Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru
taşeron işçiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
taşeron işçiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gökdelen inşaatlarında korkunç tablo 100 işçi öldü.

| 10 Haziran 2014 Salı |

İş güvenliği yönünden risk taşıyan çok katlı bina inşaatları faciaya sebep oluyor. Gökdelen inşaatlarında yüksekten düşerek hayatını kaybeden işçi sayısı korkunç boyutlara ulaştı.

Son yıllarda birbiri ardına yükselen lüks konut projelerinde hayatını kaybeden işçi sayısı, beş ayda 100′ü buldu. Son 10 yıllık verilere göre iş kazalarının yüzde 10′u, ölümlü iş kazalarının ise yüzde 31′i inşaat sektöründe meydana geliyor. 2014 yılının ilk beş ayında gökdelen inşaatlarından düşerek hayatını kaybedenlerin sayısı 97′ye ulaştı. Geçen cumartesi günü İstanbul Kartal’da üç inşaat işçisi, üzerine çıktıkları iskelenin çökmesi sonucu 16. kattan düşerek can verdi. Bunlarla birlikte, yüksek binalardan düşerek hayatını kaybedenlerin sayısı 100′e çıktı. En çok yüksekten düşme kazası, prestijli projelerin yer aldığı İstanbul’da meydana geliyor.

İzmir Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu, prestijli konut projelerindeki dramatik işçi ölümlerini araştırdı. Düzenlenen rapora göre inşaatlarda ölümlü iş kazaları, bu yılın ilk beş ayında artış gösterdi, Türkiye genelindeki inşaatlarda 97 işçi hayatını kaybetti. İnşaatlardaki ölümler, en çok yüksekten düşme sonucu meydana geldi. Komisyon Başkanı Dr. Hakan Toksöz, büyük umutlarla çıkarılan yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayınlanmasına ve birçok maddesi yürürlüğe girmesine rağmen inşaatlarda kazalar ve ölümlerin azalmadığına dikkat çekti.

 Büyük inşaat projelerinde bile iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğunu belirten Dr. Toksöz, “Prestijli projelerle dikkat çeken inşaat sektörü, iş güvenliğinde sınıfta kaldı. Son yıllarda inşaat sektörü, büyümesiyle doğru orantılı bir şekilde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda başarılı bir grafik çizemedi. İnşaat teknolojisinde önemli gelişmeler olmasına rağmen alınmayan basit önlemler nedeniyle ölümcül iş kazaları bu sektörde artarak devam etti. Yaşanan ölümler, büyük reklamlarla tanıtılan inşaat projelerinde her türlü lüks düşünülmesine rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğunu gösteriyor. Nitekim yapılan incelemelerde, ölümlerin önlenebilir olduğu tespit ediliyor.” diye konuştu.

 Toksöz’ün verdiği bilgilere göre büyük projelerde işin çabuk bitirilme baskısı, ölümlü iş kazalarını arttırıyor. Gereken iş güvenliği önlemleri alınmadan işe başlanıyor ve sürdürülüyor. İşçilerin çalışma kapasiteleri zorlanıyor, vardiyalı çalışma kurallarına uyulmuyor. Madende olduğu gibi inşaat projelerini yapan şirketler de birçok işi taşeron şirketlere veriyor. Taşeronlar da işi ucuza kapatmak için iş güvenliğini gözardı ediyor.
‘İNŞAATLARDA PLANLI DENETİM YOĞUNLAŞTIRILMALI’
Dr. Toksöz, inşaatlarda ölümlü iş kazalarını önlemek için şu önerilerde bulunuyor: “İş teftiş kurumu planlı denetimleri inşaat sektörüne daha çok yoğunlaşmalı. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili yönetmelikler, sosyal tarafların da desteğini alarak yeniden düzenlenmeli. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB)’ne çekidüzen getirilmeli. İnşaatlarda taşeron şirketlerin çalıştırılması konusu, her açıdan tekrar incelenip düzenlenmeli. Taşeron veya sigortasız işçi çalıştıranlara karşı verilecek cezalar caydırıcı olmalı. İnşaat işçilerinin sosyal hakları verilmeli. Taşeron şirketlerde çalışan işçiler, sosyal haklarına kavuşmalı. İnşaat işçilerinin örgütlenmesi ve bu alanda sendika kurmasının önü açılmalı. Yasada olmasına rağmen yaygın olarak uygulanmayan iş durdurma, inşaatlarda da uygulanabilir mekanizmaya kavuşturulmalı.”


3 işçinin öldüğü İnşaat'ın iş güvenliği uzmanı tutuklandı.

| 3 Haziran 2014 Salı |

O inşaatın iş güvenliği uzmanı tutuklandı

Kartal’da MG inşaat firmasının yüklenicisi olduğu inşaatın 16. katında iskelenin çökmesi sonucu üç işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada inşaatın iş güvenliği uzmanı 24 yaşındaki tekstil mühendisi Erhan Eryılmaz ihmali davranışla kasten adam öldürme suçundan tutuklandı.

Savunmasında kendisinin C sınıfı iş güvenliği uzmanı olduğunu belirten şüpheli, asıl sorumlunun A sınıfı iş güvenliği uzmanı olan Beyhan Seren olduğunu ileri sürmesine rağmen tutuklanmaktan kurtulamadı.Şüpheli olay günü emniyet kemeri ve diğer donanımların ölen işçilere de teslim edildiğini, kullanmamalarının kendi kusurları olduğunu da ileri sürdü.

