Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

IŞİD Türk Tır şoförlerini bıraktı.

| 3 Temmuz 2014 Perşembe |

10 Haziran'da kaçırılan 32 Türk TIR şoförü serbest bırakıldı. Özgürlüğüne kavuşan TIR şoförleri Türkiye'ye dönüş yolunda.Şoförlerden ilk görüntüler geldi.

10 Haziran'da kaçırılan  32 Türk TIR şoförü serbest bırakıldı. Özgürlüğüne kavuşan TIR şoförleri Türkiye'ye dönüş yolunda.Şoförlerden ilk görüntüler geldi.Detaylar e-karaman.com'da

Musul'da bir süredir IŞİD tarafından alıkonulan Türk TIR şoförlerinden ilk görüntüler geldi.

Irak'ta bir ay rehin kaldıktan sonra bugün serbest bırakılan TIR şoförleri Erbil'e bağlı Selahattin kasabasındaki bir otele getirildi. Şoförler burada bir süre dinlendikten sonra basın açıklaması yapılması bekleniyor.


"Erkek dört eş alabilir, kadınlar ise."

| 23 Haziran 2014 Pazartesi |

"Erkek dört eş alabilir, kadınlar..."

Zaman yazarı Ali Bulaç, CNN Türk'te Aykırı Sorular programına konuk oldu.
Ali Bulaç, "Kadını Kim Örttü?" isimli kitabı hakkında açıklamalarda bulundu.

Bulaç, "Erkek 4 eş alabiliyorken, kadın neden alamıyor?" şeklindeki sorusuna, "Bu erkeğin hakkı. Kadın ise fıtratı gereği tek eşlidir. O alamaz" diye yanıt verdi. Ali Bulaç, feminist kadınların müslüman da olamayacağını söyledi.

Ali Bulaç'ın programda söylediği sözler, sosyal medyada büyük bir kullanıcı kitlesi tarafından tepki ile karşılanırken, bir kısım kullanıcılar da destek verdi.


'IŞİD' 3'ü kadın 23 Türkmen'i öldürdü!

| 19 Haziran 2014 Perşembe |

Biravcılı Köyü'ne baskın yapan IŞİD militanları 3'ü kadın 23 Türkmen'i öldürdü.

Irak'ta Selahaddin kentine bağlı Tuzhurmatu İlçesi'ne bağlı Biravcılı Köyü'ne baskın yapan IŞİD militanları 3'ü kadın 23 Türkmen'i öldürdü.

Köye girmek isteyen IŞİD militanları ile Türkmenler'in yaklaşık 3 saat çatıştığı, köye giren radikal İslamcı militanlarının 23 Şii Türkmen'i kurşuna dizdiği ifade edildi. Saldırı sonrası bazı evleri de yakan IŞİD militanları köyden ayrılırken, köşyde yaşayanlar cenazelerini de alarak diğer ilçelere kaçtı.
Saldırı sonrası 2 Türkmnen'in de kaçırıldığı belirtildi. Ödürülen 20 Türkmen için Tuzhurmatu'da cenaze merasimi düzenlendi. Cenaze merasiminde gözyaşları sel oldu.


İŞİD Suriye'den sonra Türkiye'ye saldıracakmış!

| |

"Nihai hedefleri İstanbulu ele geçirmek."

IŞİD hücrelerinin liderinin "Suriye'nin fethedilmesinden sonra sıra Türkiye'ye gelecek. İstanbul'u da alacağız inşallah" dediği belirtilirken, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Bakan Ala'nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde "IŞİD terör örgütünün İstanbul, Antakya, Adana, İzmit, Ankara, Konya ve Batman'da örgütlendiği iddiası doğru mudur?" diye sordu.

İSTANBUL 'CİHAD ALANI' OLMUŞ

IŞİD'in Suriye ve Irak gibi, Türkiye'yi de 'cihad alanı' ilan ettiği ortaya çıktı. Ocak ayında Van merkezli olarak İstanbul dahil altı ilde yapılan operasyoda gözaltına alınan IŞİD hücrelerinin lideri Halis Bayuncuk, "Suriye'nin fethedilmesinden sonra sıra Türkiye'ye gelecek. İstanbul'u da alacağız inşallah" dedi.

IŞİD, O KATLİAMI BİR YIL ÖNCE YAYINLAMIŞTI

Türkiye'nin Musul'daki konsolosluğunda bulunan personeli rehin alan Irak Şam İslam Devleti (İŞİD) örgütünün, Suriye ve Irak gibi Türkiye'yi de cihad alanı ilan ettiği ortaya çıktı. IŞİD'in Türkiye yöneticilerinin Suriye'deki iç savaşın sona ermesinin ardından İstanbul başta olmak üzere Türkiye'de büyük eylemlere imza atmaya hazırlandıkları belirlendi. Hatta bazı IŞİD yöneticilerinin, "İnşallah İstanbul'u da alacağız" sözleri teknik takibe takıldı.

Türkiye'de yaklaşık iki yıldır cihad için militan toplayan IŞİD'in, Türkiye'ye ilişkin eylem planları da yaptığı ortaya çıktı. Bu konudaki bilgi ve belgeler Ocak ayı içinde örgütün Türkiye ayağına ilişkin yapılan operasyonda elde edildi. Van merkezli olarak düzenlenen ve İstanbul, Adana, Gaziantep, Kilis, Kayseri'ye de sıçrayan operasyonda onlarca IŞİD üyesi gözaltına alınmıştı. Operasyonda Türkiye'nin en büyük IŞİD hücrelerinin liderliğini yapan Halis Bayancuk da yer aldı.

KAMPTA ÇEKİLMİŞ GÖRÜNTÜLER ÇIKTI

Operasyonda, Bayancuk'un, Suriye'deki kamplarda çekilmiş bazı görüntüleri de ele geçirildi. Görüntülerin, Türkiye'den örgüte katılan üyelere verilen dersleri içerdiği görüldü. Örgüt üyelerine yönelik yapılan konuşmaların kayıt altına alındığı belirlendi. Kayıtların incelenmesinin ardından ise Bayancuk'un, Türkiye'nin de Suriye gibi cihad alanı ilan edildiğine yönelik sözlerinin bulunduğu belirlendi. CD'lerde Bayancuk'un, "Suriye'nin fethedilmesinin ardından sıra Türkiye'ye gelecek. İstanbul'da alacağı inşallah" demesi dikkat çekti.

