Labels

About Me

Haberi çeşitli kaynaklardan sorgular ve ziyaretcilerine en doğru haberleri paylaşır.Haberi kaynağına soracaksın... Habersor editoru

Annesi playboy'a soyundu babası canavar çıktı!

| 29 Mayıs 2014 Perşembe |

"Annem Playboy'a soyununca travma yaşadım"
Irkçı babası yüzünden ona ‘Canavarın kızı’ diyorlardı. Annesi Playboy’a soyunduğunda hayatının en büyük şokunu yaşadı.

 Babasının siyasi mirasını devralıp 42 yıllık Ulusal Cephe (FN) partisini tüm Fransızlar’a hitap eden bir harekete dönüştürdü. Sadece Fransa’yı değil Avrupa’yı titreten Marine Le Pen, siyasetin yeni yıldızı...

Vatan Gazetesi'nden Uğur Koçbaş Fransa'da Avrupa Parlamentosu seçimlerinden zaferle çıkan ırkçı Front National (Ulusal Cephe-FN) partisinin lideri Marine Le Pen'in hayat hikayesini yazdı.


İşte Marine Le Pen'in hikayesi

Haberine göre Bundan 11 yıl önceydi. O zaman 34 yaşında olan Marine Le Pen, Fransa’nın Nice kentinde Front National (Ulusal Cephe-FN) parti kurultayında kürsüye çıktı. Artık yaşı ilerleyen babasının 1972 yılında kurduğu siyasi hareketi nasıl reforme edeceğini anlattı. O ana kadar Fransız siyasetinin ‘canavar’ lakaplı temsilcisi Jean Marie Le Pen’in partisi ırkçı, Yahudi karşıtı, eşcinsellik düşmanı söylemlere sahip marjinal bir partiydi. Baba Le Pen’in, ‘Fransa Milli Takımı’nda çok fazla siyah var. Auschwitz İkinci Dünya Savaşı’nın sadece bir dipnotu.

 Göçmenlik Fransa’yı yok etmek isteyen Yahudilerin bir komplosu’ şeklindeki sözleri zaten bunu açıkça ortaya koyuyordu. Ama Marine Le Pen babası gibi iktidardan uzak bir muhalif hareketi değil, iktidar olmayı hedefleyen bir parti istiyordu. Gençlere, kadınlara, eşcinsellere hatta Yahudiler’e hitap eden, ‘normalleşen’ bir parti düşlüyordu. O kurultayda FN tabanını etkilemeyi başaran bayan Le Pen, 2011’de babası ilerleyen yaşı nedeniyle parti liderliğini bıraktığında kolaylıkla genel başkanlık koltuğuna oturdu ve düşüncelerini hayata geçirmeye başladı.

Ortak düşman: İslam

Nazilerin Yahudiler’i katlettiği gaz odalarının tarihin tartışılmaz bir gerçeği olduğunu söyledi. Eşcinselliğin ve kürtajın insanların kendi tercihi olduğunu, buna saygı duyulması gerektiğini açıkladı. Böylece babasının iki önemli söylemi tarihe karışıyordu. Marine Le Pen, partiyi merkeze yaklaştırmak için Avrupa’da aşırı sağ partilerin ortak düşman olarak gördüğü ‘İslam’ı seçti. ‘Ben İslam’a değil şeriat isteyen radikalleşmeye karşıyım’ dedi ama Fransa’da cuma namazları sırasında sokaklara taşan cemaati, Paris’i işgal eden Naziler’e benzetti. Ezanın bu işgalin en büyük silahı olduğunu söyledi. Belki de siyasi hayatının en çok akılda kalan söylemi bu oldu. Daha sonra bir Fransız fast food zincirinin helal menüsüne şiddetle karşı çıktı, okullarda helal yemek dağıtılmasına karşı kampanya başlattı. Fransa işsizlikle boğuşurken Marine Le Pen öyle etkileyici şeyler söylüyordu ki katıldığı TV programları reyting rekorları kırmaya başladı. Fransa artık onu ciddiye almak zorundaydı.

‘ABD’nin metresiyiz’

