla sürekli kavga eden bir siyaset anlayışını bir tarafa bırakmak zorundayız. Bizde güzel bir laf var “Susma sustukça sıra sana gelecek” işçilerimizin söylediği.
Sadece sizin sorunlarınızı değil Türkiye’deki bütün işçilerin sorunlarını çözmeye talibiz. Emeklinin sorunu, çiftçinin sorunu, işçinin sorunu, ev hanımlarının sorunu hepsini çözmeye kararlıyız.
Ama bu slogan ne zaman atılıyor? Sıra onlara geldiği zaman atılıyor. Oysa bizim inancımızda haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır deniyor. Haksızlıklara karşı susmayacaksın.

“BU SENDİKA DÜZENİNİ, SENDİKA AĞALIĞINI YIKACAĞIZ”

Ben isterdim ki TEKEL işçileri Kızılay’da dövüldüğü zaman Türkiye’nin bütün işçileri Ankara’da olsun. ben isterdim ki Soma’da 301 işçi hayatını kaybederken bütün sendikalar orada olsun. Ama bunlar olmuyor. İşçi kardeşim size sözüm var, bu sendika düzenini, sendika ağalığını yıkacağız ve onlardan da hesap soracağız.
Ayrışmadan söz ettik, kamplaşmadan söz ettik. Siz kamplaştırırsanız renkleri yok edersiniz. Bir siyah kalır bir beyaz kalır. Oysa güneş bile yedi renkli. Neden politikacı sert bir dil kullanıyor? Neden umut vaat etmiyoruz. Neden hep kavga ediyoruz. Neden ağzını açtığı zaman tepeden tırnağa hakaretlerle bu insanı maruz kalıyor. Bakın 301 işçi hayatını kaybetti. Ben de Soma’ya gittim. Bir kadıncağız bize sitemini yaptı. Yanımdakine de bu kadıncağız haklı dedim.

“ÖRNEK VERDİĞİ TARİHTE DAHA AMPUL İCAT EDİLMEMİŞTİ”

Sonra bir de bu ülkenin başbakanlık koltuğunda oturan zatta gitti. Evet gitmesi gerekir. Gayet güzel, bakın 301 kişi hayatını kaybetmiş. Yaş ortalaması 10 olan 432 çocuk yetim kalmış. Eşler yok, evlatlar yok. Büyük acı yaşanıyor. Bu gidiyor, sanki miting meydanı gibi kürsüyü koyuyor, başlıyor konuşmaya. Doğal bir ölüm kabul ediyor. Madenciliğin fıtratında doğasında böyle ölümler var diyor ve 1870’in 60’ın İngiltere’sinden örnek veriyor. 1860’da Abdülmecit tahtta ve ampul icat edilmemiş. Sen nasıl bu örneği verirsin. Bundan sonra Soma ayağa kalıyor. Herkes itiraz ediyor, yuh çekiyor. Efelenerek vatandaşın üzerine yürüyor. Yuh çekersen tokadı yersin diyor.

“SENİ TOKATLAYAN ADAMIN HALA ARKASINDAYSAN ORAYA BEN ÜÇ NOKTA KOYUYORUM”

“Yahudi dölü” diye ona hakaret ediyor. Sonra 4 bin polisle gidiyor ve de markete sığınmak zorunda kalıyor. Sonra marketteki bir vatandaşı da tokatlıyor. İlk kez bizim tarihimizde, bir ülkenin başbakanı kendi vatandaşını tokatlıyor. Bu ülkenin insanlarının 76 milyonun vicdanına sesleniyorum. Seni tokatlayan adamın hala arkasındaysan oraya ben üç nokta koyuyorum. Kimse kusura bakmasın.
Böyle bir şey olabilir mi? Bu şu demek, gidiyorsunuz cenaze evine başsağlığı dilemeye. Cenaze sahibine hakaret ediyorsunuz, bir de dövüyorsunuz. Biz oraya acıları paylaşmak için gittik. Onlar itiraz eder elbette eder. Düne kadar kim dinledi onları? Adam yerine bile koymadılar. Gideceksiniz çalışacaksınız dediler.


Çatı adayı Erdoğan'ı üzecek.

| |

"ÇATI ADAY" ERDOĞAN'A İLK MAĞLUBİYETİNİ TATTIRACAK

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan'ın 'Çatı aday' konusuyla ilgili yaptığı "Aslında Pensilvanya'daki zat uyuyor ama onun da üniversite diploması yok" sözlerine tepki gösterdi.'