Olay iki gün önce Kartal’da bulunan 16 katlı bir inşaatta meydana geldi. İnşaatın 16. katında çalışan işçiler Hasan Doğan (53), Salih Karayalı ve Sinan Doğan (22) iskelenin çökmesi ile 16 kat aşağı düşerek beton zemine çakıldı. Olayı gören diğer işçilerin durumu bildirdiği sağlık ekipleri 3 işçinin de olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yerine gelen savcı yaptığı inceleme sonrası soruşturma başlattı.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI TUTUKLANDI
Gazeteport'un edindiği bilgilere göre; olayın ardından inşaatın yüklenici firması olan MG inşaat firmasına bağlı olarak  o gün bulunan C sınıfı iş güvenliği uzmanı 24 yaşındaki tekstil mühendisi Erhan Eryılmaz gözaltına alındı. Anadolu Adliyesi’nde savcılğa verdiği ifadenin ardından nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edilen Erhan Eryılmaz savunmasında 6331 sayılı kanun gereğince inşaat işleri çok tehlikeli işlerden sayıldığından resmi olarak A sınıfı iş güvenliği uzmanının inşaatta bulunması gerektiğini ileri sürerek şöyle ifade verdi:

“İnşaatın A sınıfı güvenlik uzmanı Beyhan Seren’dir. Ancak kendisi haftada bir inşaata gelmektedir. Ben her gün inşaatta bulunmaktayım. Ben C sınıfı iş güvenliği uzmanı olduğum için sahanın gezilmesi, evrak işleri ve kişisel koruyucu donanımların teslimi ile görevliyim. Kişisel koruyucu donanıma ilişkin gerekli emniyet kemeri ve diğer donanımlar ölen işçiler dahil her kese teslim edilmiştir. Buna ilişkin tutanaklar dosyada mevcuttur. Emniyet kemeri ve diğer donanımları kullanmak işçilerin kendi sorumluluğundadır. Takmadıkları takdirde bu işçiler uyarılır bu uyarıyı tüm teknik personel yapabilmektedir. Kazanın olduğu gün yağmur yağıyordu. Yağmur nedeniyle işçiler inşaata çıktı ve daha sonra indi. Öğlen 12.13.00 arasıydı. Ben yemek yiyordum. O esnada sesler geldi. Ben de dışarı çıktım, olay mahallinde üç işçinin inşaattan düşerek vefat ettiğini gördüm. Ben C sınıfı iş güvenliği uzmanı olmam ve kişisel koruyucu donanımların kullanımının işçilerin sorumluluğunda olması ve diğer nedenlerden dolayı benim bu kazada kusurum yoktur. Bu konudaki düzenlemelere göre iş güvenliği konusunda üzerime düşen görevleri yaptım”

Şüphelinin ifadesi ardından hakim dosyada kaza ile ilişkin bilirkişi raporu olmamasına karşın, şüphelinin kazanın meydana geldiği inşaatta iş güvenliği uzmanı olarak görev yapması nedeniyle kusurlu olduğu konusunda kuvvetli şüphenin bulunması nedeniyle tutuklanmasına karar verdi.


Liman işçileri açlık grevinde.

| 28 Mayıs 2014 Çarşamba |

Liman işçileri açlık grevi başlattı
Kocaeli’de bulunan Derince Limanı’nın özelleştirilmesine karşı çıkan Liman-İş Sendikası üyesi 24 yıllık liman işçisi Ali Erdoğan açlık grevine başladı.

Kocaeli’de bulunan ve TCDD’ye ait olan Derince Limanı'nın 39 yıl süreyle özelleştirilmesi sürecinde teklif verme süresi yarın (Çarşamba) sona erecek. Geçtiğimiz hafta özelleştirme ihalesine karşı çıkan Liman-İş Sendikası’na bağlı liman işçileri çadır kurarak direnişe başlamıştı. Limanda 24 yıldan beri çalışan Ali Erdoğan ise bugün açlık grevine başladı. İlerleyen günlerde diğer işçilerinde açlık grevine katılması bekleniyor.

ÖZELLEŞTİRİLMESİN DİYE

Greve çıkan işçiye sendika yöneticileri de destek verdi. Derince Limanı önünde açlık grevine çıkan Ali Erdoğan yaptığı açıklamada, “Bizim burada olmamızın amaçları belli.  Özelleşmesin diye birilerine peşkeş çekilmesin diye. Sadece liman satılmıyor. Deniz de satılıyor. Büyük bir kısım dolgu oluyor. Özelleştirmeye karşıyız. Daha önce de aklıma gelmişti, ama o cesareti bulamamıştım kendimde. Muhakkak birileri bir şeyler yapmalı. Bir hafta boyunca açlık grevinde olacağım. Benden sonra da açlık grevine çıkan arkadaşlarım olacaktır” dedi.


İş teftiş kurulu Soma madencilik faaliyetlerini durdurdu.

| 26 Mayıs 2014 Pazartesi |

Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, Soma Kömürleri A.Ş'nin işlettiği Atabacası ocağındaki faaliyetlerin İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca durdurulduğunu bildirdi.

Soma'daki çeşitli ocaklarda çalışan maden işçileri, Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) önünde toplanarak çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle eylem yaptı.

ELİ Müessese Müdürü Hakkı Duran'la görüşme talebinde bulunan işçilerin yanına giden Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, taleplerinde haklı olduğunu belirttiği işçileri haksız duruma düşmemeleri için sükunete davet etti.

İşçilerin, "Maden ocakların kamulaştırılması talepleri" konusunda Müessese Müdürü Duran'la görüşmek istediklerini söylemeleri üzerine Atçı, müessese müdürünün bu konuda bir yetkisinin bulunmadığına işaret ederek, "Maden işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda Ankara'da çalışmalar devam ediyor. Bizler de burada sizin acil çözüm bekleyen sorunlarınızla ilgileniyor, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Haklıyken haksız duruma düşmeyin" dedi.

İşçilerin "madenlerde iş başı yapmaya davet edildikleri" yönündeki şikayetleri üzerine Atçı, İş Teftiş Kurulu Başkanı'nın ilçede olduğunu ve ocaklarda inceleme yapan müfettişlerle görüştüğünü bildirerek, facianın yaşandığı Soma Kömürleri A.Ş'nin işlettiği diğer bir ocak olan Atabacası'nda müfettişlerin incelemelerde bulunduğunu ve eksiklikler tespit ettiğini söyledi.

Atçı, Atabacası ocağındaki faaliyetlerin İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca durdurulduğunu söyledi.

