Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
kemal kılıçdaroğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kemal kılıçdaroğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tayyip Erdoğan Irak konusunda Kılıçdaroğluna çatmakla yetindi

| 17 Haziran 2014 Salı |

Erdoğan IŞİD elinde rehine olarak tutulan vatandaşlarımızın nasıl sağ salim kurtulacağına pek fazla değinmezken her zamanki gibi yine CHP'ye yüklenmeyi tercih etti. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu için bataklık benzetmesi yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ırkçılıkla suçladı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözleri için, "Bu apaçık cehalettir. Ortadoğu'ya, milyonlarca insanın yaşadığı, vatanlarının olduğu bir bölgeye bataklık demek ırkçılıktır, ayrımcılıktır, faşizmin ortaya çıkmasıdır. Zannedersiniz ki CHP'nin genel müdürü Paris'te, Londra'da doğdu. Tunceli'de doğacak, orada büyüyecek, sonra Ortadoğu'ya bataklık diyeceksin. Bu hem ırkçılıktır hem de aslını, özünü inkardır." dedi.

Başbakan Erdoğan, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda Irak'ta yaşananlar ve Ortadoğu'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, konuşmasının başında, dün vefat eden senarist yazar Ayşe Şasa'yı andı, kendisi için Allah'tan rahmet diledi. Erdoğan, ardından Musul'da yaşanan olaylar etrafında Ortadoğu'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, başka bir konuya değinmeden de konuşmasını bitirdi.

Muhalefetin, cumhurbaşkanlığı için aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu'na hiç değinmeyen Erdoğan'ın, bu haftaki konuşması daha önceki haftalara nazaran kısa sürdü. Aynı şekilde grup salonunu dolduran partililerin Erdoğan'a daha önceki haftalara nazaran daha az tezahürat yaptıkları görüldü.


Irak'ta yaşananlarla ilgili, "Bölgemizde bir kez daha çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye, doğrudan-dolaylı olarak bu gelişmelerden etkileniyor." diyen Erdoğan, Musul'a, IŞİD adı verilen örgüt tarafından saldırı düzenlendiğini ve kentin örgüt elemanlarının kontrolüne geçtiğini dile getirdi. Türk konsolosluğunda yaşananlara değinen Erdoğan, "Konsolosluktakilere kapıları açma çağrısı yapıldı. Irak Kuvvetleri şehri terk ettiği için can güvenliği bakımından çatışmaya girmemekten başka seçeneği bulunmuyordu. Başkonsolos, ailesi ve personelden oluşan 49 vatandaşımız başka bir yere götürüldüler." diye konuştu.

Dün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk TIR şoförlerinin başka bir örgüt tarafından alıkonulduğunu söylemişti. Ancak Erdoğan, "Ayrıca o bölgede çalışmakta olan 31 TIR şoförümüz de IŞİD tarafından alıkonuluyor. Çok yoğun bir gayret içerisindeyiz. Dışişleri'nde bir kriz masası oluşturuldu. Gelişmeler an be an kontrol ediliyor." diye ifade etti. 



Yalova yağmur altında müzik ziyafeti.

| 31 Mayıs 2014 Cumartesi |

Kılıçdaroğlu, yağmur altında konser izledi

Yarın yenilenecek Yalova yerel seçimi öncesi Kılıçdaroğlu sağanak yağmura rağmen Yalova'daydı.

Konser öncesi konuşma yapan Kılıçdaroğlu, "Hepimiz ıslanacağız. Ama hiç önemli değil" dedi

Yalova’ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen Volkan Konak konserini yağmur altında, elinde şemsiye ile izledi.
Yalova CHP Milletvekili Muharrem İnce ise genel başkanını yalnız bırakmadı.

Bu arada Yalovalı vatandaşlar 12 yıldır Akp lideri Erdoğan'ın bir kez bile semtlerine uğramadığını.Yerel seçimler YSK tarafından iptal edildikten sonra yasak savar gibi bir Yalova mitingi yaptığını belirttiler.


Kemal Kılıçdaroğlu: "Bi git be adam"

| 28 Mayıs 2014 Çarşamba |

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Senin defolup gitmen lazım” dedi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A "SENİN DEFOLUP GİTMEN LAZIM"

Partisinin grup toplantısında konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu Erdoğan için “3 gün sussa Türkiye’de huzur olur. Her gün konuşuyor her gün kavga. Sürekli bir gerginlik ortamı yaratılıyor ve belli siyasi partiler bunlardan beslenmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.

 CHP lideri Kılıçdaroğlu “Toplumu bölüyor, renklere tahammül edemiyor. Senin defolup gitmen lazım” ifadelerini kullandı. Okmeydanı’nda yaşananlara da değinen Kemal Kılıçdaroğlu “Yüzü maskeli elinde silah olayları çıkaranlar kimse bunları çıkarsınlar. Gezi olaylarında TOMA’ya Molotof atan polisleri gördük. Hükümetin bir an önce bunu çıkarması lazım” dedi.