Hamzaçebi, "O otursun kendisine baksın. Kendisi Cumhurbaşkanı olamayacaktır. Olmanın hesaplarını yapıyor, müzakerelerini yapıyor, ittifaklar arıyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan ilk büyük yenilgisini bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacaktır" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hamzaçebi, 'Çatı aday' konusunu değerlendirdi. Hamzaçebi, "Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi adayı olarak da bakmamak gerekir buna. Bu aday başka bir partiden de olabilir. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partili bir adayı tarif etmiyoruz. Böyle bir tarifimiz yok. Milliyetçi Hareket Partisiyle buluştuğumuz çok temel bir nokta var; Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmamalıdır" dedi.

Hamzaçebi, "Cumhurbaşkanı bütün toplumun birliğini temsil eden bir kişidir, bir partinin adayı değildir" diyerek, şöyle devam etti:

"Şüphesiz bir partiye mensup olabilir ama seçildiği andan itibaren Cumhurbaşkanı Anayasamıza göre tarafsız olmak zorundadır. Biz tarafsız cumhurbaşkanını tarif etmeye çalışıyoruz. Seçildiği anda partisiyle bir bağı varsa bu kesilecek ve toplumu temsil edecek. Çatı direkler, sütunlar üzerine yükselir. Direklerden herhangi biri olmaz veya eksik olursa sadece bir partinin oyuyla seçilip de ve o partiyi temsil eden bir kişi olarak hareket ederse bunun adı cumhurbaşkanı olmaz, partili bir cumhurbaşkanı olur, bu çatıda ayakta kalmaz çöker. Dolayısıyla aday bu şekilde olmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi adayı olarak da bakmamak gerekir buna. Bu aday başka bir partiden de olabilir. Cumhuriyet halk Partili ve Milliyetçi Hareket partili bir adayı tarif etmiyoruz. Böyle bir tarifimiz yok. Milliyetçi Hareket Partisiyle buluştuğumuz çok temel bir nokta var Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmamalıdır. Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğu Bir Türkiye, özgürlüklerden uzaklaşmış, insan hak ve özgürlüklerini kilitlemiş, bunların önüne engel koymuş tutsak bir Türkiye demektir. Bu kadar yolsuzluğa, şaibeye bulaşmış bir kişi Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamına layık değildir."

'MHP İLE ÖNEMLİ OLAN İLKELERDE MUTABIK KALMAK'

"MHP ile bir temas başladı mı?" sorusuna Hamzaçebi, "Temas, bir şekilde olur. Önemli Olan ilkelerde mutabık kalmak" diye cevapladı.

Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan'ın 'Çatı aday' öneriyle ilgili yaptığı "Aslında Pensilvanya'daki zat uyuyor ama onun da üniversite diploması yok" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu:

"Kendisi mi düşünüyordu acaba, herhalde espri yapmıştır. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. O otursun kendisine baksın. Kendisi Cumhurbaşkanı olamayacaktır. Olmanın hesaplarını yapıyor, müzakerelerini yapıyor, ittifaklar arıyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan ilk büyük yenilgisini bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacaktır. Ben buna inanıyorum."

Başbakan Erdoğan'ın 'Cadı avı' açıklamasına yönelik Hamzaçebi, "Amerika'da bir dönem 50'li yıllarda McCarthy dönemi vardı. O döneme benziyor. Yapsın bakalım. Türkiye hukuk devletidir. Bugün hukuku, egemenliği gücü altına almaya çalışan bir Tayyip Erdoğan vardır. Ama Türkiye'de hukuku milleti teslim alamayacaktır. Bu o kadar kolay değildir. Hukuk vardır. Kanunlarla kamu görevlilerinin görevlerine son verebilir, bunları yapıyor HSYK'da yaptı, başka kurumlarda yaptı. Bunların döneceği yerler vardır. En son milletten dönecektir. Sanmasın ki Bu yüzde 43 oy, onun antidemokratik otoriter uygulamalarına destektir. Hayır, hala 43 oyu yanlış yorumlayan bir Başbakan vardır."