"DİĞER OCAK DA İNCELENECEK"

Yine Soma Kömür A.Ş'nin işlettiği Işıklar ocağında da inceleme yapılacağını kaydeden Atçı, "Eksiklik tespit edilirse burada da üretim durdurulacak. Bölgedeki her madene, diğer şirketlere ait madenlere de müfettişler sırayla girecek, inceleme yapacak. Eksiklik tespit edilirse hiçbir madenin üretim yapmasına, işçinin çalışmasına izin verilmeyecek. Hiçbirimizin güvenli olmayan ocağa girmenizi istemiyoruz. Müfettişler 'girilebilir' demeden hiçbir ocağa girilmeyecek" diye konuştu.

İşçilerin bazı ocaklarda üretim yapıldığını savunması üzerine Kaymakam Atçı, tüm ocaklarda müfettiş incelemesi yapılacağını söyledi.

Açıklamanın ardından ELİ'deki bekleyişlerini sonlandırarak hayatını kaybeden maden işçilerinin defnedildiği Soma Belediye Mezarlığı'na yürüyen işçiler, madenci heykeline çiçek bıraktı.

AA


Sensör 'ölüm' dedi, patron 'kömür' dedi!

| 23 Mayıs 2014 Cuma |

Facianın 8 gün öncesinden bağıra bağıra geldiği belgelendi.


Soma’da 301 madencinin şehit olduğu facianın göz göre geldiği, madende bin 400 metre derinliğe inerek incelemede bulunan ilk bilirkişi raporuyla ortaya konuldu. STAR’ın ulaştığı bilirkişi raporunda, madendeki yangın izleriyle tespit edildi. Kömür yanması soncu insan sağlığına zararlı karbonmonoksitin açığa çıktığı anlatılan raporda, karbonmonoksit ve karbondioksitin de 48 adet sensörle kontrol edildiği belirtilerek, 8 Mayıs’dan itibaren  karbonmonoksit oranını ölçen H3 panosundaki 490 numaralı sensörde, olay günü 13 Mayıs’a kadar  yükselişin tespit edildiği kayda geçirildi. Raporda, 50 PPM üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamayacağı vurgulanarak, 470 nolu sensörde bu oranın 500  PPM’nin üzerinde çıktığı anlatıldı.

Kablolar bir bir yanmış

Bin metrede U2 elektrik trafosunun elektrik bilirkişisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar tarafından detaylı incelemesinin yapıldığı; daha derine gidildikçe yangının ilk belirtisi olan taşıma bandının komple yandığı, yanmaya bağlı taşlarda siyahlıkların olduğu, tahta tahkimatların yanması üzerine taşların yer yer tabana düştüğü tespit edildi. Raporda taşıma bandının en son yandığı kısma kadar elektrik kablolarının dış yüzeylerinin de içerisindeki bakır kablo görünecek şekilde yandığı, ileri gidildikçe sürekli devam ettiği kaydedildi. “İlerilere gidildikçe kısım kısım göçüklerin bulunduğu, madenin üst ve yanlarında bulunan tahta tahkimatların yanık olduğu” ifadelerine yer verildi.

Mart ayından beri yanıyor

Raporda, madende yangının Mart ayında başladığı ve kül takviyesi yapıldığı belirtilerek şöyle denildi: “Nezaretçi defterinin 10/01/2014, 25/01/2014, 09/02/2014, 24/02/2014, 10/03/2014, 25/03/2014, 09/04/2014, 24/04/2014 ve 09/05/2014 tarihlerinde işlendiği, yazılan hususlar içerisinde sadece 24/02/2014 tarihinde H panosu yarı mekanize ayaktaki karbonmonoksit artışı nedeniyle ayağın barajlandığı ve kül verme işlemine başlandığı, 10/03/2014 tarihinde kül verme işleminin devam ettiği, 09/05/2014 tarihinde de tekrar açılmak üzere H panosunun temizlenmeye başlandığı notu dışında havalandırma ve ocak gazlarına ilişkin herhangi bir uyarıya yer verilmediği anlaşılmaktadır.“

50 PPM üzerinde işçi çalışamaz

Raporda, 50 PPM üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamayacağı vurgulanarak, bu oranın 500  PPM’nin üzerinde çıktığı anlatıldı. Raporda, “Maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğine göre yüzde 19 oksijen değeri altında maksimum %0,5 karbondioksit ve maksimum 50 PPM üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamaz” denildi

10 kat fazla zehir

RAPORDAN:  “Bu parametrelerin izlenmesi ile kömürün kendiliğinden yanmasının tespit ve takip edilmesi mümkündür. Bu amaçla yeraltı maden işletmeleri adı geçen gazların ölçülmesi için sensörler ile donatılmalıdır. Olayın meydana geldiği madende, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen resmi belgelerde yapılan incelemelerde, 19 adet karbonmonoksit (CO) , 1 adet karbondioksit (CO2), 19 adet metan (CH4) ve 9 adet oksijen (O2) olmak üzere toplam 48 adet uzaktan algılama sensörleri ocağın değişik bölgelerine konuşlandırılmıştır.



Bütün sensörler alarm vermiş

 Kömürün kendiliğinden yanmasını belirleyen karbonmonoksit gazı tarafımıza iletilen veriler üzerinde yapılan 2014 yılı Mart ayından, kazanın meydana geldiği 13/05/2014 tarihine kadar incelemelerde, özellikle S panosu S3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör) madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 PPM’in üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. (ölçüm cihazı 500 PPM’in üzerinde göstermektedir.) Yüksek içerikli karbonmonoksit kömürünün kendiliğinden yanmasının en önemli göstergesidir. Aynı durumu H panosu H3 yarı mekanize hava çıkışında bulunan sensörde (490 numaralı sensör) de 08/05/2014 ile 13/05/2014 tarihleri arasında görülmektedir. Benzer durumlar aynı tarih aralıklarında 536 numaralı sensör ile, anayol 140 ayak hava çıkış sensöründe (415 numaralı sensör) de tespit edilmiştir.”