​Huzur istiyoruz ama huzurlum bir Türkiye yok. Bu kötü günler arasında bize bir armağan hediye edildi. Nuri Bilge Ceylan Cannes’da Altın Palmiye aldı. Onunla gurur duyuyoruz. Onun filmlerinin her karesi bir sanat eseri gibidir. İzlerken duygulanırsınız. Fazla konuşma yoktur ama kendinizi filmin içinde hissedersiniz. O bir sinema bilgesidir. Tekrar yürekten kutluyorum bize armağan ettiği ödül için.

Taşeron işçiliğin kaldırılmasını isteyen tek parti CHP’dir. Taşeron işçilik döneminin bitmesi lazım. Defalarca bütün mitinglerde bunu dile getirdim. TBMM binası dahil bütün kamu kurumlarında taşeron işçi çalıştırılıyor. Sendikalara sesleniyorum. Taşeronluğa karşıysanız adresiniz CHP’dir. Taşeronluğu Türkiye’ye bela eden bu düzeni savunacak mısınız savunmayacak mısınız? Soma eylem yapan bütün işçi kardeşlerimizi yürekten kutluyorum. Sizin emeğinizi satan sendikacılara sakın güvenmeyin. Her zaman sizin yanınızda olacağız.

İKİ MİLYON TAŞERON İŞÇİYE SESLENİYORUM

Ama hala gidip de sizin emeğinizi sömüren, örgütlenmenize engel olan bir siyasal partiye destek verirseniz başınıza daha çok şey gelecek. Hep beraber ağlayacağız ama ağlamak çözüm değil. Çözümü beraber üreteceğiz. AB’de, ABD’de, Japonya’da hangi haklar varsa Türkiye’de de o haklar olsun diyoruz biz. 2 milyon taşeron işçiye tekrar sesleniyorum. Kimse kusura bakmasın. Sizin yeriniz, sizin ocağınız CHP’dir. Siz halktan birisiniz. Sizin haklarınızı arıyoruz. Ne arıyorsunuz sağda solda. Umut mu bekliyorsunuz. Onlardan size umut yok. onların kendisi köşeyi dönmeyi istiyor.

Ölen kardeşlerinizin mücadelesini yapmak zorundasınız. Onlar da işçiydi siz de işçisiniz. Onlar da çalışıyorsunuz siz de çalışıyorsunuz ama emeğinizi sömürtmeden. Yeriniz artık bellidir. Geleceksizin. eliniz mahkum. Ya sömürülmeye katlanacaksınız ya da ben de emeğimin hakkını almak istiyorum diyeceksiniz.
Türkiye riskli bir sürecin içine girdi. Gerginlik yaşanıyor ülkede. Kullanılan dil gerginliği besliyor. Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur ama biz tekerlek kırılmadan önce yol gösteriyoruz. Siyasetçinin sorumluluğu aydınlardan biraz daha fazladır. Çünkü temsil yetkimiz var. Halktan oy almışız. Kendisi sorun olan iktidara karşı çözüm üretmeliyiz.

“ÜÇ GÜN SUSSA ÜLKEDE HUZUR OLUR”

Emin olun 3 gün sussa Türkiye’de huzur olur. Her gün konuşuyor her gün kavga. Sürekli bir gerginlik ortamı yaratılıyor ve belli siyasi partiler bunlardan beslenmeye çalışıyor. Biz muhalefete görevimizi yapıyoruz. Hükümet ülkeyi akılla yönetmeli öfkeyle değil. Kendisiyle kavga eden bir siyasal anlayış olabilir mi?

“GERGİNLİK OLMASIN DİYE BAZI HATALARI GÖRMÜYORUZ”

Toplumda kutuplaşma gerginlik omasın diye çok hassas davranıyoruz. Bazı hataları toplumda fazla kutuplaşma olmasın diye görmüyoruz. Soma olaylarında Gezi olaylarında toplumda kutuplaşma olmasın diye çok hassas davrandık.
Biber gazını copları bizim milletvekillerimiz yedi. Neden? Vatandaşın çocuğu dövülmesin biber gazı yemesin diye. Yanlış mı yapıyoruz biz acaba.

Yüzü maskeli elinde silah olayları çıkaranlar kimse bunlar bunları çıkarsınlar. Biz bunlara karşıyız. Her zaman söyledim yine söylüyorum. O kişiler acaba kim? Gezi olaylarında TOMA’ya Molotof atan polisleri gördük. Şimdi toplumda bu kutuplaşmayı yaratanlar kimler. Hükümetin bir an önce bunu çıkarması lazım.
Ben 68 kuşağındanım. Hep ülkemin bağımsızlığını savundum, huzuru savundum. 1960 ihtilali sonrası üç siyasetçiyi darağacına gönderdik. o dönem belki birileri alkışladı ama bugün siyasetçilerin idam edilmesinin ne kadar yanlış olduğunu hepimiz görüyoruz.

