Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
cinayet haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cinayet haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Doçent'i eğitim mafyası mı öldürdü?

| 10 Haziran 2014 Salı |

Konya'da Selçuk Üniversitesi'nde Prof. Dr. Ahmet G. tarafından fakültedeki odasında boğazı kesilerek öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ailesi adına eniştesi Özden Çelik yazılı açıklama yaptı.

Konya’da Selçuk Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ahmet G. tarafından fakültedeki odasında boğazı kesilerek öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir’in ailesi adına yazılı açıklama yapan eniştesi Özden Çelik, ‘Evladımız, öğrencileri, bilim adamlarını hedef almış, çıkar amaçlı organize olmuş bir çetenin tüm sırlarını öğrendiği için deşifre olmaktan korkanlar tarafından silik ve ezik bir karaktere sahip kişiye öldürülmüştür. Olayın özü budur. Bununla ilgili adli makamlara başvuruda bulunduk’ dedi.

6 ay önce eşinden boşanan 2 çocuk babası Doç. Dr. Celalettin Özdemir’in öldürülmesinin ardından sessizliğini koruyan ailesi, kamuoyunu aydınlatmak için yazılı bir açıklama yaptı. Ailesi adına Özdemir’in eniştesi Özden Çelik, ‘Ağabeyimiz, kardeşimiz evladımız dostumuz arkadaşımız değerli bilim adamı kötülerle mücadelesinde canından olan doçent doktor Celalettin Özdemir, canavarca planlanarak tasarlanarak öncesi ve sonrası son derece zekice detaylandırılarak odasında öldürülmüştür’ dedi.

Özden Çelik, Özdemir’in odasında boğazı kesilerek öldürüldükten 3 gün sonra olayın ortaya çıktığını, ağır kokulara, imdat seslerine rağmen, hiç kimsenin ilgilenmemesinin dikkat çekici olduğu öne sürüldü. Cinayetin kadın sekreterle ilişkilendirilerek saptırıldığı belirtilen Özden, açıklamasını şöyle sürdürdü: ‘Bizim evladımız basında yer aldığı gibi kadın meselesinin odağında değildir. Bu tamamen olayın saptırılması için üretilen bir magazindir. Örtüdür, hedef saptırmadır, bir iftiradır. Evladımız öğrencileri, bilim adamlarını hedef almış, çıkar amaçlı organize olmuş bir çetenin tüm sırlarını öğrendiği için deşifre olmaktan korkanlar tarafından silik ve ezik bir karaktere sahip kişiye öldürülmüştür. Olayın özü budur. Bununla ilgili adli makamlara başvuruda bulunduk.’

Cinayet zanlısı Prof. Dr. Ahmet G.’nin görevinden istifa etmek için dilekçe veren dekan eşi Prof. Dr. Handan G.’nin de rapor almasını eleştiren Özden’in açıklamasını ‘Sayın dekan eşinin suçundan dolayı istifa etmek zorunda değil elbette. Ama eşi teslim olmadan bir gün önce rapor almıştır. Katil okulda toplantılara katılırken, dekan rapor alıp okuldan uzaklaşmıştır. Yani cinayeti bilmektedir. Bizim evladımız odasında kanlar içinde yatarken ve üst katlardan kokuları hissedilirken, katil emekli dilekçesiyle uğraşıp dekan hanımda rapor alıp görevini terk etmiştir. Evladımız bizlerin gayretiyle bulunmuştur. Oysa olay ne kadar ağır olsa da, Allah kimsenin başına vermesin fakülte dekanının eş sıfatı ile değil yönetici sıfatı ile hareket etmesi gerekir ve olaya müdahale edip görevinin sorumlulukları yerine getirmesi gerekirdi’ diye tamamladı.


Cinayetin tanığı sekreter konuştu.

| |

Sekreter Asuman cinayet sonrası yaşadıklarını anlattı

Konya'da sebebinin yasak aşk olduğu öne sürülen cinayetin kara kutusu sekreter Asuman S., "Ahmet Hoca cinayeti itiraf etti, şaka şaka deyince üzerinde durmadım. Gerçek olduğu ortaya çıkınca da 'kimseye söyleme, namusunu lekelerim' diyerek tehdit etti" dedi.

