Halvet tasavvufta yalnız bir kenara çekilip dua ve ibadetle meşgul olmak anlamına gelmektedir. Dini bir terimi ne yazık ki cinsellikle ve cinsel ilişki ile birleştirerek gerçek anlamını bozmuş durumdalar. Bu da üzücü bir durum. Halbuki halvet kişinin kendi ile başbaşa kalıp kendi iç haline dönebilmesidir.
Karı ve kocanın birinde cinsel ilişkiyi engelleyen bir durum bulunmazsa halvet sahih olur. engel ya hastalık, küçüklük, çelimsizlik gibi ferdi bir durum veya farz olan namaz, farz olan oruç, hacda ihramda bulunma, hayız ve nifas gibi şer'i bir hüküm olabilir. Yanlarında kör, uykuda çocukta, biri olsa ve yukarıdaki engellerden bir bulunursa halvetin sağlığını bozar. İktidarsızlık halvet mani değildir.
Sahih halvet, gusül almayı, kızların erkeğe haram olmasın üç talakla boşanmış eşin ilk kocasına dönüşünü ve mirasçı olmayı gerektirmez. Sadece iddet beklemeyi, nafaka ve mehri gerektirir.
Sahih bir evliliğin ardından mehir borcunun doğabilmesi için evlenen kadın zifaf için hazır olmalı ve aralarında sahih halvet vuku bulmalı ve taraflardan birisi nikahtan hemen sonra ve ve zifaf veya halvetten önce ölmüş bulunmalıdır.
Nikah akdi yapıldıktan sonra, fakat zifaf veya sahihi halvetten önce bir ayrılık vuku bulursa ayrılığa kimin sebep olduğuna bakılır. Eğer ayrılığa erkek sahip olmuşsa mehirin yarısını kadına ödemelidir. Kadın olmuşsa bir şey gerekmez.
0 yorum:
Yorum Gönder