Daha sonra üç gencimizi idame gönderdik. Neden? İntikam hırsıyla.
Biz yaşananlardan ders çıkarmak zorundayız. Uygar dünya yaşadığı acıları bir toplumsal kazanıma dönüştürdü.
Biz tarihten ders almadık. O acıları toplumsal kazanıma dönüştüremedik. birileri geldi bizi geçti biz toplumu ayrıştırarak yeni fay hatları yaratarak toplumu bölüyoruz.
Bugün cumhuriyet tarihinin en büyük kırılmasıyla karşı karşıyayız. Toplum ayrışmış durumda. Ayrıştıran bölen halkı kullanan halkı kendisine köle haline getiren siyasetçiler.

Eğer siz karşınızdaki insanı insan yerine koyup onun derdini acısını bilirseniz, acısını paylaşabilirseniz toplumsal kazanım yakalarsanız. Ama onu ötekileştirirseniz yakalayamazsanız. Siz düşünebiliyor musunuz empati kuramayan bir siyasetçi? Onu oy makinesi olarak gören bir siyasetçi. Onun sorunlarına çözüm üreten değil. Türkiye onları aşmak zorundadır.. Yeni bir Türkiye’yi yaratacağız. Farklılıklarımız var mı elbette var. Ama onları zenginlik olarak göreceğiz. Eğer siz birisini ötekileştirirseniz, yaptığınız tüm haksızlıkları meşrulaştırmış olursunuz.
İnanç açısından, mezhep açısından ötekileştirir ve ondan sonra söyleyeceklerine meşruluk kazandırmaya çalışır. Bakın tarihe. Biz bunlardan ders çıkardık mı? Hayır ders çıkarmadık. Her seferinde başa dönüyoruz. Biz kalkınamıyoruz, büyüyemiyoruz.

Kendi iç sorunlarıyla sürekli kavga eden bir siyaset anlayışını bir tarafa bırakmak zorundayız. Bizde güzel bir laf var “Susma sustukça sıra sana gelecek” işçilerimizin söylediği.
Sadece sizin sorunlarınızı değil Türkiye’deki bütün işçilerin sorunlarını çözmeye talibiz. Emeklinin sorunu, çiftçinin sorunu, işçinin sorunu, ev hanımlarının sorunu hepsini çözmeye kararlıyız.
Ama bu slogan ne zaman atılıyor? Sıra onlara geldiği zaman atılıyor. Oysa bizim inancımızda haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır deniyor. Haksızlıklara karşı susmayacaksın.

“BU SENDİKA DÜZENİNİ, SENDİKA AĞALIĞINI YIKACAĞIZ”

Ben isterdim ki TEKEL işçileri Kızılay’da dövüldüğü zaman Türkiye’nin bütün işçileri Ankara’da olsun. ben isterdim ki Soma’da 301 işçi hayatını kaybederken bütün sendikalar orada olsun. Ama bunlar olmuyor. İşçi kardeşim size sözüm var, bu sendika düzenini, sendika ağalığını yıkacağız ve onlardan da hesap soracağız.
Ayrışmadan söz ettik, kamplaşmadan söz ettik. Siz kamplaştırırsanız renkleri yok edersiniz. Bir siyah kalır bir beyaz kalır. Oysa güneş bile yedi renkli. Neden politikacı sert bir dil kullanıyor? Neden umut vaat etmiyoruz. Neden hep kavga ediyoruz. Neden ağzını açtığı zaman tepeden tırnağa hakaretlerle bu insanı maruz kalıyor. Bakın 301 işçi hayatını kaybetti. Ben de Soma’ya gittim. Bir kadıncağız bize sitemini yaptı. Yanımdakine de bu kadıncağız haklı dedim.

“ÖRNEK VERDİĞİ TARİHTE DAHA AMPUL İCAT EDİLMEMİŞTİ”

Sonra bir de bu ülkenin başbakanlık koltuğunda oturan zatta gitti. Evet gitmesi gerekir. Gayet güzel, bakın 301 kişi hayatını kaybetmiş. Yaş ortalaması 10 olan 432 çocuk yetim kalmış. Eşler yok, evlatlar yok. Büyük acı yaşanıyor. Bu gidiyor, sanki miting meydanı gibi kürsüyü koyuyor, başlıyor konuşmaya. Doğal bir ölüm kabul ediyor. Madenciliğin fıtratında doğasında böyle ölümler var diyor ve 1870’in 60’ın İngiltere’sinden örnek veriyor. 1860’da Abdülmecit tahtta ve ampul icat edilmemiş. Sen nasıl bu örneği verirsin. Bundan sonra Soma ayağa kalıyor. Herkes itiraz ediyor, yuh çekiyor. Efelenerek vatandaşın üzerine yürüyor. Yuh çekersen tokadı yersin diyor.