İnce: "Başbakan'dan 3 yalova palavrası."

| 26 Mayıs 2014 Pazartesi |

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Yalova mitinginde söyledikleri CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin tepkisine neden oldu.
Sözcü’ye konuşan İnce şunları söyledi;
Başbakan Erdoğan Yalova’daki konuşmasında palavralarını sıraladı.
Birinci palavrası hiçbir zaman AKP bir oy fark ile seçimi kazanmadı. Tek bir mazbata verildi o da CHP’li Vefa Salman’a…
İkinci palavrası hile yapıldı diyor. Aslında söylediği doğru ancak hileyi yapan biz değil onlardı. Kendilerinin sandık görevlisini de biz belirleyecek değiliz. Zihinsel engelli kişi oy kullandı diye iptal edildi. Bir diğeri de meclis üyesinin yeğeninin kullandığı oy iptal gerekçesi oldu…
Üçüncü palavrası ‘Yalova’yı deprem enkazının altından biz kurtardık’ diyor. Buna inanan bir Yalovalı varsa cumhuriyet meydanında takla atacağım. Bu kadar büyük palavra ayıptır günahtır. Depremin üzerinden üç sene geçmiştir ne yapmıştır? Hiçbir şey. Bir şey yaptılar o da  deprem vergilerini almaya devam ettiler.
Bir başbakanın alt-üst geçit sözü vermesini, pazar yerinin üstünü kapatacağız demesini, ağız diş sağlığı için bina kiraladıklarını bile söylemesini anlamak mümkün değil. Bir başbakanın bu kadar küçüldüğünü ilk kez görüyorum. Bu kadar küçülen Cumhuriyet tarihindeki ilk başbakandır.
Bu seçimde hiç itiraz olmayacak çünkü açık ara alacağız.
Başbakanın mitingini yüksek bir binadan izledim. Bursa ve Kocaeli’nden gelen otobüslere özel park alanı yaptılar. 500 otobüslük park alanı yaptılar. İstanbul’dan gelen büyük tekneler kuyrukta bekledi iskeleye yanaşmak için…Yalovalılar aşırı insan geleceği için sokağa çıkmamıştı.


Yalancının mumu!

| 14 Mayıs 2014 Çarşamba |

Yalancının mumu yatsıya kadar yandı!

 Soma’da yaşanan felaketten sonra açıklamalarda bulunan Erdoğan, CHP’nin TBMM’ye sunduğu ve reddedilen araştırma önergesiyle ilgili, ”İçinde Soma adı geçmiyor” dedi ama işin aslı pek de öyle değildi. İşte araştırma önergesini veren CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in ve Erdoğan’ın açıklamaları.sözcü


Akp Maden kazalarının önlenmesi için CHP'nin verdiği önergeyi reddetmiş.

| 13 Mayıs 2014 Salı |

Manisa'nın Soma İlçesi'nde Soma Holding'e ait kömür ocağında meydana gelen trafo patlamasının ardından çıkan yangın ve oluşan göçük sebebiyle 5 işçi hayatını kaybetti, yaklaşık 300 işçi göçük altında kaldı.

CHP’li vekiller geçtiğimiz Ekim ayında Soma’daki madenlerde meydana gelen iş kazalarını Meclis gündeminde taşımış, hazırlanan araştırma önergesi 29 Nisan’da Meclis’te görüşülmüştü.
Soma’da meydana gelen iş cinayetlerinin ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile bu ölümlerin nedenlerinin ve ihmal iddialarının araştırılması amacıyla Meclis’te bir komisyon kurulması istemiyle verilen önerge, CHP, MHP ve BDP’nin ‘Evet’ oylarına karşılık AKP’nin ‘Hayır’ oylarıyla reddedilmişti.
AKP’li vekillerin ‘Devletimiz güçlüdür, buna gerek yoktur’ itirazlarıyla önergenin reddedilmesinin sadece 15 gün ardından böyle bir olayın meydana gelmesi üzerine CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, ‘Felaket göz göre göre geliyor’ diye konuştu.

ÖZEL ŞİRKETE KİRALANDI
Konuyla ilgili CNN Türk’te canlı yayında konuşan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel; “Felaket göz göre göre geliyor Soma’da. Araştırma Komisyonu kurulması AKP oylarıyla reddedildi. Halbuki ayda en az 1 kez böylesi acılar yaşanıyor orada. Bunun sebebi ise eski teknoloji kullanılması ve iş-işçi güvenliğinin hiçe sayılması. Madenler devlet tarafından özel şirketlere kiralanıyor. Ancak şirket “kar” yapmak için, iş-işçi güvenliğinden kesinti yapıyor.

 Şu an CHP’li 8 milletvekili olarak Soma’ya doğru gidiyoruz.”  dedi.
Soma’ya Özgür Özel ile birlikte; Aykut Erdoğdu, Hasan Ören, Sakine Öz, İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, İzmir Milletvekilleri Musa Çam, Mustafa Moroğlu ve Alaatin Yüksel’in gideceği öğrenildi.
TBMM’nin twitter hesabında 29 Nisan’da önerge görüşmesi böyle duyurulmuştu:



Polis CHP milletvekili Şafak Pavey'i gözaltına almak istedi.

| 1 Mayıs 2014 Perşembe |

CHP Milletvekili Şafak Pavey'i gözaltına alınmaktan annesi Ayşe Önal kurtardı.