Konya'da Selçuk Üniversitesi'nde görevli iki öğretim üyesinden Prof. Dr. Ahmet G.'nin, Doç. Dr. Celalettin Öztürk'ü boğazını keserek öldürmesinin sebebinin iki öğretim üyesiyle ilişkisi olduğu öne sürülen sekreter Asuman S. olduğu öne sürülmüştü. Asuman S. olay öncesi ve sonrası yaşadıklarını tek tek anlattı.

Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberinde yer alan ifadeler şöyle;

BANA SAPLANTISI VARDI
"Ahmet hocanın bana karşı bir saplantısı vardı. Benimle uğraştığını biliyordum ama Celalettin hocayı da buna karıştırdığını asla bilmiyordum.

İKİSİYLE DE İLİŞKİM YOK
İkisiyle de kesinlikle ilişkim yok. Ahmet hocanın ilgi duyduğu doğru olabilir, babam yaşında adam aramızda nasıl bir şey geçsin. Asla ve asla böyle bir şey yok. Ahmet hocanın bu saplantısını daha önce ailemle de paylaşmıştım. Dekan Handan hocam ters biri olduğu için işimden atılacağımdan korkutuğumdan söyleyemedim.

 İki hocanın da zaman zaman sekreterliğini yapardım. Ailece perişan olduk, adalete kendimi anlattım. Medya beni yargılıyor hem de namusumla. 9 yıl önce üniversitede işe başladım. Kendi isteğimle 3 fakülte değiştirdim. Evlendiğim için fakülte değiştirdim. 5 yıl önce mühendislik fakültesine başladım. 30 Mayıs Cuma günü Turizm Fakültesi'ne görevlendirildiğim söylendi. Gitmek istemiyordum. Ahmet hocaya bu durumu anlattım. Ahmet hoca da bana 'Handan hoca ile helalleşmeden gittiğin için sana çok kırgın. Git helallik iste hallederiz' dedi.


Sekreter Asuman prof.cinayeti işlerken oradaymış!

| 9 Haziran 2014 Pazartesi |

Selçuk Üniversitesi’nde Doç.Dr. Celalettin Özdemir’i öldüren Prof. Dr. Ahmet G. ifadesinde, “Bağırmasın diye boğazını kestim. Bu sırada Asuman S., de arkamda duruyordu” dedi.

Selçuk Üniversitesi’nde Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet G.’nin, aynı fakültede görevli Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir’i, boğazını keserek öldürdüğü, Türkiye ’yi dehşete düşüren cinayetin ayrıntılarına ulaştı.

Milliyet gazetesinden Sertaç Koç’un haberine göre, Prof. Dr. Ahmet G., olayın ardından Karatay ilçesindeki Adliye’ye giderek teslim oldu. Ahmet G.’nin bu itirafı karşısında dehşete düşen savcı, durumu hemen polise bildirdi. Ahmet G., emniyette verdiği ifadesinde şunları kaydetti:
“Fakültede görevli Asuman S., ile yaklaşık iki yıldır birlikteliğimiz vardı. Ben ve o evli olduğumuz için Konya’daki bir otelde birçok kez buluştuk. Asuman S. benden ihtiyacı olduğunu söyleyerek birçok kez para aldı. Bazen bana hamile kaldığını ve kürtaj olması gerektiğini söyleyerek bazen de çeşitli bahanelerle para almayı sürdürdü.

Daha sonra Asuman’ın cep telefonuna gelen aşk mesajlarından aynı fakültede Doç. Dr. olan Özdemir’in de, sekreter Asuman S. ile ilişki yaşadığını öğrendim. Ben daha sonra bunu kabul edemeyeceğimi söyledim. Asuman S. , Özdemir’in de benden haberdar olduğunu ve benden ayrılmasını istediğini söyledi.
‘Psikolojimi bozdu’
Özdemir’le aramızdaki gerginlikler son bir aydır şiddetli şekilde sürüyordu. Ona Asuman S.’den ayrılmasını söyledim. Beni eşim olan Prof. Dr. H.G.’ye ve üniversite yönetimine şikayet etmekle tehdit etti. Elinde benim Asuman S.’ye gönderdiğim cep telefonu mesajları olduğunu söyledi. Bu durum psikolojimi bozdu.
Olay günü, Asuman S. ile konuştum. Konuşmamızda bana, Özdemir’in yine beni karıma söylemekle tehdit ettiğini söyledi. Bu konuşmanın ardından doçentle konuşmak üzere odasına doğru yöneldim. Bu sırada

Asuman S. de arkamdan geliyordu.
Özdemir’le tartışmamız bir anda şiddetlendi. Ben bu sırada yanımdaki bıçakla doçente saldırdım. Daha sonra bıçağı birkaç kez sapladım. Özdemir bunun üzerine “yetişin adam öldürüyorlar” şeklinde bağırmaya başladı. Ben de bir anda paniğe kapılarak bağırmasın diye bıçakla boğazını kestim. Doç. Dr. Özdemir kanlar içinde yere düştü.