“SENİ TOKATLAYAN ADAMIN HALA ARKASINDAYSAN ORAYA BEN ÜÇ NOKTA KOYUYORUM”

“Yahudi dölü” diye ona hakaret ediyor. Sonra 4 bin polisle gidiyor ve de markete sığınmak zorunda kalıyor. Sonra marketteki bir vatandaşı da tokatlıyor. İlk kez bizim tarihimizde, bir ülkenin başbakanı kendi vatandaşını tokatlıyor. Bu ülkenin insanlarının 76 milyonun vicdanına sesleniyorum. Seni tokatlayan adamın hala arkasındaysan oraya ben üç nokta koyuyorum. Kimse kusura bakmasın.
Böyle bir şey olabilir mi? Bu şu demek, gidiyorsunuz cenaze evine başsağlığı dilemeye. Cenaze sahibine hakaret ediyorsunuz, bir de dövüyorsunuz. Biz oraya acıları paylaşmak için gittik. Onlar itiraz eder elbette eder. Düne kadar kim dinledi onları? Adam yerine bile koymadılar. Gideceksiniz çalışacaksınız dediler.


Rüşvetin yeni adı cari açık kapama!

| 22 Nisan 2014 Salı |

REZA ZARRABIN HEYKELİNİ DİKMEK GEREK
Daha sonra kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:

''17 Aralık’tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük. 17 Aralık’ta darbe yapıldı diyor. Ne darbesi kardeşim. Hangi darbe…17 Aralık’ta eğer oğluna telefon edip paraları sıfırla diyorsa bu ülkedeki herkesin düşünmesi lazım. Şunu kimse söylemesin: Efendim Erdoğan’ın bundan haberi yoktu. Bunu diyenin önüne 3 sayfalık 18 nisan 2013 tarihli MİT raporunu koyarız. Bu hafta soruşturmalar başlayacak.

 Neyin yalan neyin gerçek olduğu ortaya çıkacak. Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş.. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım... Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığın'nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada. Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Elinde bir çikolata kutusu Başbakan’a giderken.

Son balkon konuşmasından bütün üçkağıtçılar vardı aile de vardı orada. Reza Zarrab yoktu. Onu da alsınlar oraya. Bence Bakanların cari açığını kapatmıştır. Rüşvetin yeni adı cari açığı kapatma. Ben merak ediyorum bu adam sanayiciydi de haberimiz mi yoktu. Rüşvetin adı cari açık oldu şimdi. Çıkarıyorsunuz Reza Zarrab’ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı koyularak onu meşru gösterme asla mümkün olmamalıdır. Bunu hesabını havuz medyasından soracağız.''


'Reza Zarrab'ın heykelini dikmek lazım'

| |

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reza Zarrab'ın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları eleştirdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar;

"Başbakanlık koltuğunda oturan zat, 2010'da kutlanan 1 Mayıs ile ilgili 'Dün Taksim meydanında yaşanan o tarihi an 2010 yılı asla ve asla tesadüfün eseri değildir. 1 Mayıs 2010 Türkiye'nin nasıl olgunlaştığının, tahrik ve provokasyondan nasıl sıyrıldığının somut bir abidesidir" demişti. Evet öyleydi, 1 Mayıs'ta hiçbir sorun olmadı. Kimsenin burnu kanamadı. Ertesi yıl, yasak gelmeye başladı. Neden? Hangi gerekçeyle yasaklıyorsunuz? Olaylar çıktı, fatura işçiye çıktı.

Yasak üzerine işçiler AİHM'e başvurdular. AİHM, '1 Mayıs'ta Taksim'de kutlama yapabilirsiniz' dedi. Uluslararası bir mahkeme Taksim'e izin verdi. Neden yasaklanıyor? Olaylar niye çıksın? 2010'da olay çıkmadı, yine çıkmaz. İnsanın kendi tarihine sahip çıkması doğaldır, orada 34 kişi öldü. Bu anılmayacak da ne anılacak bu ülkede?

Bırakın insanlar nerede istiyorsa bayramlarını kutlasın. Kimsenin kavga niyeti yok, ama baskı uygularsanız kavga çıkar. Herkes dikkatli olsun.