1 Mayıs kutlamaları Taksim’de yasaklanınca İstanbul savaş alanına döndü. Taksim’e çıkmak isteyen göstericiler Beşiktaş’ta polisle çatıştı. CHP Milletvekili Şafak Pavey ve annesi gazeteci Ayşe Önal suçsuz olduğunu iddia ettikleri bir gencin gözaltına alınmasını engellemeye çalıştı.

Bu arada polisle arbede yaşayan Pavey de gözaltına alınmak istenince annesi Ayşe Önal 'O benim kızım' diyerek polislerinin kızını götürmesine karşı çıktı. Uzun bir arbedenin ardından polis; genci, Şafak Pavey’i ve Ayşe Önal’ı serbest bıraktı.

Bilindiği gibi Milletvekili Şafak Pavey geçirdiği bir tren kazasında bir eli ve bir ayağını kaybetmişti.



AKP'li kadın milletvekilini utandıran CHP'li.

| 30 Nisan 2014 Çarşamba |

AK Parti İstanbul Milletvekili Gülay Dalyan, TBMM Genel Kurulu çalışmalarına katıldı. Dalyan, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile kürsüde konuşma yaptığı sırada sözlü tartıştı.

BEKLENMEDİK İLTİFAT

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulu’nda dört bakanın fezlekesiyle ilgili kürsüden yaptığı konuşma sırasında, kendisine oturduğu sıradan laf atan AK Parti İstanbul Milletvekili Gülay Dalyan’a beklemediği bir iltifatta bulundu.

Hamzaçebi kürsüde konuşurken laf atan Ak Parti milletvekili Gülay Aydan'la aralarında ilginç bir diyalog gelişti.

İşte ikili arasında geçen o diyalog:

GÜLAY DALYAN: Bunu cümle âlem konuştu.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ: Hanımefendi, size hiç yakışmıyor laf atmak.

GÜLAY DALYAN: Allah Allah, izin mi alacağız?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ: O kıyafetinizin şıklığı o laf atmanın sakilliğini izleyemiyor.

GÜLAY DALYAN: Biz her zaman şıklığımızı koruyoruz, siz partililerinize konuşun.

Bu iltifatların ardından AK Partili Gülay Dalyan'ın objektiflerin kendisine yöneldiğini görünce utanması dikkatlerden kaçmadı.


CHP'li şairi Akp'li Belediye çöpcü yaptı.

| 28 Nisan 2014 Pazartesi |

Denizli’nin ödüllü şairlerinden, Çivril Belediyesi’nde 4,5 yıl Basın-Yayın Halkla İlişkiler Müdür Vekilliği yapan Hakan Keysan’dan , yerel seçimin ardından Çivril Belediyesi yönetiminin CHP’den AKP’ye geçmesiyle, görev yeri değiştirilerek çöpçülüğe verildi.

Denizli’nin ödüllü şairlerinden, Çivril Belediyesi’nde 4,5 yıl Basın-Yayın Halkla İlişkiler Müdür Vekilliği yapan Hakan Keysan , yerel seçimin ardından Çivril Belediyesi yönetiminin CHP’den AKP’ye geçmesiyle, görev yeri değiştirilerek çöpçülüğe verildi.

Seçim bitti çöpçü oldular

30 Mart yerel seçimlerinde Çivril Belediyesi’nde yönetim CHP’den AKP’ye geçti. Denizli Haber’den Şengül Boz’un haberine göre; Başkan Güven Gürcan’ın ilk icraatlarından birisi de personel görevlendirmeleri oldu ve şair Hakan Keysan, temizlik işlerinde görevlendirildi.

Çivril’de elinde süpürgeyle sokak ve caddelerde temizlik yapan Hakan Keysan, geçtiğimiz hafta sonu İzmir Kitap Fuarı’na katıldı. Orada okurlarıyla buluşan Keysan, “4,5 yıl önce Çivril Belediyesi’nde işçi olarak çalışmaya başladım. Ancak, 4 yıllık fakülte mezunu olmam ve yeteneklerim doğrultusunda basın-yayın ve hakla ilişkiler birimi ile kültür, sosyal ve sportif alanlarında görevlendirildim. Şimdi çöpte çalışıyorum. Ben nerede olursa olsun yaptığım işi layıkıyla yapmaya çalışırım. Ancak, yeteneklerim ve eğitim aldığım alanda değerlendirilmek isterdim” dedi.