Odayı arkadan kilitledi
Bu bağrışmaların ardından odanın Asuman S. tarafından üzerime kilitlediğini duydum. Elimle kapıyı açmak istediğimde kapı kilitliydi. Daha sonra üzerimin kan olduğunu fark ettim. Özdemir’in montunu giydim odanın penceresinden atlayarak kaçtım. Eve giderek üzerimi değiştirdim.

Gece doçentin odasına geri geldim ve yine pencereden odaya girdim. Odadaki kan izlerini ve parmak izlerimi temizledim. Daha sonra, Asuman’ın olay esnasında odaya attığı anahtarı alarak kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra da Asuman S., ile her zaman buluştuğumuz otelde buluştum. Bunun sonrasında da Adliye’ye giderek savcılığa teslim oldum.”

Asuman S. iddiaları reddetti
Prof.Dr. Ahmet G.’nin cinayet işlenirken arkamdaydı, odayı üzerime kilitledi iddiaları üzerine polis ekipleri, sekreter Asuman S.’yi de gözaltına aldı. Asuman S.’nin emniyetteki ifadesinde, profesör Ahmet G. ile ilişkisini kabul ettiği, ancak öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile ilişkisi olduğunu kabul etmediği öğrenildi. Sekreter Asuman S. ayrıca, profesör Ahmet G.’nin cinayet anında arkasından odaya geldiğini ve odanın kapısını kilitleyerek anahtarı içeriye attığı yönündeki iddiaları ise kabul etmediği öğrenildi.

Serbest kaldı
Ahmet G. ve Asuman S. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevkedildi. Her iki şüpheli de emniyetteki ifadelerini tekrarladı. Ahmet G. tutuklanırken, Asuman S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İfadelerden yola çıkan polis, Ahmet G. ve Asuman S.’nin Konya merkezindeki bir otelde 20’den fazla buluştuğunu tespit etti.


Kızkardeşlerini tabanca ile vurup öldürdü

| 31 Mayıs 2014 Cumartesi |

Gaziantep'te iki kız kardeş tabancayla vurularak öldürüldü. Cinayetleri işlediği gerekçesiyle erkek kardeşleri aranıyor. Katil zanlısının, dün (perşembe) akrabalarına "Bir işim var, yarın gidip adliyeye teslim olacağım" dediği öğrenildi. Zanlının yakalanmasına ve cinayetleri neden işlediğinin belirlenmesine çalışılıyor.

Olay Güneş Mahallesi 47 Nolu Sokak 39 nolu evde saat 15.00 sıralarında meydana geldi. İzmir'de yaşayan 1 çocuk annesi Meryem Döş (25), dün (perşembe) Gaziantep'e gelerek, kocası 1 yıl önce trafik kazasında ölen kız kardeşi 2 çocuk annesi Banu Yaprak'ın (23) yanında kalmaya başladı. İddiaya göre bugün saat 15.00 sıralarında eve gelen erkek kardeşleri M.Y.D. yeğenlerini "Siz diğer odaya geçin" diye gönderdikten sonra kız kardeşlerini tabancayla kafalarından vurarak öldürdü.

Zanlı cinayetin ardından evden çıkıp yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, iki kadını kanlar içerisinde evde buldu. Olayla ilgili M.Y.D.'yi katil zanlısı olarak arayan polis yakalanması için çalışma başlattı. M.Y.D.'nin dün (perşembe) akrabalarına "Bir işim var, ben yarın gidip adliyeye teslim olacağım" dediği öğrenildi.