Yine operasyonda ele geçin bilgi ve belgelerden örgütün, çatışma yöntemleri hakkında da bazı ipuçları elde edildi. Buna göre, örgüt öncelikle yönetim boşluğu bulunan ülkeleri belirliyor. Ve bu ülkelerle ilgili olarak, cihad kararı alınıyor. Cihad kararı alınan ülkelere ise silahlı birlikler gönderiliyor.

Örgüt üyeleri, belirli isimler altında faaliyet gösteren hücrelerde ikamet ediyor. Ve evlerden, günlük veya haftalık olarak eyleme çıkılıyor. Eylemler sırasında ölenler ise "şehit" kabul ediliyor. Ve ölüm, tüm örgüt üyelerinin ulaşmak istediği son nokta olarak görülüyor. Kayıtlarda, örgütün bugüne kadar Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Somali, Yemen ve Sudan'ı cihad bölgesi ilan ettiği tespit edildi.

TANRIKULU'DAN İÇİŞLERİ BAKANI ALA'YA 'IŞİD' SORULARI

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya "IŞİD terör örgütünün İstanbul, Antakya, Adana, İzmit, Ankara, Konya ve Batman'da örgütlendiği iddiası doğru mudur?" diye sordu.

Tanrıkulu'nun, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesi şöyle;

"1.IŞİD terör örgütünün başlattığı krizin Türkiye'ye sıçramaması için alınması gereken tüm tedbirler ivedilikle tatbik edilmeye başlanmış mıdır?
2.IŞİD terör örgütünün Türkiye'de terör eylemleri düzenleyeceği ile ilgili istihbarat raporları ciddi biçimde değerlendirilmekte midir?
3.IŞİD terör örgütünün Türkiye genelinde, bin kadar hücre evinin bulunduğu iddiası doğru mudur?
4.IŞİD terör örgütünün İstanbul, Antakya, Adana, İzmit, Ankara, Konya ve Batman'da örgütlendiği iddiası doğru mudur?
5.IŞİD terör örgütünün Türkiye'deki yapılanmasının çökertilmesi için bir İç Güvenlik Eylem Planı uygulamaya geçirilmiş midir veya geçirilecek midir?" (Kaynak: DHA/Taraf)


IŞİD Türkiye'den toprak istedi!

| 18 Haziran 2014 Çarşamba |

Irak Şam İslam Devleti örgütünün kısaltması bazı haber ajansları tarafından "IŞİD" olarak değil  "ILİD" olarak kullanılıyor.

 Şam'ı temsil eden "S" yerine kullanılan "L" harfi Levant bölgesini temsil ediyor. L harfinin temsil ettiği bölge "Levant" bölgesi. Türkiye'den Levant bölgesine giren tek şehir ise Hatay.

İşte Levant bölgesi:
Filistin
Ürdün
Lübnan
Suriye
Sina Yarımadası
Hatay

Levant, net olmayan coğrafi bir terim.  Tarihsel süreç içerisinde oluşan bu bölge Toros Dağları'nın güneyindeki Orta Doğu'da geniş bir alanı belirtiyor. Batı'da Akdeniz, güneyde Arabistan Çölü ve Doğu'da Mezopotamya ile sınırlanıyor. Levant Kafkasya Dağları'nı, Arap Yarımadası'nın belirli bir parçasını ve Anadolu'yu içermiyor. Kilikya'yı belki içerebilmiş olmasına rağmen, Sina Yarımadası, Levant ile Mısır arasında bir kara köprüsü oluşturduğundan dışarıda tutulabiliyor.
Vatan


IŞİD Irakta 15 Türk'ü daha kaçırdı

| 17 Haziran 2014 Salı |


Irak'ın Selahaddin İline bağlı Dor ilçesi ile Kerkük arasında bir inşaatta çalışan işçiler IŞİD tarafından kaçırıldı.

Serbest bırakılan bir işçi, 15'i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 60 işçinin IŞİD tarafından kaçırıldığını söyledi. IŞİD gecen hafta da Musul'u ele geçirdikten sonra Türkiye'nin Musul Başkonsolosunun da aralarında bulunduğu 49 konsolosluk görevlisi ile 31 kamyon şoförünü rehin alarak bilinmeyen bir yere götürmüştü.


IŞİD bu kez kurtarmak istediği kendi adamlarını öldürdü.

| |

Iraklı yetkililer, IŞİD'in Bakuba kentinde taraftarlarını kurtarmak için cezaevine saldırı düzenlediğini açıkladı. Havan toplarıyla saldıran IŞİD, kurtarmaya çalıştığı 52 üyesini öldürdü.
Irak güvenlik güçleri Bakuba kentinde cezaevinden kaçan 52 kişinin IŞİD tarafından öldürüldüğünü duyurdu.

Başkent Bağdat’a 60 kilometre uzaklıkta bulunan El-Mufarrak cezaevine dün gece yarısı saldırı düzenleyen IŞİD, baskın sırasında burada bulunan çoğunluğu IŞİD üyesi 52 kişiyi kurtarmaya çalışırken, öldürdü.

AP’ye konuşan Irak ordusu sözcüsü Kasım el-Musavi, üyelerini kurtarmak isteyen IŞİD örgütünün yoğun havan topu saldırısının mahkumların ölümüne yol açtığını söyledi.

Musavi saldırı sırasında 9 saldırganın ise, güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildiğini belirtti.

Türkmen şehri Telafer’de ordu güçleriyle, IŞİD arasında çatışmalar sürerken aralarında sivillerin de bulunduğu onlarca kişi yaşamını yitirdi.

Kerkük’te ise, IŞİD ile Peşmerge güçleri arasında çatışmalar devam ediyor. Kerkük polisi çatışmanın şehre 35 kilometre uzaklıktaki Abdullah bölgesinde yaşandığını ifade ederken ölen veya yaralananlar hakkında henüz bilgilerinin olmadığını açıkladı.