Dünya Ticaret Örgütü, IMF, Dünya Bankası gibi kurumların artık vadesini doldurmuş yapılar olduğunu ilan etti. Fransa’nın nükleer enerjiye bağımlılığına karşı çıktı. AB’ye savaş açtı. Avrupa Birliği’nin Sovyetler Birliği gibi dağılacağını belirterek Fransa’nın derhal euro’dan çıkarak Frank’a geri dönmesi gerektiğini açıkladı. 60 yıl önce atılan imzanın büyük bir hata olduğunu belirterek, ‘Fransa derhal NATO’dan çıkmalıdır’ dedi. ‘İdeolojimiz nefretten değil Fransa sevgisinden geliyor’ diyerek ‘aşırı sağ’ tabirini kullanmayı reddetti. Ömür boyu hapis cezasının geri gelmesi gerektiğini, idamın da yeniden uygulamaya konması için bir referandum düzenlenmesi gerektiğini savundu. ‘Fransız vatandaşlığı ya doğuştan gelir ya da hak edilir‘ diyerek göçmenlere kapıların büyük ölçüde kapatılmasını istedi. ‘Yasadışı göçmenlik bir tsunami gibi’ dedi. ABD’den uzaklaşmanın Fransa’nın çıkarına olduğunu söylerken Putin’e olan hayranlığını hiçbir zaman saklamadı. Cumhurbaşkanı Hollande’ın Suriye politikasını ise daha ağır bir dile eleştirdi. ‘Bizi Amerika’nın metresi, koca göbekli Arap emirlerinin fahişesi yapıyor’ dedi. Time dergisi onu ‘Avrupa’yı içeriden yıkacak lider’ olarak gösterdi. Amerikan Weekly Standart ise onu kapak yaparken, ‘Avrupa’da sağın geleceği mi?’ diye soruyordu. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı %25’lik oy, bunun gerçek olmaya yakın olduğunu göstermiş oldu.

Annesiyle 15 yıl konuşmadı

MarIne Le Pen, daha küçük yaşlarından itibaren siyasetin kirli yüzüyle tanıştı. 3 çocuklu bir ailenin en küçük kızıydı. Babası 1972’de FN’i kurmuş ve nefret söylemiyle Fransa’da büyük tepki çekiyordu. Ona okulda ‘Canavarın kızı’ diyorlardı. Kimse onunla arkadaş olmak istemiyordu. 1976’da evlerinin önünde bombalar patladığında henüz 8 yaşındaydı. Saldırıdan yara almadan kurtuldu ama o günü hiç unutmadı. Ama hayatının en büyük şokunu annesi, babasının biyografisini yazan Le Figaro gazetesinin muhabiriyle ABD’ye kaçtığında yaşadı.

 Babası, ‘Beş kuruş nafaka vermem, gitsin temizlik yapsın’ deyince annesi Pierrette’in bir temizlikçi kılığında Playboy’a soyunmasının şokunu tam 15 yıl üzerinden atamadı. Annesiyle bu süre içinde tek kelime konuşmadı. Hukuk fakültesinden mezun olup ceza hukuku alanında avukat olduğunda soyadı nedeniyle kimse onunla çalışmak istemedi. Buna tepki olarak parası olmadığı için avukat tutamayanların duruşmalarında boy gösterdi. Kaderin bir cilvesi olarak bu süre içinde birçok kez Fransa’ya kaçak yollardan giren yasadışı göçmenleri de mahkemelerde savundu.

Sevgilimi işten mi kovayım?

İki kez evlenip boşanan üç çocuk sahibi Marine Le Pen’in aşk hayatı da Fransa gündemini uzun süre meşgul etti. Le Pen halen, 2004 yılından beri görev yaptığı Avrupa Parlamentosu’nda yardımcılığını yapan Louis Aliot ile birlikte. Aynı zamanda FN’in başkan yardımcısı olan Aliot’un AP’deki 50 bin euro’luk maaşı devlet bütçesinden karşılanıyor. Marine Le Pen ise etik olmadığı savunulan bu duruma, ‘Ne var yani yardımcıma aşık olamaz mıyım? Biz sevgili olmadan çok daha önce benimle çalışıyordu. Asistanıma aşık oldum diye onu işten mi kovayım?’ diyerek tepki gösteriyor.

Babası ilgi çekerdi Marine güç istiyor

MarIne Le Pen’e göre komünizm artık çok gerilerde kaldı, artık en büyük tehlike lemondialisme yani küreselleşme... ‘Çok kültürlü bir toplum barış içinde yaşayamaz’ diyen Le Pen, Fransa’ya gelen yabancıların Fransız kültürünü benimsemesi gerektiğini belirterek asimilasyonu savunuyor. Ceket ve kot/kumaş pantolon Marine Le Pen’in üniforması gibi. Orta sınıf Fransızlarla rahatça diyalog kurabiliyor. Hiçbir zaman ırkçı bir söyleme sahip olmadığını ‘ırkçılık küçük beyinli insanların savunacağı bir şey’ sözleriyle savundu. Onu yorumlayan siyasi uzmanlar, ‘Babası sadece dikkat çekmek isterdi, Marine ise hükmetmek istiyor, iktidarı istiyor...’ diyor. İşte tam bu sebepten dolayı muhaliflerine göre Marine Le Pen babasından daha tehlikeli.

Partinin yüzü

MarIne Le Pen’in siyasetteki en büyük yol arkadaşı henüz 23 yaşında Fransa meclisine girerek ülkenin en genç milletvekili olan yeğeni Marion Marechal Le Pen. Kardeşi Yann’ın kızı olan Marion, güzelliğiyle partinin yeni yüzü oldu. Siyasette de her geçen gün yükseliyor.


0 yorum:

Yorum Gönder

Search

Labels