17 Aralık 2013 bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihe bakın, bir şimdiye bakın. Her kuruşun hesabını halkına veren yönetime bakın, her kuruşu nasıl hortumlarım diyen hükümete bakın. O dönemde de yolsuzluklar olmuştur, ama hiç kimse affetmemiştir, ne Mustafa Kemal Atatürk, ne İsmet İnönü... Yolsuzluğa bulaşanı Yüce Divan'a göndermiştir. Onlar mütevazı yaşadı, onlar kendini halka adadı. Onların mirası üzerine kurulup devleti soyanlar bugün karşımızda. 17 Aralık'tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük.

'17 Aralık'ta bize darbe yapıldı' diyor. Ne darbesi? Darbelerden en büyük acıyı çekmiş bir siyasal parti olarak söylüyoruz, 'Hangi darbe'

'Erdoğan'ın haberi yoktu demesin' kimse. Bunu söyleyenin önüne 3 sayfalık MİT raporunu koyarız. 18 Nisan 2013 tarihli. Devletin soyulduğunu Erdoğan'a söylüyorlar. 8 ay sonra 17 Aralık oluyor. Başbakan'ı uyarıyorlar. Ama hiçbir şey olmuyor. Önce bunu vicdanlarımızda bir sorgulayacağız.

Bu hafta soruşturmalarla ilgili görüşmeler başlayacak. Bir havuz medyası var,

 temel özelliği iktidar yandaşlığı yapmak ve yolsuzlukların üzerini kapatmak. Bu medya Reza Zarrab'ı televizyonlarına çıkarmaya başladı. Reza Zarrab Türkiye'nin cari açığını tek başına kapatan adammış. Reza Zarrab'ın heykelini dikmek lazım, ama yetmez İçişleri Baknalığı'nın önüne de bir heykel dikmek lazım. Reza Zarrab önünde yatan içişleri bakanı. Diyordu ya 'Sana bir şey olursa ben önüne yatarım' Başbakanlığın önüne de heykel dikmek lazım. Sarraf'ın elinde çikolata kutusu, Başbakanlığa giderken. Şimdi parlatıyorlar. Reza Zarrab'ın aile fotoğrafında da önemli bir yeri var."


Bu kez koruma önlemleri çok sağlam.

| 15 Nisan 2014 Salı |

TBMM’de geçtiğimiz hafta saldırıya uğrayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geniş güvenlik önlemleri altında grup toplantısının yapılacağı salona girdi. Partililer tarafından alkış ve sloganlarla karşılanan Kılıçdaroğlu grup toplantısındaki konuşmasında hukuk devleti vurgusu yaptı.


Meclis’te bugün grup toplantıları yapılıyor. CHP grubunda Kılıçdaroğlu gelmeden önce geçen haftaki saldırı sebebiyle geniş güvenlik önlemi alındı. Saldırının gerçekleştiği kuliste koltuklar kaldırıldı. Kılıçdaroğlu’nun geçeceği koridorda ziyaretçilerin beklemesine müsaade edilmedi. Kılıçdaroğlu salona girerken çok sayıda polis güvenlik önlemi aldı. Basın mensuplarının yoğun ilgisi sebebiyle Kılıçdaroğlu salona girerken zaman zaman izdiham da yaşandı.

Alkışlar ve sloganlar eşliğinde salona giren Kılıçdaroğlu isminin okunmasının ardından kürsüye gelerek haftalık grup konuşmasını yapmaya başladı. Konuşmasının başında Kılıçdaroğlu hukuk devletinin anlam ve öneminden bahsetti. Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Hukuk devletinde güçlüler haklı değil, haklılar güçlüdür.” dedi.

Hesap vermenin hukuk devletinin temel esaslarından biri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Hukuk devleti dayatmacı değil, yurttaşına hizmet eden devlettir. Baskı kuran devlete hukuk devleti denemez.” ifadelerini kullandı.




Bu ihmalin sorumluları kim?

| 12 Nisan 2014 Cumartesi |



Kılıçdaroğlu babalık yaptı saldırganı affetti.

| 11 Nisan 2014 Cuma |

Kılıçdaroğlu Annenin feryadına sessiz kalmadı ve Babalığını yaptı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırıda bulunan Orhan Övet'in annesinin, 'Kılıçdaroğlu babalık yapsın, oğlumu affetsin' feryadı sonuç verdi.

Saldırıyla ilgili şikâyetçi olmayacağını belirten CHP lideri, “Bir annenin feryadına duyarsız kalamam. Olayın ayrıntıları ortaya çıktıktan sonra kararımı açıklayacağım” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında gerçekleşen MYK toplantısında, Meclis’teki yumruklu saldırı, yerel seçimsonuçları ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri mesaya yatırıldı. Meclis’teki yumruklu saldırı konusunda yapılan değerlendirmede MYK üyeleri, saldırının “provokasyon” amaçlı “profesyonel” bir eylem olduğu noktasında birleşti. CHP kurmaylarından elde edilen bilgiye göre toplantıda, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun saldırganhakkında şikâyetçi olup olmaması da gündeme geldi.