Bağdat’ın kuzeyinde de, Irak ordusuna bağlı komandolarla, IŞİD militanlarının çatışması sonucu 5 IŞİD üyesi öldürüldü. Çatışmalarda Irak ordusundan bir üsteğmen yaşamını yitirdi.

Enbar eyaletine bağlı polis kaynakları da, eyaletin batısında Suriye ve Irak arasında bulunan Kaim sınır kapısının Özgür Suriye Ordusu ve Nusra Cephesi tarafından ele geçirildiğini açıkladı.


IŞİD Türk komutanı:"Tüm kafir Türkleri öldüreceğiz!"

| 15 Haziran 2014 Pazar |


Sözcü  Gazetesi haberine göre Musul’daki Türk Başkonsolosluğu baskınıyla Türkiye’nin gündemine giren IŞİD terör örgütünden olduğunu iddia eden ve Türkçe konuşan bir şahsın görüntüleri sosyal medyada dolaşıyor.

Kendisini IŞİD komutanı olarak tanıtan ve kimliği bilinmeyen şahıs, cep telefonu ile kaydedilen görüntülerde ABD’yi de kendi saflarına çağırıyor.
Çoğu zaman uykusuz, aç susuz çatıştıklarını belirten şahıs “Tüm kafirler bu topraklarda yok olacak” mesajı veriyor.


Bazı bölgeler IŞİD'den geri alındı.

| |

Irak'ta Başbakan Nuri el-Maliki'nin sözcüsü Tümgeneral Kasım Ata, Salahaddin vilayetinin kuzeydeki bölgelerinin büyük çoğunluğunu IŞİD'den geri aldıklarını söyledi.

Irak'ta Başbakanı Nuri el-Maliki'nin sözcüsü Tümgeneral Kasım Ata, Salahaddin vilayetinin kuzeydeki bölgelerinin büyük çoğunluğunu Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünden geri aldıklarını söyledi.

Başkent Bağdat'ta basın toplantısı düzenleyen Ata, "Ordu, aralarında Beci, Beled, Ed-Decil ve El-İshaki'nin de bulunduğu Salahaddin vilayetindeki bölgelerin büyük çoğunluğunun kontrolünü IŞİD'ten geri aldı" dedi.

Ata, Ninova'da hala askeri birliklerin bulunduğunu ve çekilen askerlerden bazı birliklerin yeniden organize edilerek bu kuvvetlere destek güç gönderilmeye çalışıldığını ifade etti.

Bir süredir çatışmaların yaşandığı Irak'ta, IŞİD militanları ve bazı silahlı grupların, en büyük kentlerden Musul ile Salahaddin vilayetinin merkez kenti Tikrit'in yanı sıra bölgedeki bazı yerleşim birimlerinde kontrolü ele geçirdiği açıklanmıştı.


Irak ordusu IŞİD diye kürt peşmergeleri vurdu!

| |

Irak ordusu, IŞİD'ı vurmak isterken yanlışlıkla Diyala eyaletinin Saidiye bölgesini hedef aldı. Saldırıda en az yedi peşmerge hayatını kaybetti. Ordunun kara birlikleri kuzeye doğru büyük operasyona hazırlanıyor.
Irak ordusuna ait helikopterler Diyala'nın kuzeyindeki Saidiye (Celevle) bölgesinde IŞİD'e yönelik operasyon başlattı. Gece saatlerinde gerçekleştirilen saldırı yanlışlıkla peşmergeleri vurdu. Reuters'a göre en az yedi peşmerge öldü.
Tikrit'e bağlı İshaki kasabasını ele geçiren Irak ordu yetkilileri yaptıkları açıklamada polise ait 12 ceset bulduklarınmı belirtti.
Selahaddin'e bağlı Mutassam bölgesinin de kontrolünü yeniden ele geçiren Irak ordusunun AFP'ye yaptığı açıklamada, Irak güvenlik güçlerinin, Bağdat'ın kuzeyindeki silahlı gruplara karşı taarruza hazırlandığı ifade edildi.


IŞİD Musulda 1700 şii polisi kurşuna dizdi.

| |

IŞİD'in esir aldığı 2 bin 500 güvenlik personeli arasından bin 700 Şii'nin kurşuna dizilerek infaz edildiği iddia edildi.

Irak'ın Musul kentini işgal ettikten akabinde başkent Bağdat'ın 180km kuzey batısındaki devrik lider Saddam Hüseyin'nin memleketi Tikrit'i ele geçiren Irak Şam İslam Devleti terör örgütü (IŞİD) militanları kısa bir çatışmadan akabinde Selahattin polis müdürlüğü binası başta olmak üzere Selahattin il meclisi, 4. bando komutanlığı karargahı ve birden fazla hükümet kurumunu ele geçirdi.

Örgütün resmi Twitter sayfasından gercekleşen açıklamaya göre Tikrit'teki operasyon esnasında 2 bin 500 güvenlik görevlisinin esir alındığı duyuruldu. Tutsak alınan 2 bin 500 çalışanların arasındaki bin 700 Şii kurşuna dizilerek infaz edildi. Sünni personelr ise IŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi'den gelen talimat üzerine ölüm cezalarının affedildiği acıkladı .DHA
Kudüs Gücü Irak‘a girdi
IŞİD‘in elinden kaçan şoför memleketinde
Dışişleri‘nden baskın en son yeni açıklaması
Köşk‘te Musul birleşimi
Rehineler için
yola çıktılar
Hepsi idam edilecek!
Musul‘da faaliyetler tersine döndü
‘Canlı Şehitler‘ harekete geçti


İşte Musuldaki yeni kurallar.

| 12 Haziran 2014 Perşembe |

İşte IŞİD'in Musul'a getirdiği kurallar

Musul'da kontrolü ele geçiren Irak Şam İslam Devleti "şeriat kuralları" yayımladı. O kurallara göre kadınların örtünmesi şart ve ancak zorunlu hallerde evlerinden dışarı çıkabilir.

The Telegraph gazetesinin haberine göre Irak-Şam İslam Devleti Musul’u ele geçirdikten sonra kentte yaşayanlara yönelik uyulması gereken kurallar listesi yayımladı.