Çivril Belediyesi’nde 4,5 yıl Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdür Vekilliği görevi ile birlikte kültür, sosyal ve sportif hizmetlerin yürütülmesinde görev alan Keysan, Dumlupınar Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu olması nedeniyle Çivril Belediyesi bünyesinde açılan Yaz ve Kış Spor Okulları’nda verdiği eğitimle çok sayıda genci sporla tanıştırdı.

Ayrıca, 4 yıldır antrenörlüğünü üstlendiği Yeşil Çivril Belediyespor’un önemli başarılara imza atmasında rol oynadı. Geçtiğimiz yıl kurulan Nikfer Kayak Doğa Turizmi Gençlik ve Spor Kulübü (NİKADOS) Başkanı da olan Keysan, kayak sporunda da Denizli’deki öncülerden biri oldu.

CEMAL SÜREYYA ÖDÜLÜ’NÜ ALDI
Türkiye yazarlar Sendikası Üyesi olan ve Denizli’de 12 yıldan beri yayın hayatını sürdüren Sunak Dergisi’nin imtiyaz sahipliğini yapan Hakan Keysan’ın “Suda Bıçak İzi”, “Sus Odası”, “Yangın Lekesi” olmak üzere 3 şiir kitabı bulunuyor. Keysan, “Suda Bıçak İzi” isimli dosyasıyla 1999 yılında Cemal Süreyya Hatay Şiir Ödülü’nü kazandı.


İşte Yalova seçimini iptal ettiren AKP'li kısıtlı sandık müşahiti.

| 23 Nisan 2014 Çarşamba |

Yalova’da seçimlerin iptaline neden olanlardan Hasan B. Uzuntepe konuştu.

Yalova’da seçimlerin iptaline neden olan ‘7 kısıtlı seçmen’den biri olan Ak Partili Uzuntepe, ‘2010’da kısıtlı olduğuma karar verildi. YSK bana nasıl seçmen kaydı verdi bilmiyorum’ dedi.

Yalova’da 7 ‘kısıtlı’ seçmenin oy kullanması nedeniyle seçimler iptal olunca gözler bu isimlere çevrildi. Kısıtlı 7 vatandaş arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce’nin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdiği itiraz dilekçesinde ismi geçen Ak Parti sandık görevlisi Hasan Basri Uzuntepe’nin adı öne çıkıyor.

 CHP’li İnce AKP’nin sandık görevlisi olarak atadığı Hasan Basri Uzuntepe için seçimi kaybedince ‘kısıtlıydı’ diyerek itirazda bulunmasını ‘kötü niyet’ diye nitelerken Rizeli olan ve Yalova’da yaşayan Hasan Basri Uzuntepe’ye VATAN ulaştı. Uzuntepe, şunları anlattı: “Benim kısıtlılığım 210’daki bir rapora dayanıyor.

 Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2010 yılında bir sağlık kurulu başkanı, bir başhekim ve 6 doktordan oluşan 8 kişilik heyet tarafından ‘bipolar duygudurum bozukluğu’ olduğuna dair rapor verildi. Raporda yüzde 70 oranında ağır özürlü olduğum ve hastalığımın ‘tedaviyle işlevselliği düzelmeyen’ bir durum olduğu belirtiliyor. İlaç tedavim devam ediyor. Şu anda bir sorunum yok.”


Rüşvetin yeni adı cari açık kapama!

| 22 Nisan 2014 Salı |

REZA ZARRABIN HEYKELİNİ DİKMEK GEREK
Daha sonra kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:

''17 Aralık’tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük. 17 Aralık’ta darbe yapıldı diyor. Ne darbesi kardeşim. Hangi darbe…17 Aralık’ta eğer oğluna telefon edip paraları sıfırla diyorsa bu ülkedeki herkesin düşünmesi lazım. Şunu kimse söylemesin: Efendim Erdoğan’ın bundan haberi yoktu. Bunu diyenin önüne 3 sayfalık 18 nisan 2013 tarihli MİT raporunu koyarız. Bu hafta soruşturmalar başlayacak.

 Neyin yalan neyin gerçek olduğu ortaya çıkacak. Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş.. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım... Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığın'nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada. Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Elinde bir çikolata kutusu Başbakan’a giderken.

Son balkon konuşmasından bütün üçkağıtçılar vardı aile de vardı orada. Reza Zarrab yoktu. Onu da alsınlar oraya. Bence Bakanların cari açığını kapatmıştır. Rüşvetin yeni adı cari açığı kapatma. Ben merak ediyorum bu adam sanayiciydi de haberimiz mi yoktu. Rüşvetin adı cari açık oldu şimdi. Çıkarıyorsunuz Reza Zarrab’ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı koyularak onu meşru gösterme asla mümkün olmamalıdır. Bunu hesabını havuz medyasından soracağız.''