ŞİRKETİN TARTIŞILAN YETKİ BELGESİ

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’de patronların, şirketin işleriyle ilgili tüm sorumluluğu Genel Müdür Ramazan Doğru’ya devredildiğine ilişkin belgede iş sağlığı ve güvenliği açısından her türlü sorumluluğun Ramazan Doğru’da olduğu, Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın ise resmi dairelerden bankalara kadar diğer işlemlerden sorumlu olduğu kaydediliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan savcılık ifadesinde, şirketin işleriyle ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek tüm yetkinin Genel Müdür Ramazan Doğru’ya devredildiğine ilişkin belge sunmuştu. Ramazan Doğru ise belgenin sahte olduğunu ve belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştu. 19 Mayıs’ta dosyaya giren iki belgeden biri, şirketin 24 Aralık 2013 tarihli Yönetim Kurulu Kararı. Diğer belge ise bu kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderildiğine ilişkin yazı. İlk belgede, yönetim kurulu üyelerinin şirket merkezinde toplanarak, Yönetim Kurulu Başkanlığına Can Gürkan, Yönetim Kurulu üyeliğine ise Mustafa Yiğit ve Ramazan Doğru’nun getirildiği, Finans Grup Başkanlığına ise Ayşegül Şenes’in getirildiği belirtiliyor.



Star Gazete


Pişkin patron ilanla yeni madenciler arıyor!

| 21 Mayıs 2014 Çarşamba |

SOMA'da 301 madenciye mezar olan madenlerde çalıştırılmak üzere yeni işçiler arandığı ortaya çıktı.
Soma Kömür İşletmeleri’nin, Soma İlçesi’nde 301 madenciye mezar olan madenlerde çalışmak üzere 100 yeni işçi alınması için Türkiye İş Kurumu’na başvurduğu ortaya çıktı.

Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) resmi internet sitesinde 00002055756 talep numarası ile yer alan ilanda, işe alınacak işçilerin “pratikten” yetiştirilecekleri belirtildi. Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Başkanı Alp Gürkan maden faciası sonrasında düzenlediği basın toplantısında, işe başlamadan önce işçilere eğitim verdiklerini söylemişti.

Yalnızca erkek adayların adayların başvurabileceği ilanda askerlik durumunun önem taşımadığı ve alt yaş sınırının 18 olduğu belirtiliyor. Diğer dikkat çekici unsur ise ilan için başvuracak adayların “ilköğretim ve üzeri” eğitime sahip olmalarının yeterli olacağı bilgisine de yer veriliyor.

Adayların, Akhisar, Bergama, Dursunbey, İvrindi, Kınık, Kırkağaç, Savaştepe ve Soma ilçelerinden birinde ikamet ediyor olmaları da istenen Soma Kömür İşletmeleri A.Ş unvanı ile verilen ilanda son başvuru tarihi 29 Mayıs 2014 olarak belirtiliyor.


İşte o küflü gaz maskeleri!

Manisa'nın Soma İlçesi'nde, 301 işçinin can verdiği maden faciasının ardından en çok tartışılan konulardan biri olan, kurtulan işçilerin şikayet ettiği gaz maskeleri ortaya çıktı.

Karbonmonoksit gazından korunmaları için işçilere dağıtılan gaz maskelerinin Çin yapımı olduğu, son kullanım tarihlerinin geçtiği, küflendiği ve kullanımının da çok ilkel şekilde yapılabildiği görüldü.

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ocakta 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada 301 işçi yaşamlarını yitirdi, 486 işçi ise yaralı olarak kurtarıldı. Facianın ardından şirket yetkililerinin açıklamalarında, işçilerin gaz maskelerinin bulunduğu ve o anda yanlarında olduğu bilgisine yer verildi. Aynı açıklamalarda, bu maskelerin 45 dakikalık bir süre için işçilerin hayatta kalmalarını sağladığı da ileri sürüldü. Kurtulan işçilerden bazıları ise olay sırasında açtıkları gaz maskelerinin küflü olduğunu, bazıları ise çok kısa sürede tükendiğini öne sürdü.

İşçilerin yanında bulunduğu söylenen, kurtulan işçilerin ise şitayet ettiği o gaz maskeleri bugün ortaya çıktı. Maden şirketlerinde 9 yıldır çalışan Barış Kılıç’ın gösterdiği gaz maskesinin hiç bakımdan geçirmeden işçilere zimmetlendiği, içerisindeki havanın 45 dakika yerine sadece 10 dakika sürdüğü ve kullanımının da ilkel şekillerde yapıldığı belirlendi.

350 TL CEZA VERİLDİ
Gaz maskesini takıp uygulamalı olarak da gösteren Barış Kılıç, “Ben 9 yıldır bu şirkette çalışıyorum. Ve bana bu maskeyi verdikten sonra bir daha ne bakımını yaptılar ne de kullanmayı öğrettiler. Sadece bir kez kazayla kapağı açıldı. O zaman vardiye amirlerimiz bize nasıl kullanacağımızı gösterdi. Onun haricinde ben ve arkadaşlarım kimse bilmiyordu kullanımını. Hatta kapağı açıldığı için benden o zamanki maaşımın yarısı olan 350 TL’yi ceza kestiler” dedi.

Gaz maskesinin insan canını kurtarmadığını aksine kendi çalışmalarını da zorlaştırdığını dile getiren Barış Kılıç, “Bu maskeler ocağa indiğimiz sırada yanımızda bulunuyor. Ama çok eskilerden yapılmış bir maske, kullanımı çok zor. İnsan kafasına göre takamıyor. Ağzına oturmuyor. Üstelik Çin işi olan bu maskelerin çoğunun da kullanım tarihi geçmiş durumda. İşçinin hiç önemi yok onlar için. Olsa bu zamanda devirde, böyle bir maskeyle işçiler madene gönderilir mi? Zaten taktıktan 10 dakika sonra bitiyor ve aşırı ısınıyor. İnsan kaçmaya çalıştığı sırada nefes bile alamıyor” dedi.