NAMAZ KILMAK ŞART

Kendilerini "İslam'ın askerleri" olarak tanımlayan ve "Halifeliği yeniden getirme sorumluluğu üstlendiklerini" söyleyen IŞİD, Musul'daki bütün Müslümanlara beş namaz vaktinde camiye gelme şartı koydu. Artık herkes namaz kılmak zorunda.

PARAYA EL SÜRENİN ELİ KESİLECEK

Irak Merkez Bankası'ndaki 500 milyon dolara el koyduktan sonra bir anda dünyanın en zengin terör grubu olan IŞİD, bu parayı harcama yetkisini örgüt imamlarına verdi. Üstelik parayla ilgili koyduğu şarta göre eğer imamlar dışında paraya el süren olursa elleri kesilecek.

KAMUSAL ALANDA TOPLANMAK YASAK

Uyuşturucu, Alkol ve sigarayı içmek kesinlikle yasak. Ayrıca IŞİD'in çağrısı dışında kamusal alanlarda toplanılmasına izin verilmeyecek.

DEVLETLE İŞBİRLİĞİ YAPAN CEZALANDIRILACAK

Bölgedeki aşiret liderlerini ve şeyhleri devletle işbirliği yapmamaları konusunda uyardığı gibi belli bir kesimi de "kafir ilan etti. Bun göre polis, asker ve diğer devlet kurumlarında çalışanlar kafir ve eğer tövbe etmezlerse cezalandırılacaklar. Öyle ki örgüt kentte tövbe için özel mekanlar yapılacağını da açıkladı.

BÜTÜN TÜRBELER YIKILACAK

IŞİD, kentteki tüm türbeleri, mezarlık ve anıtları da yıkılacağını belirtti.

KADINLARIN EVDEN ÇIKMASI YASAK

Kadınlarla ilgili olduk.ça sert yaptırımlara karar veren IŞİD tüm kadınların "edebe uygun" şekilde örtünmesi gerektiğini ve kadınların zorunlu haller dışında evden çıkmaması gerektiğini kaydetti.

Listeye imza atansa IŞİD imamı Ebubekir el-Kuraşi. Kuraşi kurallara yazdığı notta kentin bu zamana kadar seküler, Baasçı ve Safevi yönetimlerin yaşadığını, artık sıranın İslam devletine geldiğini de belirtti.

IŞİD'in yayımladığı manifestonun önemli maddeleri şunlar:

-Kadınlar zorunlu olmadıkça evlerinden ayrılamayacak. Evden çıkanlar ise, İslami kurallara göre giyinmek zorunda.
-Hırsızlar şeriat kurallarına göre cezalandırılır. Bu kural özellikle, kamuya ait para ve mallara el koyunlar için geçerli. Savaştan elde edilen ganimetin kullanılma biçimi ve dağıtılmasında sadece "Müslümanların Imam"ı yetkilidir. IŞİD'e göre, "Müslümanların Imamı" Ebu Bekir Bağdadi'dir.
-Tüm Müslümanlar 5 vakit namazını, namaz saatlerinde camilerde kılar.
-Musul ve çevresindeki

 aşiret liderlerinin, düşman ve hainlerle işbirliği içerisinde olması kesinlikle yasaktır.
-"Dinsiz kurumlar" adına şimdiye kadar görev yapmış polis, asker ve taraftarlar tövbe etmeliler. Tövbe etmeyenler idamla cezalandırılır.
-Alkol, sigara ve uyuşturucu yasaktır
-IŞİD organizasyonu dışındaki tüm toplantı ve gösteriler yasaktır. IŞİD militanları dışında silah taşımak da yasaklar arasında.
-Kentte ölüler anısına yapılan tüm türbeler, anıtlar ve mozoleler yıkılmalıdır.


IŞİD'e direnmeyin teslim olun emri Ankara'dan verilmiş.

| 11 Haziran 2014 Çarşamba |

MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan Musul'daki Türk Konsolosluğu'na yapılan saldırıda sonra 'Teslim olun' talimatının Ankara'dan gittiğini iddia etti.

Samanyolu Televizyonu'ndaki canlı yayına telefonla katılan MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan şu açıklamaları yaptı:

Durum hiç iyiye doğru gitmiyor. Dün yaptığımız uyarısı hükümet tarafından 'Elinde delilin var mı? Boş boş konuşma' laflarıyla geçiştirildi. Gelen hep beraber konuşalım milli çıkar dedik ama dinleyen olmadı.

Başka bir şey daha söylüyorum. Diplomatlarımızın can güvenliği tehdit altındadır. Diplomatlarımızın canı başkesen IŞİD militanlarına emanettir ve onların da ne yapacağı belli olmaz. Kerkük aynı tehdit altındadır. Bu gece de Kerkük'e saldırma ve işgal etme ihtimalleri çok yüksek. Hükümetin bir an önce gerekli tedbirleri alması lazım.

Musul'un IŞİD terör örgütü tarafından işgal edilmesi ardından MHP Milletvekili Sinan Oğan, konsolosluğumuzun kuşatıldığını söylediğinde AKP'li Bülent Turan, "Hadi oradan" diyerek dalga geçmişti.

Hükümetin, muhalefetten gelen önerilere kulak tıkaması, maliyeti giderek artan sonuçlara mal olmaya başladı. Soma ile ilgili CHP'li Özgür Özel'in verdiği soru önergesini dikkate almayan iktidar partisi, bu kez de MHP'li Sinan Oğan'ın Musul konusundaki uyarılarını dinlemedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, Sinan Oğan'ın "Musul Konsolosluğumuz kuşatıldı" yolundaki 12 saat önce yaptığı uyarılarla dalga geçti.

Sinan Oğan, Musul'daki Konsolosluk'ta görev yapan özel harekat polislerine Ankara'dan, "Silah atmadan teslim olacaksınız" talimatı gittiğini söyledi. MHP'li Oğhan, bunu yakın zamanda belgeleri ile açıklayacağını söyledi.

AK Partili Bülent Turan'ın, Sinan Oğan'ın uyarılarını sulandırmaya çalışan diyaloglarını Meclis zabıtlarından aktarıyoruz:

SİNAN OĞAN (Devamla) – Bir dinle, bir dinle... Önemli bir şey söylüyorum.

Şu an, arkadaşlar, sizin besleyip büyüttüğünüz, Esad diktatörüne karşı besleyip büyüttüğünüz...