'Reza Zarrab'ın heykelini dikmek lazım'

| |

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reza Zarrab'ın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları eleştirdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar;

"Başbakanlık koltuğunda oturan zat, 2010'da kutlanan 1 Mayıs ile ilgili 'Dün Taksim meydanında yaşanan o tarihi an 2010 yılı asla ve asla tesadüfün eseri değildir. 1 Mayıs 2010 Türkiye'nin nasıl olgunlaştığının, tahrik ve provokasyondan nasıl sıyrıldığının somut bir abidesidir" demişti. Evet öyleydi, 1 Mayıs'ta hiçbir sorun olmadı. Kimsenin burnu kanamadı. Ertesi yıl, yasak gelmeye başladı. Neden? Hangi gerekçeyle yasaklıyorsunuz? Olaylar çıktı, fatura işçiye çıktı.

Yasak üzerine işçiler AİHM'e başvurdular. AİHM, '1 Mayıs'ta Taksim'de kutlama yapabilirsiniz' dedi. Uluslararası bir mahkeme Taksim'e izin verdi. Neden yasaklanıyor? Olaylar niye çıksın? 2010'da olay çıkmadı, yine çıkmaz. İnsanın kendi tarihine sahip çıkması doğaldır, orada 34 kişi öldü. Bu anılmayacak da ne anılacak bu ülkede?

Bırakın insanlar nerede istiyorsa bayramlarını kutlasın. Kimsenin kavga niyeti yok, ama baskı uygularsanız kavga çıkar. Herkes dikkatli olsun.

17 Aralık 2013 bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihe bakın, bir şimdiye bakın. Her kuruşun hesabını halkına veren yönetime bakın, her kuruşu nasıl hortumlarım diyen hükümete bakın. O dönemde de yolsuzluklar olmuştur, ama hiç kimse affetmemiştir, ne Mustafa Kemal Atatürk, ne İsmet İnönü... Yolsuzluğa bulaşanı Yüce Divan'a göndermiştir. Onlar mütevazı yaşadı, onlar kendini halka adadı. Onların mirası üzerine kurulup devleti soyanlar bugün karşımızda. 17 Aralık'tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük.

'17 Aralık'ta bize darbe yapıldı' diyor. Ne darbesi? Darbelerden en büyük acıyı çekmiş bir siyasal parti olarak söylüyoruz, 'Hangi darbe'

'Erdoğan'ın haberi yoktu demesin' kimse. Bunu söyleyenin önüne 3 sayfalık MİT raporunu koyarız. 18 Nisan 2013 tarihli. Devletin soyulduğunu Erdoğan'a söylüyorlar. 8 ay sonra 17 Aralık oluyor. Başbakan'ı uyarıyorlar. Ama hiçbir şey olmuyor. Önce bunu vicdanlarımızda bir sorgulayacağız.

Bu hafta soruşturmalarla ilgili görüşmeler başlayacak. Bir havuz medyası var,

 temel özelliği iktidar yandaşlığı yapmak ve yolsuzlukların üzerini kapatmak. Bu medya Reza Zarrab'ı televizyonlarına çıkarmaya başladı. Reza Zarrab Türkiye'nin cari açığını tek başına kapatan adammış. Reza Zarrab'ın heykelini dikmek lazım, ama yetmez İçişleri Baknalığı'nın önüne de bir heykel dikmek lazım. Reza Zarrab önünde yatan içişleri bakanı. Diyordu ya 'Sana bir şey olursa ben önüne yatarım' Başbakanlığın önüne de heykel dikmek lazım. Sarraf'ın elinde çikolata kutusu, Başbakanlığa giderken. Şimdi parlatıyorlar. Reza Zarrab'ın aile fotoğrafında da önemli bir yeri var."


HDP oyunu CHP'den mi alıyor Yoksa AKP'den mi?

| 18 Nisan 2014 Cuma |

Seçimlerin son düzlüğünde, ‘oylar bölünmesin’ kampanyası ivme kazandı. Açıkça yazacak olursak, HDP, oyları bölüp AKP’ye destek olmakla suçlanıyor. Bu argümanın doğru olmadığını aşağıda somut veriler ışığında göstereceğim.