Patronun oğluna denetimli serbestlik isteği!

| 19 Mayıs 2014 Pazartesi |

Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru gözaltına alındı. Savcı, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ı, denetimli serbestlik yasasından yararlanarak serbest bırakılması istemiyle mahkemeye sevk etti.

Savcı ayrıca Can Gürkan dışındaki 5 kişiyi, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk etti.

Can Gürkan'ın savcılıktaki sorgusunda kendisinin ve şirketinin herhangi bir ihmalinin olmadığını, olayın bir kaza olduğunu söylediği öğrenildi.

BİR KİŞİ DAHA TUTUKLANDI

Adliyeye sevk edilen teknisyen Mehmet Ali Günay Çelik tutuklandı. Naci Kor, İsmail Adalı, Nazmi Cem Nesimoğulları ve Necati Karadeniz denetimli serbestlik yasası kapsamında serbest bırakıldı.

Alp Gürkan'ın oğlu ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin Yönetim kurulu Başkanı Can Gürkan ise mahkemede ifade vermeye başladı.


Yaşam odaları Türkiye’de neden zorunlu değil?

| 17 Mayıs 2014 Cumartesi |

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e, ““Çocuk işçilere ağır iş izni vermek için yönetmeliği neden değiştirdiniz. Kaçış Odaları neden Türkiye’de zorunlu değil? 

ILO’nun 176 Numaralı Sözleşmesi 19 yıldır neden imzalanmıyor? SGK Başkan Yardımcısı inceleme dahi yapılmadan neden hemen ‘iş kazası’ açıklaması yaptı? Yapacağınız incelemede, madenin açılışını Enerji Bakanı’nın yapmış olması tarafsızlığınızı etkileyecek mi?” diye sordu.

CHP’li Umut Oran, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi sundu. Soma Holding İştiraki Soma Kömür İşletmeleri madeninde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada yüzlerce madencinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Oran önergesinde şu soruları yöneltti:

Maden hakkında önceden gelen ihbar var mı?

- Soma Holding İştiraki Soma Kömür İşletmeleri madeni için 13 Mayıs 2014 tarihi öncesinde size ulaşan herhangi bir şikâyet, ihbar var mıdır, varsa bunlar hakkında hangi işlemleri tesis ettiniz?

- Bakanlık birimleriniz bu işletmede son olarak hangi tarihte denetleme yaptı ve inceleme soncunda yazılan raporun sonuç bölümü nedir, burada saptanan eksiklikler var mıdır?

Kaçış Odaları Türkiye’de neden zorunlu değil?

- Tüm dünyada, Çin’de dahi kullanımı zorunlu olan Kaçış-Yaşam Odaları’nın (Rescue Chamber) Türkiye’de de madenlerde zorunlu hale getirilmesi için niçin hiçbir adım atmadınız? İlgili şirketler bu konuda sizinle ne zaman temasa geçti, kendilerine hangi tarihte hangi yanıtı verdiniz? Enerji Bakanlığı ve bakanlığınızın ilgisizliği nedeniyle Kaçış Odaları’nın Maden Yönetmeliğinde zorunlu hale getirilmesi konusunda ilerleme sağlanamadığı bilgisi doğru mudur?

ILO Sözleşmesi 19 yıldır neden imzalanmıyor?

- Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesini” 12 yılı sizin hükümetiniz olmak üzere toplamda 19 yıldır neden imzalamamaktadır? Sözleşmenin imzalanmamasının nedenleri arasında maden sahiplerine ve hükümete önemli sorumluluklar getirmesi de yer almakta mıdır?

SGK Başkan Yardımcısı nereden biliyor?

- SGK Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca, henüz olay hakkında herhangi bir öninceleme dahi yapılmamışken “Bu iş kazası olayıdır” açıklamasını neden yaptı?

Tarafsızlığınızı etkileyecek mi?

- Söz konusu madenin açılışını Sayın Enerji Bakanı’nın yapmış olması, bu facia sonrası yapacağınız incelemenin tarafsızlığını zedeleyecek mi?

Çocuklara ağır iş yolunu açan yönetmelik değişikliği

- Çocuk ve Genç İşçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinin 5. Fıkrasında, 25 Ekim 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişikliği yaparak 16 yaşını dolduran çocukların da ağır işlerde çalışmasının önünü açmanızın gerekçesi nedir?

- Bu değişiklik nedeniyle çocuk-genç işçilerin ölüm sayısının arttığı doğru mudur? 2003 yılı başından bu yana iş kazalarında yaşamlarını yitirenlerin yaşları ve kazaların yaşandığı illere ve yıllara göre dağılımı nedir?


Teknisyen faciayı 17 gün önce haber vermiş.

| |

Teknisyeni dinleyip önlem alsalardı kimse ölmeyecekti.

MANİSA’nın Soma İlçesi’ndeki maden faciası andından cenazeler toprağa verilirken, bir yandan nedenleri konusunda tartışmalar sürüyor. Madenden 6 arkadaşıyla birlikte sağ kurtulan 39 yaşındaki Mehmet Ali Dinçer, teknisyen arkadaşının "Kablolar dayanmaz" diyerek 17 gün önce vardiya amirlerini uyardığını ancak dinletemediğini öne sürerek, "Dediği gibi de oldu, faciayla sonuçlandı" dedi.

kadaşlarının kaybetttiği için yaşadığına sevinemediğini belirten 9 yıllık madenci Mehmet Ali Dinçer, mesaileri bitmek üzereyken vardiya amirlerinin yanına geldiğini anlatarak, “Ocakta patlama oldu sizleri güvenli bir bölgeye götüreceğiz” dediğini söyledi. Dinçer, şunları anlattı: “Yürümeye başladık. Ne kadar yürüdüğümüzü hatırlamıyorum . Belirli bir mesafeden sonra bulunduğumuz bölgeyi duman bastı. Yürüyemez olduk. Bunun üzerine kalın hava borularını testere ile kestik. Bu arada ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, bu defa amirlerimiz, ’Mekanize denilen ayak içine gideceğiz orada temiz hava var’ dedi. Toplam 142 kişi oraya indik. Gerçekten de burada temiz hava vardı. Ama bir süre sonra o bölgeyi de duman bastı. Kimse hareket edemez oldu. Çoğu arkadaşım bayılmaya başladı. Bazı arkadaşlarım da dua edip, teyemmüm abdesti almaya başladı.