ARBEDE ÇIKTI
Cesetlerin evden çıkarılış sırasında Döş ailesinin yakınları ile geçen yıl eşini kazada kaybettikten sonra kayınvalidesinin evinde yaşayan Banu Yaprak'ın yakınları arasında çıkan tartışma arbedeye dönüştü. İki aile fertlerinin cinayetten dolayı birbirini suçlaması nedeniyle çıkan arbede, olay yerinde önlem alan polislerin müdahalesiyle sonlandırıldı.


Cani Ana Baba 2 günlük bebeklerini yakarak öldürmüşler!

| |

2 günlük bebeklerine akılalmaz vahşet!

Fare zehri içirdikten sonra, benzin döküp yakarak öldürdüler
Sivas’ın Divriği İlçesi’nde yeni doğan bebeklerine fare zehri içirdikten sonra, benzin döküp yakarak öldürdükleri için yargılanan çifte ayrı ayrı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi.

Sivas’ın Divriği ilçesinde 13 Mayıs 2013’te 2 günlük olan adı konulmamış erkek bebek, kamyon şoförlüğü yapan babası Muharrem Özçelik (32) ile eşi Teman Özçelik (24) tarafından önce fare zehri verilip, daha sonra ilçe yakınlarında bir araziye götürülerek üzerine benzin dökülüp yakılarak öldürüldü.

Yanık haldeki cesedin görülerek jandarmaya haber verilmesiyle ortaya çıkan olayın ardından Muharrem ve Teman Özçelik çifti tutuklandı. Çift hakkında Sivas 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’çocuğu, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı.

BİRBİRLERİNİ SUÇLADILAR
Bugüne kadar görülen duruşmalarda ifade veren çiftler öldürme olayında birbirini suçladı. Anne Teman Özçelik, ifadesinde eşinin kendisini kaçırarak evlendiğini, hamile kaldıktan sonra eşinin bebeği aldırmaları konusunda baskı yaptığını öne sürdü.

Kendisinin bebeği aldırmak istemediğini anlatan Teman Özçelik, maddi sıkıntı nedeni ile bebeği aldıramadıklarını belirterek şöyle dedi: "Sivas’ta doğum gerçekleştikten sonra ilçeyle dönerken eşim bir eczaneye uğrayarak ilaç aldı. Bunların arasında fare zehri de vardı. Yolda bir çeşmenin yanında durduk.

"Ben su içmeye gittim, eşim ise arabada kaldı ve ağlayan bebeği doyurmaya çalıştığını söyledi. arabanın yanına gittiğimde elinde şırınga olduğunu gördüm. Şırıngayla bebeği beslemek istediğini söyledi bana. Daha sonra ilçedeki evimize gittik. Burada eşim bebeği alarak aile büyüklerine götürüp göstereceğini söyleyerek evden ayrıldı. Geri döndüğünde bebeği getirmedi ve bana onu öldürdüğünü söyledi"

Sanık Muharrem Özçelik ise önceki duruşmalarda verdiği ifadede bebeği kendisinin değil eşinin öldürdüğünü ileri sürerek, şöyle konuştu: "Eşim hamileliğini benden gizledi. Bu durumu hamileliğin 6’ıncı ayında öğrendim. Daha sonra eşim ’ben buna bakamam’ dedi. Sekiz aylıkken doktora giderek çocuğun aileye yük olacağını ve istemediğimizi söyledik. Doktorlar çocuğu almayı kabul etmedi."

"Daha sonra çocuğun doğumu sezaryenle hastanede gerçekleşti. Doğumdan sonra Sivas’tan Divriği’ye dönerken ben Alkol alıyordum. Eşim bana ’ilaçlarımı içtim bebeği de zehirledim’ dedi. Bunun üzerine çocuğu bagaja koyarak Beştepe mevkisine gittik. Bebeğe ait eşyaları ve battaniyeleri yaktık. Araca bindiğimizde eşim bebeği de orada bıraktığını söyledi."


Uğur Kurt'un katili bakın hangi polis çıktı.

| 29 Mayıs 2014 Perşembe |


Uğur Kurt'un ölümüyle ilgili olarak bir polis memuru ifade verdi. 14 polis memurunun silahına olaylar sonrası el konulmuştu. Yapılan incelemede Kurt'u öldüren kurşunun, terörle mücadele şubesinde görevli bir polise ait olduğu tespit edildi.

Gelişmeler üzerine, silahın sahibi polis memurunun mesai bitiminde ifade verdiği belirtildi. İsmi açıklanmayan polis memurunun, Okmeydanı'ndaki olaylarda göstericilerin attığı molotof kokteyli isabet eden "akrep"te görev yaptığı belirtildi.