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Bırak Allah aşkına, herkesin işi var ya.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Sayın Başkan, susmasını söyler misiniz. Müdahale eder misiniz Sayın Başkan. Boş boş konuşuyor orada.





IŞİD: Musul'daki Türk Diplomatlar Elimizde

| |

Musul'daki Türk Başkonsolosluğu'nu ele geçiren IŞİD, "Türk diplomatlar elimizde, bilinmeyen bir yere götürüyoruz." dedi.

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) dün tamamını kontrol altına aldığı Musul'da bugün de Türk Başkonsolosluğu'nu ele geçirdiği bildirildi.

Reuters'a konuşan Türk hükümet yetkilileri "Militanlar Türk Başkonsolosluğu'nu ele geçirdi" ifadelerini kulllandı.

IŞİD: TÜRK DİPLOMATLAR ELİMİZDE

Konuyla ilgili açıklama yapan IŞİD, "Türk diplomatlar elimizde, bilinmeyen bir yere götürüyoruz." dedi.

MUSUL VALİSİ: REHİNELERE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ

Musul Valisi ise "Türk rehinelere ulaşmaya çalışıyoruz, Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var." açıklamasında bulundu.



10 soruda İŞİD terör örgütü nedir?

| |

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'u ele geçirdi. Suriye'de ise petrol zengini Rakka'yı elinde tutuyor. Türkiye sınırındaki Karkamış Sınır Kapısı da IŞİD'in kontrolünde. Peki Musul'dan 
Rakka'ya uzanan alanda hâkimiyetini gitgide arttıran IŞİD nedir?
Al Jazeera’nın derlediği bilgiler şu şekilde:

IŞİD ne istiyor?
Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren silahlı bir örgüt. Selefi ideolojiye sahip IŞİD Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede Şeriat’a dayalı bir devlet kurmak istiyor. IŞİD ve lideri Ebu Bekir Bağdadi, ABD, AB ve Türkiye’nin “terörist örgütler listesi”nde yer alıyor.

Ne zaman kuruldu?
Örgüt 2004 yılında “Tevhid ve Cihat” adıyla Ebu Musa Zerkavi tarafından Irak’ta kuruldu. Sonrasında Usame Bin Ladin liderliğindeki El Kaide’ye katıldı. El Kaide’ye katıldıktan sonra adını “Mezopotamya’da El Kaide” olarak değiştirdi.

İlk liderleri kimlerdi?
2006’da yayınlanan bir videoda Zerkavi, “Mücahitler Şurası Konseyi”ni kurduklarını açıkladı. Irak’taki Zerkavi, 7 Haziran 2006’da ABD güçlerince düzenlenen bir operasyonda öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. 2006 yılının sonlarında El Kaide’ye yakın Ebu Ömer el Bağdadi ise liderliğini yaptığı “Irak İslam Devleti”ni kurduklarını açıkladı.

Şimdiki lideri kim?
2010 Nisan’ında, ABD ve Irak güçleri, Sisar bölgesinde Ebu Ömer el Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir’in kaldıkları eve ortak bir operasyon düzenledi. Operasyonda her ikisi de öldürüldü. Ebu Bekir El Bağdadi örgütün yeni lideri oldu.

Nusra Cephesi ile ilişkisi var mı?
2011 sonlarında Muhammed Colani liderliğindeki Nusra Cephesi, El Kaide’nin Suriye kolu olarak kuruldu. 9 Nisan 2013’te Ebu Bekir Bağdadi’ye ait bir ses kaydında Nusra Cephesi’nin Irak İslam Devleti’nin müttefiki olduğu belirtildi. Aynı yıl, Bağdadi Nusra Cephesi ile Irak İslam Devleti’nin “Irak-Şam İslam Devleti” adı altında bir araya geldiğini açıkladı.
IŞİD-Nusra ayrışması nasıl başladı?
Kısa bir süre sonra Ebu Muhammed Colani’ye ait bir ses kaydı yayınlandı. Ses kaydında Colani, Irak İslam Devleti ile yakın ilişki fikrine sıcak baktığını söyledi, ancak iki örgütü bir isim altında bir araya getirme fikrini reddetti. Colani ses kaydında El Kaide lideri Eymen Zevahiri’ye bağlılığını ilan etti.

IŞİD El Kaide’nin bir kolu mu?
2013 Şubat’ında, El Kaide, Suriye’deki IŞİD’i tanımadığını ilan etti ve örgütün Suriye’yi terk etmesini istedi. El Kaide Suriye’deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu açıkladı. Nusra Cephesi ve IŞİD arasında birçok cephede çatışmalar yaşandı. En sonuncusu ise IŞİD’in Nusra Cephesi’nin kontrolündeki Deyr Ez-Zor kentinde kontrolü sağlamasıyla son buldu.

Suriye ve Irak’ta nereleri kontrol ediyor?
IŞİD, Suriye’de Mumbuc, petrol zengini Rakka ve Irak sınırına yakın Deyr Ez-Zor kentlerini elinde tutuyor. Irak’ta ise Anbar eyaletindeki Felluce ve Ramadi’de etkili. Son olarak Musul kentini de ele geçirdi.
Askeri gücü ne kadar?
IŞİD’in Suriye’deki askeri gücünün 6-7 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Savaşçılarının çoğunluğu yabancılar. Irak’taki silahlı üyelerinin sayısının ise 10 binin üstünde olduğu tahmin ediliyor.

Suriye rejimi ile işbirliği var mı?
Suriye muhalefeti IŞİD’in Suriye’de devrimin sabote edilmesi için Şam yönetimince desteklendiğini iddia ediyor. Şam rejimi Suriye’de muhaliflerin elindeki bölgelere düzenli olarak varil bombası atarken, IŞİD’in kontrolündeki bölgelere saldırmıyor. IŞİD, Rakka’da çıkardığı petrolü de Suriye rejimine satıyor.


Kıbrısta Bayrağı indirtmeyen komutan:"Bayrağı indiren iner."

| |

Sözcü gazetesinde Saygı Öztürk'ün haberine göre bayrak indirmenin bedeli ağırdır:
Hasan Kundakçı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en seçkin komutanlarından biri olarak tanınır. PKK terörünün en azgın dönemlerinden sayılan 1993-1995 yılları arasında Diyarbakır’da Asayiş Kolordu Komutanlığı görevinde bulundu.