İçimizden namaz kılmaya başlayan bile vardı. Acı feryatlar bağırışmalar vardı. İlk duman geldiğinde maskemi takmıştım. 45 dakika koruma özelliğine karşın, maskemi hiç çıkarmadım ’Ölürsem, maskeyle öleyim’ dedim. Maske burnumu acıtmaya başlayınca, 1.5 dakika kadar çıkardım. Bu kısa sürede aldığım zehirli hava içimi yakmaya başladı. Herkeste ’Burada öleceğim’ yönünde feryatlar vardı. Dua edenlerin sayısı artmıştı. Kimi anne babasına, kimi de çocuklarına kavuşmak için dua ediyordu. Bu arada birkaç vardiya amirinin bayıldığını gördüm.

 Bir ara üşümeye başladım, içeriye aşırı soğuk hava geldi. O an içeri temiz hava verilmeye başladığını anladım. Hava iyice soğumaya başladığında bir arkadaşımız yanıma gelip, ’İyi misin?’ işareti yaptı. İyi olduğumu söyleyince, ’Haydi çıkıyoruz o zaman’ dedi. 142 kişiden sadece 6 kişi kalmıştık. Yerdekilerin üstüne basa basa yukarı çıkmak zorunda kaldık. Biraz yukarı çıkınca yine daha önce boruları deldiğimiz yere ulaştık. 2 dakika burada kalıp, yine yürümeye başladık. ’Düz ayak’ dediğimiz yere geldiğimizde kurtulduğumuzu hissettim. O an, kendime ’Bu bölgede 3 gün de kalsak ölmeyiz’ dedim. Kurtulacağımıza inancım artmıştı. Öyle de oldu.”

ELEKTRİK TEKNİKERİ UYARMIŞTI İDDİASI

Madendeki facianın nedeniyle ilgili iddiada bulunan Mehmet Ali Dinçer, şöyle devam etti: “Elektrik teknikeri arkadaşım Ergun Sidal, 17 gün önce vardiya amirlerine, ’Bu kablo panoyu taşımaz. Mutlaka bir arıza olacak ve faciayla sonuçlanacak’ dediğini duydum. Arkadaşım bize sürekli, ’Hepimizin ölümü burada olacak. Bir gün hepimizin buradan cenazesini çıkaracaklar’ duyordu. Dediği gibi de oldu. Facia ile sonuçlandı” dedi.


Soma Madencilik'ten kurtulan işçilere tehdit mesajı.

Soma Madencilik'ten kurtulan işçilere tehdit mesajı gönderdi iddiası.

Şirket çalışanlarının dikkatine diye başlayan mesaj şöyle:
16.05.2014 yarın sabah 05.00 herkes kendi mıntıkasına gidecektir.dışarda toplanılmayacak en küçük bir olaya karışan personel işten atılacaktır.


İçerde kalan 450 madencinin üzerine beton döküldü iddiası!

HaberTürk yazarı Ali Tezel, Soma'da yaşanan faciayla ilgili şoke edecek bir iddiada bulundu. Twitter'dan paylaştığı iddiasında Tezel, içinde işçi olan beş galeriden ikisine hiç ulaşılamadığını ve içerideki yangını söndürmek için betonlaşsın diye su pompalandığını söyledi. Tezel bir korkunç iddiada daha bulundu.

Soma'da 2 gün önce meydana gelen maden kazasında bilanço sürekli artarken HaberTürk yazarı sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, Twitter'dan paylaştığı şok iddialarla kafaları karıştırdı. Ali Tezel'in iddiasına göre cesedi çıkartılan 283 maden işçisinin haricinde aşağıda kalan madencilere ulaşılması artık mümkün gözükmüyor.
Tezel, aşağıda kalan 450 işçinin artık çıkarılma şansının kalmadığını ve haklarında gaiplik kararı verileceğini açıklarken şok bir iddiayı daha dile getiriyor. İş cinayetine neden olan patlamanın trafodan kaynaklanmadığını söyleyen Tezel, "işveren şimdi olayı trafo üzerine yıkarak tazminatlardan kurtulmaya çalışıyor" dedi.

İşte Tezel'in o tweetleri:

-SOMA'DAN GERÇEKLER Olayın sebebi trafo değil. Bundan üç ay önce bir galeride yangın çıkıyor ve ağzı beton ile kapatılıyor ama yangın içeride devam ediyor. Sonrasında içeride oluşan basınç ile patlama meydana geliyor.... Yangının hala sönmemesinin sebebi bu... Patlama ve yangınla içerideki trafo da bu sırada zarar görüyor. İşveren şimdi olayı trafo üzerine yıkarak tazminatlardan kurtulmaya çalışıyor

SOMA'DAN İKİNCİ GERÇEK Şu an içinde işçi olan beş galeriden ikisine hiç ulaşılamamış. Ancak yangın sönsün diye içeriye küllü su basılıyor, betonlaşsın diye. Yani, içerdeki yaklaşık 450 işçinin artık çıkarılma şansı kalmadı... haklarında gaiplik kararı verilecek...


İşçilerin alınterini residens'e yatırmış!

Yeni Şafak'ta yer alan habere göre Koç Holding'e ait bir madenin taşeronluğunu 30 yıl önce alarak batmaktan kurtulan Soma Holding'in yükseliş grafiği, madencilikte nasıl kazanç sağladığını da gözler önüne seriyor. 

Bugün 6'sı madencilik, 1'i inşaat olmak üzere 7 şirketi bulunan Soma Holding, madencilerin tırnaklarıyla çıkardığı kömürden kazandığıyla İstanbul'da 47 katlı bir gökdelen dikiyor. Soma'da kazanın meydana geldiği madende hayatını kaybeden yüzlerce işçinin tamamının 1 yıllık kazancının bu gökdelende 1 milyon 350 bin dolara satılan 155 metrekarelik bir daireyi satın almaya yetmemesi çarpıklığı gözler önüne seriyor.