Somada Tayyip Erdoğan babasını soran madencinin kızını tekme tokat dövdü

| 15 Mayıs 2014 Perşembe |

Dün Soma'yı ziyaret eden Erdoğan vatandaşlar tarafından protesto edildi. 

Erdoğan aracına binip adeta ilçeden kaçtı. Ancak aracına binmeden önce yaşanan olaylar aynen faciada olduğu gibi Türkiye tarihinde bir ilkti.

Soma'da bulunan gazeteci Şenol Çarık, dün başbakan Erdoğan'ın bir kadını tokatladığını ilk kez YÖN Haber'de açıklamıştı. Şenol Çarık, tecrübeli ve son derece güvenilir bir gazeteci. Bu güvene dayanarak haberi büyüttük. İlk kez duyurduğumuz bu haberin bugün görüntüleri çıktı. Ardından iş, başbakanın tokatladığı kadının kim olduğunu bilmeye geldi. Bunu da YÖN Haber açıklıyor.

Evet...Başbakan babasını maden faciasında kaybeden genç bir kadını Soma'da bir markette tokatladı. Kadının ismi Hatice G. Üstelik kadının ailesi AKP'li ve yerel seçimlerde AKP'ye oy vermiş.

Başbakanın karıştığı skandallar bu kadarla da bitmiyor. Erdoğan marketin önünde de Taner Kurucan adında bir işçiyi tokatlıyor. yönhaber.com

Olayla ilgili diğer fotolar










Gizem'in katili kızlarını öldürdüğü acılı ailenin yanında timsah gözyaşları dökmüş!

| 30 Nisan 2014 Çarşamba |

Adana’da kaybolduktan 36 saat sonra öldürülmüş olarak cesedi bulunan 6 yaşındaki Gizem Akdeniz’in katil zanlısı 25 yaşındaki Süleyman Akdeniz’in küçük kızın fotoğraflarını afiş yaptırıp sokak sokak aradığı ortaya çıktı. Acılı anne Hatice Akdeniz, “Benim yüreğim yanarken o, yanımızda hiçbir şey olmamış gibi bizim acımızı paylaşmış. Meğer soğukkanlı bir caniymiş” dedi.

Evlerinin önündeki taziye çadırında minik kızı için gözyaşı döken anne Hatice Akdeniz  katil zanlısının idam edilmesini istedi.  Gizem kaybolduktan sonra katil zanlısı Süleyman Akdeniz’in hep yanlarında olduğunu anlatan Hatice Akdeniz, şöyle yakındı:

“Ben yavrumun acısıyla yanıp tutuşurken o da yanımızdaydı. Fotoğraflarını çoğaltıp afiş yaptı, sokak sokak dağıttı. Bizimle beraber aramalara katıldı. 2 kez gözaltına alınmış, şikayetçi olup olmadığım soruldu, hiç şüphelenmediğimiz için şikayetçi olmadım. Baba kahrolurken, aile kahrolurken yanımızdaydı.  Benim yaşadıklarımı göre göre bunu yaptığını duyunca bir kez daha kahroldum. Benim acım yaşanacak bir acı değil. Yavrum paramparça oldu. Meğer acımızı görüp için için gülüyormuş. Katil olduğu hiç aklıma gelmedi. Meğer soğukkanlı bir caniymiş” diye konuştu.

GAMZE EVLENMEK İSTEMEDİ
Savcılık ve mahkemedeki ifadesinde Gizem’in ablası Gamze ile sevgili olduklarını ve ailesinin evlenmelerine izin vermediğini ileri süren katil zanlısı Süleyman Akdeniz’in yalan söylediğini anlatan  Hatice Akdeniz, bu konuda da şöyle dedi:
“2 yıl kadar önce annesi ile yengeleri bize geldi. Gamze de yanımızdaydı, niyetlerini açıkladılar. Çok sevdiklerini söyleyip kızımı istediler. Çukurova Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliği okuyan kızım Gamze de, ‘Ben okulu bitirip, mesleğimi elime almadan evlenmem. Ne onunla ne de bir başkası ile evlenmeyi düşünmüyorum’ cevabını verdi. Onlar da, ‘madem öyle okul bitsin, belki fikriniz, kararınız değişir. O zaman yeniden konuşuruz’ diyerek gittiler. O günden sonra hiçbir tatsızlık olmadı, ne bir tartışma ne de ısrar hiçbir şey olmadı. Unutup gittik. Meğer içinde kin besliyormuş.”