HDP’ye Yönelik Üç Çağrı
Seçim sürecinin başından beri, HDP’nin seçimlerde ne yapması gerektiğini söyleyen çok kesim var. Temelde HDP’ye üç şey önerildi:

1. HDP ve CHP ittifak yapsın

2. HDP Sırrı Süreyya Önder’i aday göstermesin, daha az popüler birisini aday göstererek CHP’ye dolaylı destek sunsun

3. HDP seçimlere girmesin

Bu üç olasılıktan ilkine HDP olumlu yanıt verdi ama bu, CHP tarafından reddedildi. Bu durum, en son bugün Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “geldiler işbirliği önerdiler kabul etmedik. 'Bize zarar verir' dedik bu. Aynı düşüncemi bugün de söylüyorum” şeklinde doğrulandı. Dolayısı ile ben, geri kalan iki ihtimalin maddi temelleri ile ilgili somut veriler paylaşarak tartışmaya katkıda bulunmak istiyorum.



İstanbul ve İzmir’de Anket
Bu verileri, SAMER araştırma merkezinin İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirdiği ve benim koordinatörlüğünü yaptığım, 3944 kişiyle görüşülen anket çalışmasından elde ettik. Ankette, seçmenlere, yerel seçimlerde hangi partiye oy vereceklerini, daha önceki seçimlerde hangi partilere oy verdiklerini, bu seçimde ikinci tercihlerinin hangi parti olacağını, bazı isimler aday olursa veya olmazsa hangi partiye oy vereceklerini sorduk.

Öncelikle şu temel veri ile başlayalım. HDP seçmeninin, 2009 yerel seçimlerinde oy verdikleri partileri sorduk. Bu soru bize, HDP seçmenleri arasında AKP’den gelen kısmın, CHP’den gelenlerin iki katı olduğunu gösterdi:

                         BDP: % 49.06      

                         AKP: % 10.06    

                         CHP: % 5.66

                      EMEP: % 1.89

                         BBP: % 0.63

       Oy Vermedim: %22.64    

             Cevap yok: %10.06  



2. Argümana karşı (Sırrı Süreyya Önder seçime girmesin argümanı): Ankette Sırrı Süreyya Önder ve Mustafa Sarıgül’ün adaylığının yaratacağı etkiyi belirlemeye çalışmıştık. Sorduğumuz sorulardan birisi şuydu: ‘HDP/BDP adına Sırrı Süreyya Önder’den başka biri aday olursa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde aşağıdaki adaylardan hangisine oyunuzu verirsiniz?’ Daha önceki bir soruda Sırrı Süreyya Önder’e oy vereceğini söyleyen seçmenlerin, bu soruya verdiği yanıtların dağılımı şöyle:



   BDP/HDP: %56.63

              AKP: %15.66

              CHP: %8.43

Oy vermem: %9.64

   Cevap yok: %8.43

Yani, eğer çokça talep edildiği gibi Sırrı Süreyya Önder aday olmasa idi veya adaylıktan çekilirse, HDP seçmeninden AKP’ye gidecek oy, CHP’ye gidecek oyun iki katıdır. Başka bir soru ile, sadece Sadece Sırrı Süreyya Önder aday olursa HDP’ye oy verecek seçmenlerin, yani tam Sırrıcıların, ikinci parti tercihlerini sorduğumuzda, AKP’nin %15.28, CHP’nin %4.17 olduğunu gördük. Dolayısı ile Önder, AKP seçmenini CHP seçmeninden iki kat daha fazla çekmiştir. Önder aday olmazsa CHP kazanır argümanı doğru değildir, tam tersine Önder aday olmazsa AKP kazanır.

3. Argümana Karşı (HDP seçime girmesin). HDP’yi destekleyen seçmenlere, HDP seçimlere girmese idi kime oy vereceklerini sorduk. %37.82’si oy vermeyeceğini söylerken, %15.38’i AKP, %5.13’ü ise CHP’yi tercih edeceğini belirtmiştir. Yani, HDP seçime girmezse karlı çıkacak olan CHP değil AKP’dir.



Bu verileri kısaca yorumlamak istiyorum:

1. HDP’ye yönelik ‘oyları bölüyorlar’ söylemi yanlıştır. HDP, CHP’den ve ancak daha çok AKP’den gelen yeni oylarla seçmen tabanını genişletmektedir. Bir diğer deyişle, HDP, sosyolojik olarak sadece CHP ile değil, CHP ve AKP’nin ikisi ile de rekabet eden bir partidir. Yani, iki partinin toplumsal tabanına da hitap eden, hatta AKP tabanından, CHP’ye göre daha fazla oy kazanan bir partidir.

2. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bugün ifade ettiği gibi, bütün bu istatistiksel verilere rağmen iyi niyetle CHP ile ittifak görüşmesi yapan, fakat CHP’nin ‘bizim tabanımız sizinle açıkça ittifak yapmamızı hoş karşılamaz’ dediği bir partiye, seçimlere bir hafta kala ‘oyları bölme çekil’ çağrısı yapmanın, ne bilimsel bir temeli ne de ahlaki geçerliliği vardır. HDP çekilirse, AKP’nin oyları CHP’ninkilerden daha fazla artacaktır.

3. Bu sosyolojik durumdan haberdar olmayıp Recep Tayyip Erdoğan’dan ve AKP’den bir an evvel kurtulma isteği ile HDP’ye yönelik dostça ortaklık önerilerinde bulunan bir sürü insanın, bir sürü Gezi’cinin son derece iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Berkin Elvan’ın ve diğer Gezi şehitlerinin katillerinden kurtulmak, onlardan hesap sormak milyonlarca insanın en büyük arzusu. HDP bu çağrıya kulak verdi, elinden geleni yaptı ancak kapıyı kapatanlar CHP’li yöneticiler oldular.

4. Bahsettiğim sosyolojik durumun farkında olarak bu kampanyayı inşa edenler ve HDP’ye yönelik suçlamalarda bulunanlar, ‘İstanbul’da AKP’yi devirecektik, ama HDP yüzünden olmadı’ diyerek HDP’yi itibarsızlaştırmak, AKP kazanırsa bunun bütün sorumluluğunu HDP’ye yükleyerek, HDP’nin güçlenmesini durdurmaya çalışmaktadırlar. Ancak, rakamlar göstermektedir ki, son dakikada ‘oyları bölmeyin’ şeklinde yapılan bu çağrının gerçekçi bir temeli bulunmamaktadır.

5. HDP, hem CHP’den ama daha çok AKP’den oy alarak, önümüzdeki süreçte hızla büyüyecek ve ilk yerel 2020’ye yaklaşırken Türkiye’nin en güçlü siyasi partilerinden birisi olacaktır. HDP’ye yönelik hem fiziki faşist saldırılar, hem de söylemsel düzlemde ilerleyen itibarsızlaştırma çabaları, bu duruma karşı geliştirilen farklı tarzlardaki tepkilerdir.

6. Bu kampanyayı yürütenler, HDP'yi itibarsızlaştırmaya ve 1960larda Türkiye İşçi Partisi'ne yaptıkları gibi meclis dışı itmeye çalışmaktadırlar. Yani kendilerine yönelik soldan gelen rekabeti elimine etmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca ittifakı kabul etmeyen taraf pozisyonunu da aklamaya uğraşmaktadırlar. Bu cemaatin ve ulusalcıların yürüttüğü anti-HDP kampanyalarıyla örtüşmektedir. Bu kampanyalarda, Sırrı Süreyya Önder’e gidecek oyların, CHP-AKP oy farkını kapatmaya yeteceği, dolayısı ile HDP’nin AKP’ye çalıştığı iddia edilmektedir. Gerçekten CHP-AKP farkı kapandı ise bile, yukarıda sunduğum veriler, bu iddiaları çürütmektedir. Bu kampanyanın tek amacı güçlenen HDP’yi itibarsızlaştırmaktır.

Sonuç olarak, HDP’nin çeşitli şekillerde engellenmediği takdirde Türkiye’yi hızla nasıl değiştireceğini ve demokratikleştireceğini yakın gelecekte göreceğiz. Dolayısı ile, lütfen herkes kime canı istiyorsa ona oy versin. Endişe etmeyin, HDP en büyük darbeyi AKP’ye vuracaktır.



Not: Anketin ham datasına arzu edenler SAMER’den ulaşabilirler (http://www.ssamer.com/ )



@yorukerdem  Erdem Yörük


CHP: Bedeli ne olursa olsun 1 Mayıs'ta Taksim'deyiz

| 17 Nisan 2014 Perşembe |

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Taksim'in 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasına tepki gösterdi. Çelebi, 'Bedeli ne olursa olsun biz 1 Mayıs'ta Taksim'de olacağız' dedi

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, TBMM’de beraberindeki CHP’li milletvekilleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 1 Mayıs’ta Taksim’in kapatılmasıyla ilgili uygulamayı eleştiren ve Türkiye’nin gerilimli bir süreci yaşadığını belirten Çelebi, "1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü. Kölelik koşullarına karşı bir direnişin adıdır 1 Mayısö dedi.

Basın toplantısının ardından Çelebi ve beraberindeki milletvekilleri,  gazetecileri yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayramı öncesi kırmızı karanfil dağıttı.



Search

Labels