 Yanından tamburalı silahını hiç eksik etmediği için “Tamburalı Paşa” olarak da tanınırdı. Komutanlığı döneminde 35 bin askerle Kuzey Irak harekatını gerçekleştirdi, tam üç ay Kuzey Irak’ta kaldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) Kolordu Komutanı olarak atandı. Rum gencin, bayrağımızı indirmek için bayrak direğine çıkışı sırasında öldürülmesi de Kundakçı’nın döneminde yaşandı.

Bedelinin ne olduğunu öğrendiler
Rumlar, bazı Avrupa ülkelerinden de kendilerine destek veren motosikletli grupları davet etti. KKTC’yi devlet olarak kabul etmedikleri için sınırı delme girişiminde bulunacak, Girne’ye kadar gelip orada bulunan bayrağımızı da indireceklerdi.

Motosikletli grubun geleceği biliniyordu. O yüzden devlet tedbirini almış, bayrağımızı indirmeye kalkışırlarsa bunu indirmeye çalışanların derhal etkisiz hale getirilmesi de planlanmıştı. Diyarbakır’da bayrağımızı indirenler ellerini-kollarını sallayıp askeri birliğin içine girip-çıkmıştı. Yıllarca Diyarbakır’da da görev yapan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’ya, bayrak indirme olayını, KKTC’de yaşanan bayrak indirme olayını sordum.

İşte Kundakçı’nın anlattıkları:
“Bayrak nerede indirilirse indirilsin acıdır. Bu askeri birlikte olursa daha da acıdır. KKTC’de, 14 Ağustos 1996’da bayrağımızı indirmeye kalkıştılar. Gereği yapıldı. Dikkat edilirse bir daha da hiçbir bayrak indirme olayı yaşanmadı, olaylar da bıçakla keser gibi kesildi. Herkes bayrağın indirilmesinin bedelinin ne olacağını öğrendi.
O bayrak indirilmemeliydi
Bayrağımızı indirme girişiminde bulunana karşı mutlaka caydırıcı olunmalı. Silahlı Kuvvetler’in esas görevi caydırmaktır. Caydırdığınız anda, zor olduğunu görür bir daha o işe kalkışılmaz. Eğer caydırıcılık görevini yapamazsanız yeni olaylar, büyük olaylar başlar. Ona izin vermemek lazım.

Diyarbakır’da askeri birliğimizde bayrağımızın indirilmesine asla izin verilmemesi gerekirdi. Kesinlikle bayrak inmemeliydi, indirilmemeliydi. Eğer, bir görevim olsaydı, KKTC’de ne yaptımsa, hangi emri verdimse yine aynı emri verir, aynı şeyin yapılmasını isterdim. Biz, sınırımızı delmeye çalışan, bayrağımızı indirme girişiminde bulunanlara karşı ne yapmamız gerektiğini önceden kararlaştırmıştık. Uyarımıza rağmen bayrağımızı indirmeye kalkışan, karşılığını gördü…”

İndirmeye kalkan iner
Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaptı. Bu açıklamayı konuştuğumuz birçok komutan gibi, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı da çok yetersiz buldu. Çünkü onlar bayrağın indirilmesini asla kabul etmiyorlar. Hasan Kundakçı paşadan dinliyorum:
“KKTC’de olduğu gibi, Diyarbakır’da asla bayrak inmez, indirilemezdi. Çünkü bayrak bir ülkenin onurudur, simgesidir. O bayrak inince akla çok şey gelir. Bayrağımızı indirmeye kalkan iner. Bayrak indirmek için kim elini-kolunu uzatırsa onu indirmeye çalışanın elleri kolları kırılır. Bu kesindir.”

PKK’nın insafına bırakıldılar
Sözü “çözüm süreci”ne, “açılım”a getiriyor. Açılımın başından beri yanlış olduğunu belirtiyor ve nedenini de şöyle açıklıyor:
“Bir devlet, terör örgütüyle görüşmez. Ancak terör örgütü silahı bırakırsa oturulup konuşulur. Silahını bırakmayanlarla görüşülmez. PKK gibi kural tanımayan, silahı bırakmayan terör örgütüyle konuşursanız her zaman başınıza çorap örerler. En kötü şey şudur: Açılımla biz Güneydoğu’da devletine bağlı güzel insanların hepsini PKK terör örgütü elemanlarının insafına bıraktık. Şehit cenazesi gelmiyor diye ülkenin şerefi yok ediliyor.

Açılım koşulları iyi bir şekilde yerine getirilip başlatılsaydı belki iyi giderdi. Koşullar ortaya konulmadan yapılan açılım başımıza da olmadık şeyler getiriyor. Bugün örgüte ne verirsen az gelir, onlara yetmez.”
Ayaklanma provaları…

Terörün en azgın döneminde Diyarbakır’da gazetecilik yapan ve gelişmeleri yakından izleyen Raşit Kısacık’a bölgenin durumunu sorduğumda şunları anlattı:
“Türk Bayrağı’nın hem de TSK garnizonundan indirilmesi, tırmanan eylemin ‘açılım’ sürecinden medet umanların ayaklanma provalarıdır. PKK ve siyasi uzantılarının bugün yaptıkları eylemler, yarın yapacaklarının teminatıdır. Eylemlerin gerisinde yine Narko- terör örgütü yani PKK vardır. Açılım sürecinde güvenlik güçlerinin ellerinin bağlanması terörle mücadeleye değil, uyuşturucu mafyasının işine yarıyor. ‘Cambaza bak’ misali, dikkatler yol kesme, bayrak indirme, molotoflu saldırılara dikkat çekilip uyuşturucu tarlaları ve ticaretinin yolu açılıyor. Yoksa mal tarlada çürüyecek. Acele etmeleri gerekli.”
Terör örgütü, uyuşturucu baronlarıyla el ele vermiş “Çözüm süreci”ni kendilerine göre kullanıyorlar. Uyanın beyler uyanın…

1996 yılında ne olmuştu:

4 Ağustos 1996 tarihinde Magosa sınır kapısındaki protestolar olmuş daha sonrasında ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarına geçerek sınırda asılı olan Türk Bayrağı'nı indirmeye çalışan Rum Solomos Solomou, Türk askerinin "Dur" emrini ve göndere tırmanırken yanından geçen uyarı ateşini dinlemeyip, eylemine devam etmesi ve akabinde bayrağı indirmek üzere iken boynundan vurularak öldürülmesiyle son bulmuştur.