Pişkinliğin böylesi!

| 9 Nisan 2014 Çarşamba |

İfadesin de saldırgan şikayetciyim dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıran Orhan Övet’in ifadesinde “Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini beğenmediğim için, Başbakan ve Hükümet aleyhinde yapmış olduğu açıklamaların ülke menfaatlerine ters düştüğünü düşündüğüm için bu eylemi gerçekleştirdim” dediği belirtildi. Ayrıca Övet’in kendisini tokatlayan vekillerden şikayetçi olduğu da kaydedildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıran 1986 doğumlu Orhan Övet’in Terörle Mücade Şubesi’ndeki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.
Edinilen bilgiye göre, Övet polise verdiği ifadesinde eylemi gerçekleştirmesinin sebebini şöyle açıkladı:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini beğenmediğim için, Başbakan ve Hükümet aleyhinde yapmış olduğu açıklamaların ülke menfaatlerine ters düştüğünü düşündüğüm için bu eylemi gerçekleştirdim.”

Övet’in ifadesi ise şöyle:

"UYUŞTURUCU KULLANMADIM"

08 Nisan 2014 günü saat 08.45 sıralarında eşime Ankara’ya gideceğim diyerek ikametimden çıktım. Saat 09.00 sıralarında Hasanoğlan İlçesinden özel halk otobüsüne bindim saat 09.45 sıralarında Ankara Altındağ Belediyesinin önünde indim. Yürüyerek Hacettepe Hastanesi önü Adnan Soygun caddesinden, Yenişehir Sosyete pazarı önünden (Aksu Caddesi) Sosyal Güvenlik Kurumu önünden sola dönerek (Süleyman Sırrı caddesi) Mithatpaşa Caddesi Kocatepe Cami istikametine doğru ilerledim, sağ dönerek Ziya Gökalp caddesinden Bulvara kadar geldim, trafik ışıklardan karşıya geçerek Kızılay AVM önünden Güven Parka geldim ve Güven Parktan saat 10.30 sıralarında Sokullu dolmuşuna binerek saat 10.45 sıralarında TBMM’ye geldim. Meclise Dikmen kapısından, müracaatta CHP grup toplantısına katılacağımı belirterek içeriye giriş yaptım. Her hafta Salı günleri halka açık grup toplantısının olduğunu açık kaynaklardan ve kendisini CHP’li olarak bildiğim bir yakınımdan öğrendim.

Eylem gerçekleştirdiğim 08 Nisan 2014 günü her hangi bir alkol, uyarıcı ve uyuşturucu madde almadım. En son 4 gün önce esrar kullandım ve daha öncede esrar ilgili tedavi görmüştüm. Kullanmış olduğum esrarı 4 gün önce Ankara Yenidoğan Sakkalar güzergahında her hangi bir ücret vermeden orada bulunan gençlerden durumumun sıkışık olduğunu söyledim ve onlarda bana yardımcı olmak adına bir kullanımlık (Bir Fişek) esrar verdiler.
Her hangi bir kişi/kişilerden veya örgütten talimat almadım. Ayrıca hiç bir örgüt ile ilişki ve irtibatım yoktur.

"ŞİKAYETÇİYİM"

Bana sorulan sorular hakkında hiçbir baskı ve tesir altında kalmadan avukatımın huzurunda ifademi verdim. Ayrıca ben saldırı eylemi gerçekleştirdikten sonra polisler tarafından yakalanıp ellerim ters kelepçelenip araca götürüldüğüm sırada önce TBMM içerisinde bulunan bayan kuaföre götürüldüm, bu esnada ismini bilmediğim simaen tanıdığım 2 CHP milletvekili geldi, olayla ilgili ‘Niye yaptın? Seni kim gönderdi?’ gibi sorular sorduktan sonra milletvekillerinden birisi bana iki tokat attı, bunun üzerine polisler benim tanınmamam için ve görüntü alınmasını engellemek amacıyla montum ile yüzümü kapatarak oradan çıkartıp meclisin kapalı otoparkına götürdüler. Ancak Otoparkta kalabalık bir grubun ortasında kaldım, bana vurmaya başladılar, sonrasında beni polisler doblo tipi bir araca bindirip oradan uzaklaştırdılar, Meclis Lojman kapısı diye tabir edilen yere geldik ve başka bir ekip arabasına bindirilerek emniyete geldim. Beni darp eden kişi/ kişilerin tespit edilmesi halinde, şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim.”


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıran serbest!

| |


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Meclis'te yumrukla saldıran Orhan Övet, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.


Kılıçdaroğlu'na saldıran AKParti üyesi çıktı.

| |

Ak Parti sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kılıçdaroğlu'na saldıran Orhan Övet'in 2012 yılında AK Parti'ye kaydolduğunu ve olay sonrası partiden ihraç edildiğini açıkladı.