YÜKSELİŞ İTİRAFI
 Soma Holding'in patronu 75 yaşındaki Alp Gürkan, sektördeki yükselişini verdiği röportajlarıyla ayrıntısına kadar anlatırken pek çok itiraftada da bulunmuştu. Bunlardan en önemlisi TKİ'den satın aldığı maden sahasında 140 dolara üretilen bir kömürün maliyetini 24 dolara kadar düşürmesi. Bunu planlama ile açıklasa da maden ocağında çok düşük ücretlerle canları pahasına çalışan işçilerin bu başarıda epey katkısı olduğu bir gerçek. Gürkan, Hürriyet'e verdiği söyleşide batmaktan Koç Grubu'na ait Tirebolu'daki bir maden işletmesi taşeron olarak işletmesi sayesinde kurtulduğunu anlatmıştı.

BATMAK ÜZEREYKEN
 Gürkan, 1970'li yılların sonlarına doğru yaşanan akaryakıt sıkıntısı ve makine ithalatındaki zorluklar nedeniyle işletmesinin kapısına kilit vurunca imdadına Koç Grubu yetişti. Gürkan, borçlarını nasıl ödeyeceğini düşünürken, Koç Grubu'na ait Tirebolu'daki madeni taşeron olarak işletme fırsatı çıktı. Gürkan, buradan kazandığı parayla Soma'da kömür madeni işine girdi.

TEK RAKİBİ CİNER
 2004 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ile büyük çaplı rödovans (hasılat kirası ödemesi) karşılığında anlaşma yaparak Soma kömür madenlerini devraldı. Türkiye'de Ciner Grubu ile birlikte en çok üretim yapan iki gruptan biri olan Gürkan, Turgay Ciner'in Soma'da işlettiği sahaları 2009'da devraldı. Gürkan, yeni yatırımlarıyla birlikte üretim kapasitesini daha da artırarak Ciner'in önüne geçecek ve Türkiye'nin en büyük üreticisi olacaktı.

YERÜSTÜNE YATIRIM
 Gürkan, yeraltından kazandıklarını oğlu Can Gürkan'ın ısrarıyla yerüstünde gayrimenkule yatırmaya başladı. Tilaga isimli inşaat şirketiyle İstanbul'da Maslak ve Kartal'da iki proje yapıyor. İstanbul Maslak'ta inşaa edilen ve 47 katlı Spine Tover ismi verilen 130 milyon dolarlık proje nedeniyle Gürkan ailesi için '2 bin metre derinden çıkardığıyla 200 metre yükseğe yatırım yaptı' yorumları yapıldı.

20 YILLIK PLANLAMA
 Tilaga İnşaat Grup Başkanı Can Gürkan, gökdelen projesinde 10-20 yıl sonrasında ihtiyaçlara karşılık verebilecek bir proje geliştirdiklerini anlatmıştı. Gürkan'ın bu sözleri işçilerin bugün hayatta kalmasını sağlayacak güvenlik ihtiyaçlarını bile karşılayamadığına dikkat çekilerek manidar bulundu.

1 TANESİ 200 CAN
 Soma Holding, Spine Tower'da 155 metrekare konutları 1 milyon 350 bin dolara, 380 metrekare konutları 3 milyon 880 bin dolara satıyor. Spine Tower'daki daire rakamları acı bir gerçeği de gözler önüne seriyor. Soma'daki madende hayatını kaybeden ve büyük çoğunluğu asgari ücretle çalışan yüzlerce işçi, bir yıllık kazançlarını biraraya getirse, patronlarının yaptırdığı gökdelenden 155 metrekarelik bir daire alamıyor. Maden kazası sonrası gündeme gelen ve madende olmayan kaçış odalarının tanesinin 250 bin dolar olduğu düşünüldüğünde ise patronun gökdelendeki bir dairesiyle ölen işçilerin tamamını kurtaracak 5-6 adet yaşam odası yapılabileceği de başka bir acı gerçeği gözler önüne seriyor.

Facianın yaşandığı maden ocağının patronu Alp Gürkan madencilerin bin 200 lira maaşla çalıştığı işletmeden aylık net 20 bin lira ve bu şirketin büyük ortağı Tilaga Madencilik ve Sınai Yatırımlar A.Ş'deki yönetim kurulu başkanlığından ise 18 bin lira maaş alıyor.

BUGÜNE KADAR HİÇ GÖRÜLMEMİŞ BİR YANGIN
 Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. kazaya ilişkin akıllarda soru işareti uyandıran bir açıklama yaptı. Açıklamada ocak hakkında bilgiler verilerek şöyle denildi: "Sektörde ilk kez görülen bir olayla karşı karşıyayız.Madencilikte birdenbire yüksek oranlı bir yangın söz konusu olamaz. Yangından 5 dakika önce ölçüm mekanizması verilerin normal olduğunu göstermiştir. Ne yazık ki bugüne kadar görülmeyen ve açıklanamayan yangın vuku bulmuştur. Normalden daha hızlı yayılan yangının nedeni incelemeden sonra anlaşılabilecektir."


Bu sendikalar halay çekmekten başka ne işe yarrar!

Tüm Türkiye Soma'daki maden faciasında 285 işçinin hayatını kaybetmesiyle yasa boğulurken, Mersin'de sendika üyeleri halay çekti, misket oynadı.

Mersin’in Silifke ilçesinde KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası işyeri temsilciliği Hemşirelik Haftası'nı coşkuyla kutladı.

Mersin’in Silifke ilçesinde KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası işyeri temsilciliği Hemşirelik Haftası kutlamaları kapsamında yemek verdi. Göksu Otel’de düzenlenen geceye Eğitim-Sen Silifke Temsilciliği üyeleri ve çok sayıda ebe, hemşire, sağlık emekçisi ve aileleri katıldı.