 Olay kameralar tarafından saniye saniye görüntülenmiştir. Solomu bu eylemi gerçekleştirirken ağzında sigara olması dikkatleri çekmiş ve sigara üzerine yapılan incelemede uyuşturucu madde olduğu tespit edilmiştir.


Hakim adayını mülakat'ta 11 kez abuk subuk sorular ile elemişler.

| 8 Haziran 2014 Pazar |

Gazeteport'un haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığında avukat olarak çalışan ve hakim savcı olmak için 11 kez sınava girip 11'inde de başarılı olan, ancak mülakat sınavlarında elenen Halil Atlı'nın durumu TBMM'nin de gündemi oldu.

CHP Kırklareli milletvekili Turgut Dibek, Atlı'nın durumunu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a ileterek, ''11 kez yazılı sınavları kazandı ama mülakatta tuhaf sorular ile eleniyor. Noel Baba’nın yaşadığı antik kenti bile sormuşlar'' dedi. Bakan Bozdağ ise, ''11 kez sınava girip mülakatta elenen kişinin durumuna şimdi vakıf oldum. Konuyu soruşturacağım ve bilgi vereceğim'' cevabını verdi.

Milli Eğitim Bakanlığında Avukat olan Halil Atlı, “Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı” yazılı sınavında 11 kez başarılı olmasına rağmen mülakat sınavlarının tümünde elendi. Sınav komisyonu Atlı'ya son mülakatta ''Seni almıyoruz, rağmen neden ısrarla sınava giriyorsun” diye sordu. Atlı'ya mülakatta '' Künde sanatı ne demektir ? Pritzker ödülünü alan ilk kadın mimarın ismi nedir ?'' gibi sorular da yöneltildi.

Daha önce de 22 kez sınav kazanıp 22 kez mülakatta elenen hazine avukatı Adem Sevilmiş’e de, ''Laptop bilgisayarlarda kaç çeşit batarya vardır. Elma ağaçları kaç metre arayla dikilir ? Osmanlının ilk dış borcu ne kadardı? gibi sorular yöneltilmiş ve elenmişti.
 


Tubitak'tan komik montaj raporu!

| |

'TÜBİTAK'ın 'montaj' raporu 'komik''
Uzmanlar, Başbakan Erdoğan'a ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu hazırlayan TÜBİTAK'ın 'montaj' açıklaması için detaylı analiz raporu istedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'a ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu yayınlayarak, kayıtların "montaj" olduğunu açıklayan TÜBİTAK’ın "heceleme raporu" uzmanlar tarafından inandırıcı bulunmadı. Ses mühendisi Demirhan Baylan, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen kayıtlarla ilgili TÜBİTAK’ın detaylı analiz raporu açıklaması gerektiğini söyledi. Erdem Helvacıoğlu ise duygu-tonlama-arka plan bütünlüğüne dikkat çekerek kayıtlara "montaj" demenin mümkün olmadığını ifade etti.

Zaman'da yer alan habere göre, 17 Aralık’tan sonraki süreçte kapsamlı personel görevden almalarının yaşandığı TÜBİTAK’ın, Başbakan Erdoğan ile eski AB Bakanı Egemen Bağış’a ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarıyla ilgili tartışmalı raporuna tepkiler sürüyor. Raporda, muhataplarının bile kabul ettiği kayıtların, ‘heceler birleştirilmek suretiyle elde edildiği’ savunulmuştu. Daha önce kayıtlarla ilgili açıklama yapan uzmanlar, raporu inandırıcı bulmadı. TÜBİTAK’ın detaylı bir analiz raporu sunması gerektiğini söyleyen ses mühendisi Demirhan Baylan, raporun “Biz şu teknikleri kullanarak şu frekansta şöyle bir müdahale tespit ettik.” şeklinde netlik taşıması gerektiğini söyledi. Erdem Helvacıoğlu da anlam, duygu ve tonlama bütünlüğü ile arka fon seslerinde süreklilik olan böyle bir kaydı oluşturmanın mümkün olmadığını, tek bir cümle kurmanın bile aylar alacağını belirtti. Alp Turaç ise arka plan sesinin değişmemesinin kaydın gerçekliğinin en büyük ispatı olduğunu dile getirdi. Müzisyen ve ses uzmanı Attila Özdemiroğlu, “Bu rapor değil, söylem. Bilim böyle yapılmaz.” dedi. Sosyal medyada ‘heceleme raporu’ denilerek alay konusu edilen raporla ilgili komedyen Cem Yılmaz’dan ‘farklı farklı yerlerden alınmıştır’ notu eşliğinde ilginç bir gönderme geldi: İ....yi...uy..ku...lar!

UZMAN GÖRÜŞLERİ
Müzisyen Atilla Özdemiroğlu: ‘Heceleme yöntemi’ iddiası komik, çocuk bile inanmaz

“Bu bir rapor değil, söylem. Bilim böyle bir şey yapmaz. TÜBİTAK bir rapor yayınlamadı. Böyle bir rapor olmaz. Bilimsel yöntemlerle hazırlanan bir ses analizinin nasıl yapılacağı bellidir. Kim tarafından hangi yöntemlerle hazırlandığı, hangi referansların, araçların kullanıldığı bellidir. Bir rapora başlarken bunlar belirtilir. Böyle bir rapor yok. Bunları içeren bir rapor yayınlanmalı. Beyan ile rapor olmaz. TÜBİTAK gibi bir kurumun böyle rapor olmayan bir şey yayınlaması komik. Daha önce yayınlanmış 3 rapor vardı. Onlar bilimseldi. Amerika'nın resmi adli raporlarını hazırlayan kurumlardı onlar. Heceleme yöntemi ile böyle bir şeyin yapılması imkansız. Çocuk bile inanmaz. Bu işten az anlayan biri güler.”