Çelik'in açıklaması

Çelik Twitter'dan saldırgan ile ilgili şunları yazdı:

"Orhan Övet'in 2012'de Elmadağ'da partimize kaydolduğu tespit edilmiş ve olay sonrası derhal ihraç edilmiştir.

9 milyon küsur üyemiz vardır. Onlarca sabıkası olan birinin partimize üye kabul edilmesini ciddi bir özensizlik olarak kabul değerlendiriyoruz. Kılıçdaroğlu'na bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz."


Gürsel Tekin: Saldırgan profesyonel bir provokatör.

| 8 Nisan 2014 Salı |

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, saldırının güçlü bir güvenlik zafiyetini ortaya çıkardığını belirterek, “Saldırganın bir profesyonel olduğunu da ifade etmek istiyorum" dedi.

Tekin, Habertürk'te konuştu. Saldırının BDP grup toplantısının yapıldığı salonun önünde yapılmasına dikkat çeken Tekin, “Bunun sıradan bir saldırı olmadığını söylüyorum. Özellikle Barış ve Demokrasi Partisi’nin grup toplantısının önünde bu olayın olması, aynı zamanda ‘bir provokasyon yaratabilir miyim’ çabasını da söz konusu hale getirebilir.

 BDP’yle bir ilgisinin olmadığını biz çok iyi biliyoruz. Ama eylemi gerçekleştiren kişinin sıradan bir kişi olmadığı, her ne kadar Emniyet farklı bilgiler vermiş olsa da, en azından bizim elimizdeki bilgilere göre farklı örgütlerle bağlantısının olabileceği ihtimalinin çok yüksek olduğunu kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.”


Saldırganın çok ilginç facebook profili

| |

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruk atan Orhan Övet'in facebook'taki paylaşımları ve profili oldukça ilginç.

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'na yumruk atan Orhan Övet'in facebook'taki bazı paylaşımları dikkat çekiyor. 2009 yılında facebook'a katılan Övet'in sayfasında Başbakan Erdoğan resmi de var, yaşamını yitiren BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun da.

El Kaide militanlarının da fotoğrafını paylaşan Övet'in profilinde Ahmet Kaya'dan, Deniz Gezmiş'ten sözlerin yazılı olduğu fotoğraflar da paylaşılmış.
Bunun yanı sıra Abdullah Çatlı ve Sedat Peker'in fotoğrafları da yer alıyor.Övet'in sadece dün çoğunlu Deniz Gezmiş resimlerinden oluşan 30'dan fazla paylaşımda bulunduğu görülüyor.






Alperen Ocakların'dan jet yalanlama geldi.

| |

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıran Orhan Övet Alperen Ocakları'na mensup olduğu iddia edilmişti. Ancak Alperen Ocakları bu iddiayı yalanladı.

İşte o açıklama:

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde grup konuşmasına gerçekleştirmek üzere koridorda ilerlerken CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU bey Orhan ÖVET isimli şahıs tarafından yumruklu saldırıya uğramıştır.Görsel ve yazılı medyada saldırıyı gerçekleştiren bu şahsın Alperen Ocakları üyesi olduğu yönünde haber yapılmasına karşın adı geçen şahsın teşkilatımızla uzaktan yakından alakası yoktur. Alperen Ocakları teşkilatı Şehit Liderimiz Muhsin YAZICIOĞLU'NUN ortaya koymuş olduğu ilkeler çerçevesinde demokratik haklarını kullanmaktan öte tavır gösterecek kişileri bünyesinde barındırmaz.Belli ki bazı karanlık güç odakları bu tip nahoş olaylarla teşkilatımızın adını yan yana getirmeye çalışarak ,bazı karanlık projelere hizmet etmeye çalışmaktadır.Ben şahsım ve teşkilatım adına yaşanılan bu elim hadise dolayısıyla CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDARAOĞLU beye geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

ALPEREN OCAKLARI EĞİTİM KÜLTÜR DAYANIŞMA VAKFI GENEL BAŞKANI

AV. SERKAN TÜZÜN

BBP LİDERİNDEN AÇIKLAMA

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırıda bulunan Orhan Ö.'nün Alperen Ocakları'na üye olduğu iddiaları ile ilgili "Söz konusu bile değil " dedi.


İşte Kılıçdaroğlu'nu yumruklayan o saldırgan

| |

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na partisinin TBMM grup salonuna girişte ziyaretçi olarak Meclis’e giren bir kişi tarafından yumruklu saldırıda bulunuldu.  


Grup salonu girişinde kahverengi montlu bir saldırgan tarafından yumruklu ve tekmeli saldırıya uğradı.