 Gecede emekli olan sağlık çalışanlarına plaket verilerek, bundan sonraki yaşamlarında başarı dileklerinde bulunuldu. Plaket alan sağlık çalışanları sendika temsilcisi Mehmet Navgasın ve mesai arkadaşlarına teşekkür etti.

HALAY ÇEKTİLER, MİSKET OYNADILAR
KESK Silifke Temsilcisi Mehmet Navgasın’ın konuşmasının ardından, katılımcılar müzik eşliğinde halay çekti, misket oynadı.


İşten attıkları madenciler tesadüfen hayatta kaldılar.

| 15 Mayıs 2014 Perşembe |

İşten Çıkarıldılar Hayatları Kurtuldu

Manisa’nın Soma ilçesinde facianın yaşandığı maden ocağının lambahanesinde asılı duran bir not dikkat çekti.
‘Aşağıdaki kişilerin çıkışları yapılmış olup yer altına girmeleri kesinlikle yasaktır’ yazısının altında ismi yazan 5 işçi bugün işten çıkarıldıkları için hayatta kaldı.

Halil Yayla, Nurullah Şafak, İlhami Atar, İlhami Aydın ve Mehmet Koyun isimli işçiler kısa bir süre önce işten çıkarılmanın ve evlerine ekmek götüremeyecek olmanın acısını yaşarken, 3 gün önce meydana gelen maden faciasında mesai arkadaşlarının kaderini yaşamayarak, hayatta kaldılar.


Bakan Yıldız Temmuz 2013'de Soma kömür madenlerindeymiş!

10 Temmuz 2013 Çarşamba  Taner Yıldız Soma'daki madenleri incelemiş.Çok memnun kalmış.İşte o çarpıcı haber...

Bakan Yıldız Manisa Soma'da

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Manisa'nın Soma ilçesinde çeşitli ziyaretlerde bulundu. Dün akşam Ramazan ayının ilk iftarını maden ocağında işçilerle açan Taner Yıldız, ilçede bir gün konakladıktan sonra bugün de inceleme gezisine çıktı.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Manisa'nın Soma ilçesinde çeşitli ziyaretlerde bulundu. Dün akşam Ramazan ayının ilk iftarını maden ocağında işçilerle açan Taner Yıldız, ilçede bir gün konakladıktan sonra bugün de inceleme gezisine çıktı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Celal Bayar Üniversitesi Soma Meslek Yüksek Okulu kampusünde ve Türkiye'de elektrik sektörünün kalifiye eleman yetiştiren sayılı kurumlarından biri olan TEİAŞ'ta incelemede bulundu.

Yıldız'a inceleme gezisinde Manisa Valisi Abdurrahman Savaş, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Rektörü Prof.Dr. Mehmet Pakdemirli, Soma Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Yard.Doç. Dr. Ayla Tekin, Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene, ELİ Müessese Müdürü Hakkı Duran, TEİAŞ Eğitim Merkezi Müdürü Hayrullah Saraç, SEAŞ Genel Müdürü Nuri Şerifoğlu da eşlik etti.

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Rektörü Prof.Dr. Mehmet Pakdemirli ve Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Yard.Doç. Dr. Ayla Tekin'den bilgi alan Bakan Yıldız, sınıfları ve laboratuvarları gezerek öğrenim gören kursiyer ve öğrencilerle sohbet etti.

İnceleme gezisinin ardından gazetecilere açıklamada bulunan Yıldız, Türkiye Kömür İşletmeleri, Elektrik Üretim A.Ş ve TEİAŞ'ın Soma'da eğitime katkı sağladığını ve okul arazisinin 2018 yılına kadar CBÜ'ye protokol kapsamında tahsis edilmiş olduğunu hatırlattı.

Arazilerin Celal Bayar Üniversitesi'ne devredilmesi konusunun gündemde olduğunu söyleyen Yıldız, okulun 16 dönümlük yer talebinde bulunduğunu, arazileri verimli, fonksiyonel kullanmak adına kurumlar arası herhangi bir karşılık beklemeksizin yerleri verdiklerini kaydetti.

Bakan Yıldız, açıklamasının devamında şunları söyledi: "Belediye Başkanımızın ifrazı ile beraber imarda yapılacak değişikliklerle bunu inşallah gerçekleştiririz diye düşünüyorum. Kıymet takdir bedelleri ile alakalı. Üniversitemizi çok yormadan ne tür bir formül bulunabilir bunların üzerinde çalışılacak ve ondan sonra yine Soma'ya güzel bir tesis kazandırılmış olunacak. Göstermelik değil, yalnızca mülkiyetlerin el değiştirmesi olarak değil ama gerçekten fonksiyonel çalışacak bir yapıyı kurgulamamız lazım. Yoksa bütün kitlerin bütün bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşların mülkiyeti hazinenindir. Bizim veya üniversitenin elinde bulunması bizim açımızdan çok farketmez. İnşallah bunu inceledikten sonra ilgili arkadaşlarım da bu konu ile alakalı kamuoyuna açıklama yaparlar."

TEİAŞ'I DA ZİYARET ETTİ

Türkiye'de elektrik sektöründe kalifiye elemanların yetiştirildiği TEİAŞ'ı da ziyaret eden Yıldız, bu denli önemli bir kurumda kullanılan teçhizatların eski olduğunu gördüğünü ve güncellenmesi gerektiğini ifade etti.

Bakan Yıldız, konuşmasında, "Libya, Afganistan, Irak ve farklı ülkelerden gelip burada eğitim alanlar var. Onlara en son teknolojik cihazlarla eğitimin verilebiliyor olması lazım. Bu açıdan firmalarımız sağolsunlar bu manada bağışları oluyor. Firmalarla konuşacağım ve buradaki bir kısım eğitim tesisatının yenilenmesi ile alakalı girişimde bulunacağız" dedi. Açıklamanın ardından Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Enerji Bakanı Taner Yıldız'a şilt takdim etti. Soma'daki temaslarını tamamlayan Bakan Yıldız, daha sonra helikopterle Soma'dan ayrıldı.


Search

Labels