Ses Mühendisi Erdem Helvacıoğlu: Duygu ve tonlama bütünlüğü olan böyle bir kayıt yapılamaz
"Anlam, duygu, tonlama bütünlüğü olan ve arka seslerinde süreklilik olan böyle bir kayıt, kelime kelime edit ile yaratılamaz. Hece hece de yapılamaz. Stüdyo kaydında tek bir cümleyi hece hece düzgün bir şekilde oluşturmaya çalışmak bile saatler, günler alabilir ki sonuç da tatmin edici olmayacaktır. Tüm bunların dışında zaten konuşmanın olduğunu  ‘Kriptolu telefonlarımız dinlendi.' diyerek Başbakan'ın kendisi de kabul etti. Bu sadece seçim öncesi meydanlarda kullanılmak için yaratılan bir propaganda malzemesi."

Ses Mühendisi Alp Turaç: Arka plan sesi değişmiyor, en büyük ispat bu
"Bu işi hayatında altı ay yapmış insan bile rahatlıkla anlayabilir ki öyle bir ‘editing' yok orada. Hece hece ya da kelime kelime diye bir şey de yok, zaten arka plan sesi değişmiyor, en büyük ispat bu. Artı, ‘kelime kelime' demek zorundalar bu durumda, konuşurken paralar telaffuz ediliyor. Niye çocuğunla konuşurken 10 milyon Euro desin? Kelime kelime ya da hece hece keserek insanlara bir şeyler söylettirebilirsiniz ama bunun yapılacağını bilerek kayda girildiğinde bile ses, müşteri hizmetleri hatlarında olduğu gibi kesik kesik duyulur. Konuşmayı keserek, bir insanın normal tonlamalarına ulaşılması, kaydın bu hale getirilmesi mümkün değil.”

Ses Mühendisi Demirhan Baylan: TÜBİTAK detaylı analiz raporlarını açıklamalı
“Bu olaylar ilk patlak verdiğinde bunun yapılabileceğine dair bir açık kapı bırakmıştım. Fakat ondan sonra o kadar çok kayıt çıktı ki montajın o düzeyde yapılamayacağına kani oldum. Analiz yapmadan kesin konuşmak istemem, ama o kadar çok kayıt var ki montajın o düzeyde yapılabilmesi, o kadar malzeme bulunabilmesi çok zor, inandırıcı gelmiyor. Elbette ki montaj diye bir teknik var. Bu belirli limitler içinde eldeki malzemenin izin verdiği ölçüde yapılabilecek bir şey. İş bu durumdayken, TÜBİTAK'tan beklediğim benim çok detaylı bir analiz raporu sunmaları, ‘Biz şu şu teknikleri kullanarak işte mili saniyede işte şu frekansta şöyle bir müdahale tespit ettik.' falan gibi çok detaylı bir analiz raporu vermeleri lazım ki insanlar da ikna olsun. Tahmin ediyorum çoğu ses mühendisi bunu bekliyor. Yoksa, ‘Biz test ettik bu montajdır.' demek çok da yeterli olmayacaktır. TÜBİTAK'ın görevi detaylı bir raporla bunu açıklamaktır, eğer varsa..."


Diyarbakırda karakola saldırdılar.

| 7 Haziran 2014 Cumartesi |

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bir grubun jandarma karakoluna saldırısı sonrası çıkan arbedede 1 kişi hayatını kaybetti, biri asker 2 kişi de yaralandı.

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde devam eden olaylarda bir grup, Abalı Jandarma Karakolu’na silahlı ve molotoflu saldırı düzenledi. Jandarma ekipleri de gruba müdahale etti. Çıkan olaylarda R.B. (24) adlı gösterici hayatını kaybederken, biri asker 2 kişi de yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı. Bölgede gerginlik sürüyor.

TUNCELİ'DE DE SALDIRI

Tunceli'nin Ovacık İlçesi Kuşluca Jandarma Karakolu'na PKK'lı teröristler uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Askerlerin karşılık vermesiyle çıkan çatışmada ölen ya da yaralanan olmadı.

Ovacık'ın Kuşluca Köyü'nde yapımı tamamlanmak üzere olan Kuşluca Jandarma Karakolu'na saat 18.30 sıralarında PKK'lı kalabalık bir grup, önce karakolun koruma kulelerine ateş açtı. PKK'lı teröristler ardından iki farklı noktadan karakolu ateş açtılar. Karakoldaki askerlerin anında karşılık vermesiyle yaklaşık 15 dakika süren çatışma yaşandı. Çatışma da ölen ya da yaralananın olmadığı öğrenildi.

PKK'lı grubun saldırısının duyulması üzerine karakola Ovacık ilçe merkezinden helikopterlerle Jandarma Özel Harekat Timleri indirildi. Kobra helikopterlerde çatışmadan sonra kaçan PKK'lı teröristlerin bulunduğu alanları ateş altına aldı.


Bolu dağında ölümlü otobüs kazası.

| 6 Haziran 2014 Cuma |

Bolu Dağı'nda Ölümlü Kaza! haberi, Bolu Dağı'nda gerçekleşen kaza sonucunda ilk belirlemelere göre bir kişi hayatını kaybederken 16 kişi ise yaralandı. İstanbul'a geliş yolu kapandı.

 İşte ayrıntılar...

Bolu Dağı'nda Ölümlü Kaza! haberi, Bolu Dağı'nda gerçekleşen kaza sonucunda ilk belirlemelere göre bir kişi hayatını kaybederken 16 kişi ise yaralandı. İstanbul'a geliş yolu kapandı. İşte ayrıntılar...

TEM otoyolunda Tiflis'ten İstanbul'a giden yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, İstanbul yönüne giden Ahmet Keleşoğlu yönetimindeki 61 S 1378 plakalı yolcu otobüsü, Bolu Dağı tüneli 3. viyadük mevkisinde devrildi.

Kazada kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Yaralılar, olay yerine sevk edilen çok sayıda ambulansla kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldı.

Kaza nedeniyle otoyolda İstanbul yönüne ulaşım sağlanamıyor, trafik ekipleri sürücüleri Abant kavşağından D-100 karayoluna yönlendiriyor.


Search

Labels