Olay yerindeki CHP’liler tarafından etkisiz hale getirilen kişi, meclis polisi tarafından hemen gözaltına alındı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Meclis'te yumruklu saldırıda bulunan kişinin kimliğinin Orhan Öven olduğu belirtildi. Öven, polise verdiği ilk ifadesinde Alperen Ocakları'na üye olduğunu ve Erzurumlu olduğunu belirtti.









Kılıçdaroğlu'na Meclis'te hain saldırı.

| |

Kılıçdaroğlu, bazı milletvekilleriyle birlikte makamından çıkarak, partisinin grup toplantısına katılmak üzere TBMM'deki makamından ayrıldı.

Grup toplantı salonunun bulunduğu yere doğru yürürken adının Orhan Ö. Olduğu öğrenilen kişi, Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırıda bulunuldu. Kılıçdaroğlu'nun gözlüğünün düştüğü görüldü.

İşte Kılıçdaroğlu'nun saldırı uğradığı an

Alınan ilk bilgilere göre Kılıçdaroğlu grup konuşmasını yapmak üzere Meclis'teki CHP grubuna gelirken Meclis'e ziyaretçi olarak girdiği değerlendiren bir kişi tarafından yumruklandı.
Kılıçdaroğlu grup toplantısına girerken, BDP ’lilerle el sıkıştığı anda bir şahsın yumruklu saldırısına uğradı. Gözüne darbe aldığı belirtilen Kılıçdaroğlu'nun gözlüğü kırıldı.

CHP ve BDP grubu yanyana. BDP’li miletvekili Altan Tan ile selamlaşmasının ardından, aradan bir şahıs Kemal Kılıçdaroğlu’na doğru yürüyerek tekmeli-yumruklu saldırıyı gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu dört yumruk darbesi aldı. Partililer araya girdi ve bir süre saldırganı dövdüler.

Saldırgan Kılıçdaroğlu'nun etrafındaki partililer tarafından etkisiz hale getirildikten sonra Meclis polisi tarafından gözaltına alındı.
Kılıçdaroğlu saldırının ardından makamında bir süre dinlendi. Daha sonra makamından çıkan Kılıçdaroğlu grup toplantı salonuna gitti.


Türkiye'nin kaderi değişecek!

| 29 Mart 2014 Cumartesi |


İstanbul Türkiyedir.Türkiye İstanbul'dur.Unutmayın.


CHP tandoğan Ankara mitingi fotolar

| 28 Mart 2014 Cuma |

Tandoğan Meydanı'ndan Kızılay meydanına kadar insan seli





Kılıçdaroğlu Ankara da yüzbinler önünde.

| |

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere iki gün kala Ankara’da vatandaşlarla buluşacak. CHP liderinin mitingi için ilçelerden binlerce vatandaş, Tandoğan Meydanı’na akın ederken, Ankara’da yağmur yağmasına rağmen onbinlerce vatandaş meydanda buluştu.

 ”Fezleke yetmez, tez leke çıkarıcı lazım”, “Başçalan”, “Çok mutluyum harama oy vermeyeceğim, ahirete huzurlu gideceğim” “Gemicik out, milyoncuklar in” , “lafa değil icraata bakarım” pankartları ile Kılıçdaroğlu’nu bekleyen Ankaralılar, Kılıçdaroğlu ve Ankara Belediye Başkan Adayı Mansur yavaş lehine sloganlar attılar.

Mitinge 70′i aşkın gazi de katılırken, Bando takımı İzmir Marşı ve Onuncu Marşları’nı çaldı.

KILIÇDAROĞLU ANKARA’DA
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Bartın’dan Ankara Etimesgut Askeri Havalimanı’na az önce iniş yaptı. Kılıçdaroğlu’nun miting alanına kısa bir şehir turundan sonra ulaşacağı belirtilirken, miting alanında olağanüstü önlemler alındı.

CHP’YE ELEKTRİK KESİNTİSİ UYARISI
CHP mitinginin yapılacağı alana çıkan tüm yollar dün gece itibariyle kapatılırken, CHP mitingi için “elektrik kesintisi” ihbarı yapıldı. Kabloların kesilmesi ya da olası bir elektrik kesintisine hazırlık olarak, CHP’liler yedek jenaratorleri devreye soktu. Alanda özel güvenlik alanı oluşturulurken, basın mensuplar için de bir koridor hazırlandı. Ayrıca sahne arkasına kimsenin alınmayacağı belirtildi.


Yarın değil bugün için.

| 27 Mart 2014 Perşembe |

"Gençlik indirimi uygulaması ile öğrenci olsun olmasın;25 yaş altı gençlerin ulaşım araçlarından kültür ve sanat faaliyetlerine,çeşitli restoranlardan mağazalara kadar indirimli olarak yararlanmasını sağlayacağız."

                                                                          CHP - Türkiyenin birleştirici gücü


Search

Labels