AYNI ACIYI O DA YAŞASIN
Katil zanlısının da kızının çektiği acıyı çekmesini istediğini belirten Hatice Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Ben şimdi yaşıyorsam, o katilin cezaevinde öldüğü haberini almak için. Kızıma yaptığı işkencenin aynısını yaşamasını istiyorum. Ona da aynı acıları tattırsınlar. Başka annelerin yüreği de benim ki gibi yanmasın. Acımı tarif edemiyorum. Buradan Başbakanımıza sesleniyorum. Böylesi insanlar için idam cezası gelsin. Benim yavrumun dışında milyonlarca evlat yanıyor. Başbakanımızın evladının, torunun başına gelse, çocuklarının başına gelseydi. Başbakanımız 24 saat içinde o insanı yok ederdi. Kendi ‘yüreği soğusun’ diye. Eğer Başbakanım beni bir vatandaşı olarak biliyorsa benim de yüreğimi soğutsun. O’nun eşi de bir anne, onun da torunları var. Kendilerini benim yerime koysunlar. Haberini versinler desinler ki, ‘Hatice Hanım yavruna yapılanın aynısı ona da yapılıyor’ desin. Benim yavrumun toprağı soğumadan onun da acısı bana gelsin. O zaman ben biraz rahatlayacağım. Biraz yüreğime su serpilecek. Yavrum orada rahat yatacak. Eğer Başbakanımız buna izin vermezse demek ki gerçekten duyarlı değil. Aynı onun gibi cellat. İçeride onu beslediği sürece Başbakanımız onun gibi cellattır.”

KILIÇDAROĞLU DA ARADI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun de kendilerini telefonla arayarak acılarını paylaştığını kaydeden Hatice Akdeniz, “Kemal Bey, başsağlığı diledi. Allah razı olsun onlardan. ‘Elimizden gelen her türlü yardıma her türlü her şeye varız’ dediler. Ben Kılıçdaroğlu’nun duyarlı olduğu kadar Sayın Başbakanımızın da duyarlı olmasını istiyorum” diye konuştu.

AİLESİ TERK ETTİ
Doğuştan kalbi delik olduğu için ağır işlerde çalışamadığı kaydedilen Süleyman Akdeniz’in ailesi ise aynı sokakta oturduğu 3 katlı binayı terk etti. Polis tarafından mahalleden götürüldüğü belirlenen ailenin nereye yerleştirildiği ise bilinmiyor. Bu arada olayın kan davası dönüşmesinden çekinen Gizem Akdeniz’in yakınları da, “Devlet onları başka bir şehre yerleştirsin. Bu mahalleden de Adana’dan da uzaklaşsınlar. Her ne kadar akraba da olsak, istenmeyen durumlar yaşanabilir” diyerek uyarıda bulundu.

GİZEM’İ ÖLDÜREN ZANLI AKIL HASTANESİNE GÖNDERİLDİ
Adana’da 6 yaşındaki Gizem Akdeniz’i öldüren 25 yaşındaki Süleyman Akdeniz’in, akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Ruh Sağlığı Hastanesi’ne gönderildi. Cinayet zanlısı Süleyman Akdeniz, yakalandıktan sonra mahkeme tarafından tutuklanarak Adana Kürkçüler Cezaevi’ne gönderilmişti. Bugün öğle saatlerinde Akdeniz’in akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Akdeniz’in 2 hafta boyunca hastanede müşahade altında tutulacağı ve çeşitli testlerden geçirilerek akli durumu ile ilgili rapor hazırlanacağını bildirildi.


Büyük kıza ev küçüğe işyeri alan annelerini öldüren kızların teyzesi.

| 23 Nisan 2014 Çarşamba |

Annelerini öldüren iki kız kardeşin teyzesi konuştu

Annelerini öldüren iki kız kardeşin teyzesi Ş.E. konuştu: “Ablam kızları için birahanelerde çalışıyordu, kazandığını onların üzerine yaptırdı. Keşke bunlar yaşanmasaydı.

İZMİR’in Aliağa İlçesi’nde Ş.P. (19) ve B.P.’nin (17) anneleri Gülseren Süngü’yü (39), elektroşok cihazıyla bayılttıktan sonra bıçaklayarak öldürmesinin acısını yaşayan teyze Ş.E. şok içinde. Olayı yeğenlerinden gelen “Teyze çabuk gelin, annemizi öldürmüşler” cep mesajıyla öğrendiğini ve o andan itibaren de kendinde olmadığını dile getiren Ş.E., acı olayın öncesini ve sonrasını anlattı. Anlatılanların büyük bir bölümünün yanlış olduğunu söyleyen Ş.E., “Ablam canavar gibi gösterildi ama öyle değildi. Tamam birahanelerde çalışıyordu, ama melek gibiydi. O kızlarıyla ortada kaldı. Ne yapsın onlar için böyle bir yola girmek zorunda kaldı. Kısa süre önce oturdukları evi büyük kızının üzerine yaptı. Küçük kızı için de Çandarlı’da işyeri satın aldı. Hesaplarına paralar yatırdı. Bu hayatı kızları için yıllarca çekti. Yoksa hangi kadın ister bu alemi” dedi.



“Planlamış olamazlar”

Olayın ergenlik sıkıntısından kaynaklandığını ifade eden Ş.E., “Yeğenlerim bana annelerinden baskı gördüklerini, birahanede çalışmasından da rahatsız olduklarını söylüyorlardı. Ablam da kızların derslerine çalışmadığını, sözünü dinlemediği ve yaşları küçük olmasına rağmen erkek arkadaş edinip gezdiklerinden yakınıyordu. Asla acı olayın yaşanacağına ihtimal vermedim. Ben olayın bir anlık ergenlik sıkıntısından kaynaklandığına inanıyorum. Yeğenlerim böyle bir olayı planlayarak yapamazlar” dedi.





Milletvekiline saldıranlar suç makinası çıktı.

| 15 Nisan 2014 Salı |

İSTANBUL Bakırköy'de, Anavatan Partisi eski İstanbul Milletvekili Adnan Yıldız'ın aracına, evinin önünde suç ortağıyla birlikte silahlı saldırıda bulunan Mehmet Beşir Artukoğlu'nun İzmir, Ankara ve İstanbul illerinde çok sayıda hırsızlık ve gasp olaylarına karıştığı ortaya çıktı.

Suç kayıtlarından, genellikle araçtan hırsızlık, oyalamak suretiyle hırsızlık, işyerinden hırsızlık gibi suçlara karıştığı öğrenilen Mehmet Beşir Artukoğlu, İzmir’in Bostanlı semtinde, 2004 yılının Mart ayında, A. H. H. isimli işadamını soyduğu, kiralık otomobille kaçtıktan sonra Buca’da yine peruklu şekilde dolaştığı sırada polisin operasyonuyla yakalanmıştı.

Bakırköy’de silahlı saldırıda Artukoğlu ile birlikte bulunan ve olay yerinde vurularak ölen M.D.Y’nin ise poliste toplam 6 hırsızlık 1 de yaralama suçundan kaydı olduğu öğrenildi.


Mert'in katili hapiste deli taklidi yapıyor!

| |

Mert'in katiliyle ilgili önemli gelişme

Kars'ta 9 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Mert'in katil zanlısı, Erzurum E Tipi Cezaevine özel donanımlı, 24 saat kamera kayıtlı özel güvenlikli koğuşa konuldu.

Katil zanlısının kaldığı koğuşta sürekli sinirlenip ellerini başına koyarak güldüğü ifade edildi. Katil zanlısı önümüzdeki günlerde ‘cezai ehliyeti' raporu için Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilecek.

Erzurum E Tipi Cezaevine konulan 9 yaşındaki Mert'in katil zanlısının değişik hareket ve tavırlarda bulunduğu ifade edildi. Sık sık elini başına koyan zanlının kahkahalar atarak, "Ben ne yaptım. O çocuğa yazık oldu” dediği öğrenildi.

Küçük Mert'in


cinayet davasının önümüzdeki günlerde gelecek ‘ceza ehliyeti' raporunun ardından hazırlanacak iddianame ile dava açılacak. Katıl zanlısı Aykut B.'nin yargılanması, güvenlik gerekçesiyle başka bir ilin Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak.


Search

Labels